Düşündük ki translate Portuguese
269 parallel translation
Düşündük ki şerif ofisinde yer aldığımız sürece, doğal olarak birşeyler yapabilme hakkımız var.
Já que ocupamos o gabinete do xerife, mais vale fazermos alguma coisa.
- Bayan, biz düşündük ki...
- Menina, queremos apelar-lhe...
İkimiz de düşündük ki...
Isto é, ambos pensámos...
Biz de düşündük ki, siz...
Pensámos que o senhor poderia...
- Gooper'la düşündük ki...
- Eu e o Gooper achamos...
- Teğmen, Düşündük ki...
- Tenente, pensámos...
- Düşündük ki, ilişkilerinizi kullanarak...
- Pensámos que os seus contactos...
Bu yüzden de düşündük ki -
Estivemos a pensar...
Düşündük ki onu bulmamızı siz sağlayabilirsiniz. Şşşş. Bir anlaşma yapmak istiyoruz.
Cremos que é capaz de nos ajudar a recuperá-la.
Polise haber vermek istedik. Sonra düşündük ki bu senin işin.
- Queríamos falar com a polícia, mas depois achámos que para ti, com a tua posição, seria mais fácil.
O dönemi göz önüne alarak, düşündük ki, telefon...
- Dada a época, pensámos que o telefone...
Seni beklerken moloko içtik ve sen gözükmedin. Düşündük ki, belki sen, ondan bundan hakarete uğramış olabilirsin. Biz de evine gittik.
Bebemos o nosso leitinho "temperado", esperámos por ti e como não aparecias receámos que tivesses tido algum azar e resolvemos dar cá um salto.
Sen onu iyi tanıdığın için, düşündük ki belki sana neyin yalan neyin doğru olduğunu söylemiştir.
Achamos que como você o conhece tão bem... talvez ele lhe tenha dito o que é verdade e o que não é.
Düşündük ki rapor durumu açıklıyor.
Eu pensava... O relatório explica a situação.
Düşündük ki... orada olduğunuz sürece..
Pensamos...
Humphrey ve ben düşündük ki.. .. özel bir komisyon kurarak tüm Quango etkinlikleri hakkında bir rapor hazırlayalım,..
Eu e o Humphrey pensámos em formar uma comissão que investigasse a composição e actividades das empresas de capitais públicos.
Ne yapacağım ki bunlarla? - Düşündük ki birini kafana takabilirsin.
- Podia-te apetecer usar um hoje.
Gizli, biliyorum aptalca ama düşündük ki kimsenin haberi olmazsa...
É segredo! É idiota, eu sei, mas se ninguém souber...
Evet. Clive ve ben Sevgililer Günü olduğu için düşündük ki... Her yerini tıraş etmeyin.
Sim, sr. O Clive e eu pensámos que já que estamos no S. Valentim... já não precisamos de a rapar.
Bunu seyreden milyonlarca insan var, biz de düşündük ki belki...
Há milhões de pessoas a assistir e pensámos que talvez...
Öğretmenler ve yönetim olarak düşündük ki...
Os professores e a administração, nós pensamos,
Düşündük ki, başka bir Melmac'liye ulaşırsak ve ALF kendi gezegenindeki son kişi olmadığını bilirse yüzü biraz güler değil mi?
Nós pensamos que se pudéssemos contactar outro melancial se o Alf soubesse que não era o último da sua espécie, talvez se animasse.
Düşündük ki, burada bakıp beslemeniz gereken çok fazla çocuk var.
Pensamos que tem muitos miúdos para cuidar e para alimentar.
Alf, biz düşündük ki... Senin hastalığın, bir kedinin canından çok önemli.
Alf, nós decidimos que a tua saúde é mais importante que um gato.
Kocam ve ben ustabaşının genç yardımcısının baharda işi bırakmasına karar verdik. Düşündük ki belki Pelle onun yerine geçmek ister.
O meu marido e eu pensámos que talvez o Pelle gostaria de ser o novo ajudante.
Ve sonra düşündük ki, "neden bir sürprizimiz daha olmasın?"
E pensamos : Porque não mais uma surpresa?
Düşündük ki eğer kazanırsak, evlenebiliriz.
Decidimos que, se nós ganhássemos, íamo-nos casar.
Doktor Hayward "tanıdık bir uyarıcı" ya ihtiyacın olduğunu söyledi. biz de düşündük ki... neyse işte!
Dr Hayward disse que precisavas de estímulos familiares... então, estavamos a pensar, que diabos...
Düşündük ki, kız arkadaşının bodrumunda buluşursak kendini daha rahat hissedebilirsin... hem de o işteyken.
Pensamos que seria mais confortável se nos reuníssemos aqui, na cave da tua namorada enquanto ela está a trabalhar.
Biz de düşündük ki belki sen bize o istediğimiz şeyi yapacak kişiyi bulmamız için yardım edebilirsin.
Então estavamos a pensar, se podias ajudar-nos a encontrar alguém que nos possa ajudar.
Düşündük ki, eğer o bizimle olursa, bizimle işbirliği yapmaya biraz daha hevesli olursunuz.
Achámos vantajoso tê-la connosco, para bem do nosso trabalho conjunto.
Şeyy, düşündük ki... Sizi sözlü danışman olarak kullanmayı düşündük.
Bem, nós pensámos que seja melhor ficar como Consultor.
Biz yalnızca düşündük ki, eğer o uyandığında burada olmazsan çok daha iyi olacak.
Nós pensamos que seria melhor se você não estivesse aqui quando ele acordar.
Biz düşündük ki, Hole Gölü'nde bir iki turna balığı yakalamak için kurulabiliriz.
Pensámos tentar a sorte ao lúcio, no lago da mansão.
Patronunun işini devralmak için eline fırsat geçti ama paraya ihtiyacı vardı, ve düşündük ki...
Surgiu uma oportunidade de comprar o negócio ao patrão mas ele precisa de dinheiro, por isso pensámos...
Düşündük ki, biraz kestane haşlarız ve kendimiz için hindi doldururuz.
Pensei que podíamos assar umas castanhas e comer um peru.
Bak, Cheryl ile ben düşündük ki...
Cheryl e eu achámos...
Senin odan hemen bizimkinin yanında. Biz de düşündük ki... ben düşündüm ki, seni ninenin odasına alsak... ve senin odanı bebek odası olarak kullansak.
O teu quarto fica pegado ao nosso e, por isso, pensámos... pensei que podíamos mudar-te para o da vovó... e usar o teu antigo quarto para o bebé.
O zaman kısa bir süre için düşündük ki belki de kaçıp evlenmişlerdir.
Por um instante pensámos que talvez tivessem fugido e casado.
Düşündük ki geçerken yemek için bir uğrayalım.
Lembrámo-nos de vir cá jantar sem avisar.
Düşündük ki...
Pensámos...
Böylece düşündük ki ; eğer gemiyi solucan deliğine götüremiyorsak solucan deliğini gemiye getiririz.
Então estávamos a pensar que se não podemos levar a nave até o wormhole, trazemos o wormhole até a nave.
Ne olacağını düşündük ki?
O que é que pensámos que ia acontecer?
Aslına bakarsanız Ben, yani ikimiz düşündük ki...
Na realidade, o Ben decidiu... Bem, quero dizer, decidimos os dois...
Diyelim ki işe devam etmeyi düşündük.
Digamos que decidimos avançar com o trabalho.
Akabinde oturduk ve üzerinde düşündük. Durum gösteriyordu ki 1 Eylül civarlarında, hedeflerin çoğu temizlenmiş olacaktı.
é que nos reunimos e pensámos no assunto e concluímos que não teríamos mais alvos em Setembro
Birliği önümüzde ki hafta operasyondan dönüyor ve biz de buluşabiliriz diye düşündük.
O seu esquadrão folga das operações na próxima semana, assim vamos juntos.
Afedersiniz - Biz de düşündük ki
Desculpe.
Düşündük ki...
Se fora difícil para Chisum dar-nos o dinheiro.
Tabi ki hata olduğunu düşündük.
Sim, naturalmente assumimos que foi um erro.
O kadar açıktı ki mecazi olarak konuştuğunu düşündük.
Foi tão claro, que julgámos que ele falava metaforicamente.