Eve geldiğimde translate Portuguese
494 parallel translation
Eve geldiğimde oturma odasındaki kanepede uyuyan yabancı birini görürdüm ya da sundurmadaki hamakta ya da...
Sempre que eu chegava a casa, havia um estranho... dormindo no sofá da sala, outro na rede da varanda e outro...
Eve geldiğimde, onları gömdüm ve bunu yapan kasapları avlamaya başladım.
Quando voltei enterrei eles... E sai para procurar o açougueiro que tinha feito tudo aquilo.
Günümün en güzel anlarından biri de eve geldiğimde onu bir doğum günü pastasından fırlamış hâliyle bulmamdı.
Uma das partes mais importantes do dia era quando eu entrava... e ela parecia que tinha descido de um bolo de aniversário.
Rose, iki gecedir eve geldiğimde seni ayakta buluyorum.
Rose, esta é a segunda noite que te encontro acordada.
Eve geldiğimde saat 9 : 25'di.
Eu voltei para casa às 9 : 25.
Siz gittikten sonra, bira içmeye gittim. Eve geldiğimde, direk içeri girdim.
Quando saiu, fui tomar uma cerveja, e quando voltei, entrei no banheiro.
Geceleri eve geldiğimde ev boşsa ağlamaklı oluyorum.
Senão, como resistir? Eu, de noite, quando chego após toda aquela canseira... se não encontro alguém caio no choro. Entendeste?
Eve geldiğimde bütün kilitler değişmişti.
Quando voltei de Paris, já havia fechaduras novas em todo o lado :
Dün gece eve geldiğimde, odanın kapısı kilitliydi.
Ontem à noite sua porta estava fechada.
- Dün akşam eve geldiğimde sen...
- Quando cheguei a casa ontem, tu estavas...
Okuldan eve geldiğimde..... o gitmiş olurdu.
E quando voltava da escola... ela já tinha ido.
Eve geldiğimde radyoyu açtım.
Lembro-me bem daquela noite. Tinha saído, cheguei tarde e liguei o rádio.
Eve geldiğimde konuşmaya bile gücüm kalmıyor.
Não tenho energia para falar.
İşten eve geldiğimde yemek pişirmek için hep çok yorgun olurum.
Sabes bem que nunca cozinho depois do trabalho.
Bu akşam eve geldiğimde konuşuruz, tamam mı?
Falamos sobre isso esta noite, quando eu chegar em casa, está bem?
Eve geldiğimde hazır ol.
Está preparada quando eu chegar.
Eve geldiğimde, Bunun hakkında hiçbir şey bilmiyordum yazı yazmak, graffitiyi bilmiyordum, çünkü burda değildim.
Quando voltei para casa não sabia nada acerca de "escrita", de Graffiti, porque não estava para aí virado.
Şimdi, Eve geldiğimde, Trenlerde yazılar gördüm.
Então quando voltei, vi escritos no comboio.
Dr. Ferrier son derece bana kibar davrandı. İyi ki istasyona kadar benimle geldi ve sonra ben eve geldiğimde tamamen çıldırmıştım.
O Dr. Ferrier teve a amabilidade de me escoltar e bem a tempo, porque tive um ataque na estação e antes de chegar em casa estava à beira da loucura.
Beni arama artık, bunu eve geldiğimde konuşuruz.
Não me ligue assim, nunca mais. Falaremos quando eu chegar a casa.
Bir gece eve geldiğimde Gizli Polis'in babamı tutukladığını gördüm.
E uma noite, voltei para casa e descobri... que o meu pai tinha sido preso pela policia secreta.
Eve geldiğimde bayılacağımı sandım.
Quando cheguei aqui, pensei que ia desmaiar.
Ve eve geldiğimde babanız size hiçbir şey vermeyecek.
E, quando voltar, o pai não vai dar-lhes nada.
Bir gün eve geldiğimde iki erkek birden beceriyordu onu.
Um dia quando cheguei a casa, ela estava com dois de uma vez.
Eve geldiğimde Ken uyumuştu.
Quando cheguei a casa o Ken dormia.
Ve bana hatırlat eve geldiğimde o garajı boyamak istiyorum.
E lembra-me quando eu chegar a casa quero pintar a garagem.
Eve geldiğimde bunları unutmak istiyorum.
Quando entro, não tenho desejo de falar.
Eve geldiğimde neredeyse geceyarısıydı.
Era quase meia-noite quando cheguei a casa.
Yarın eve geldiğimde, terliklerimi istiyorum. Gazetemi Buck'tan önce istiyorum. Akşam yemeğimi de Buck'tan önce istiyorum!
Amanhã, quando chegar a casa, quero os chinelos e o jornal, antes do Buck, e quero o jantar, também antes do Buck.
Mesela gelecek sefer eve geldiğimde birinin bana terliklerimi getirmesini istiyorum.
Mãe, abdicámos da comida e orientação, mas precisamos de dinheiro.
Yok. Eve geldiğimde ellerim balık kokmazsa karım şüpheleniyor.
A minha mulher desconfia se eu não cheirar a peixe.
Eve geldiğimde, bu ev temiz olmalı. Gerçekten temiz.
Quando chego, esta casa deveria estar limpa, bem limpa.
Biliyor musun, bazen eve geldiğimde, onu burada ev işleriyle uğraşırken bulmayı bekliyorum.
Você sabe, às vezes quando eu venho casa à noite Que espero encontrá-lo nas marcasde unhas ou rachadelas a dividir o verniz.
Bir gün işten eve geldiğimde onu yatakta buldum.
Um dia vim do trabalho e encontrei-o na cama.
Eve geldiğimde, cesedi havuzdaydı.
Quando cheguei a casa, ele já se tinha afogado.
Eve geldiğimde, sen yoktun ve ben delirdim.
Quando cheguei a casa e vi que tinhas ido embora, fiquei louco.
Sorumlulukları ve görevleri iyi anlamak lazım. O anda anladım ki, bir daha eve geldiğimde Annie'yi merdivenin başında görmeyecektim.
Nesse momento compreendi que nunca mais chegaria a casa, e veria a Annie no cimo das escadas.
Perşembe eve geldiğimde üstümde 1500 dolar vardı.
Na quinta-feira, quando cheguei, trazia 1500 dólares comigo.
Evlat, eve geldiğimde ellerimle boynunu kavrayacağım ve seni öpücüklere boğacağım.
Rapaz, quando eu chegar a casa... Vou colocar as minhas mãos no teu pescoço e asfixiar-te com beijos.
Eve geldiğimde seni burda görmek istemiyorum.
Ao voltar, não quero vê-lo.
Eve geldiğimde içerde bir adam vardı.
Quando cheguei a casa, estava lá um homem.
Ve eve geldiğimde onu görmek istemiyorum.
Não quero. Pode ver o bebê, se quiser.
Bir gece eve geldiğimde gitmişti.
Cheguei a casa numa noite e ela tinha desaparecido.
Eve geldiğimde, televizyon izlenmiş mi diye sıcaklığına bakıyorum ve hep sıcak oluyor.
Quando chego a casa, ponho a mão em cima da televisão para ver se está quente. E está sempre.
Dün gece yarısı eve geldiğimde orada uyuyordu.
Ontem à noite estava ali a dormir.
Eve geldiğimde Bayan Dougherty şarap mahzenine kilitlenmişti.
Quando voltei, a Sra. Dougherty estava trancada na adega.
ben eve geldiğimde...
Quando eu venho para casa- -
Eğer beni özlüyorsan eve geldiğimde neden mutlu değilsin?
Se você sente minha falta, por que não está feliz quando venho para casa?
Eve geldiğimde ise evde yoktu.
Quando voltei a casa, tinha desaparecido.
- Ben eve yedide geldiğimde inanırdın ama.
- Você o fazia quando chegava às 7.
Pekala, söylediğim gibi sizin frakel olarak tarif edeceğiniz şeyle karşı karşıya geldiğimde eve dönüyordum.
Dizia eu que ia a caminho de casa quando me deparei com o que descreveríamos como um assalto.
eve gidiyorum 210
eve gel 70
eve geldim 52
eve gitti 30
eve gitmek istiyorum 292
eve git 260
eve gidelim 249
eve gittim 19
eve gidiyoruz 153
eve geldik 42
eve gel 70
eve geldim 52
eve gitti 30
eve gitmek istiyorum 292
eve git 260
eve gidelim 249
eve gittim 19
eve gidiyoruz 153
eve geldik 42