Eğer biz translate Portuguese
2,078 parallel translation
Eğer biz daha önce çalmazsak.
Não se nós... o roubarmos primeiro.
"Eğer biz insanoğulları Tanrı'nın çocuklarıysak karanlığın yaratıkları şüphesiz ki Şeytan'ın çocuklarıdır."
Se os seres humanos são filhos de Deus, então as criaturas das trevas são sem dúvida filhos de Satanás.
Eğer biz sadece burada olmak üzere olan şeylerden konuşursak tamam mı, ve bakın bakalım ne tür ruh halleri ortaya çıkacak...
Podemos falar sobre o que está prestes a acontecer? Ver que emoções nos assolam.
Eğer biz çıkıyorsak, bunun anlamı içeri girdiğimizde elini tutabilir miyim?
Se somos namorados, posso dar-te a mão quando entrarmos?
Eğer biz tedavi ettiğimiz kişiysek, kimseyi tedavi etmeyince kim oluyoruz?
E se somos quem tratamos e se não tratarmos ninguém, somos o quê?
Eğer biz rakipten daha iyi olduğumuza inanırsak, onlar da buna inanır.
Se acreditarmos que somos melhores do que aquilo que os outros acham que somos,
Hayır, eğer biz tuhaflaştırmazsak.
Não, só se o tornarmos estranho.
Ve eğer biz gelmeseydik tam olarak ne zaman arabanın içinde olacaktınız?
Onde está o teu carro? E se não tivéssemos chegado, quando achas que estarias a entrar nele?
Richard'ı seviyorum, ama eğer biz senin dediğin anlamda birlikte olursak onu teslim alırım.
Eu amo o Richard, mas... se eu e ele ficássemos juntos dessa forma... ele seria confessado.
Diyorsun ki eğer biz bu örneği kullanırsak, elimizde ona karşı kullanabileceğimiz birşey kalmaz,
Diz que se fizermos o teste não poderemos usá-lo,
Anlatmak istediğim, eğer biz sevgiliysek arkadaşlarınla arkadaş olmalıyım.
Mas o que quero dizer é que, se somos um casal, eu deveria ser amigo dos teus amigos.
Kızlar, eğer ihtiyacınız olursa, biz mutfaktayız.
Meninas, se precisarem, estamos na cozinha.
Peki biz eğer- -
E se nós...
Evet, tamam. Servis ya da başka bir şey eğer bu halka giderse boyunlarına ip geçirilen biz oluruz.
É, bem, serviço ou não, se vem a público, seremos nós com as cordas no pescoço.
Eğer Hale satılık olsa, biz almıştık bile.
Se o Hale se deixasse comprar, já o tínhamos.
Eğer Amerikan Ulusalcıları Birliği'nden bahsediyorsan, biz...
Se está a falar da Liga dos Nacionalistas Americanos, nós...
Biz onu geri koyacağız,... Brennen'da, kızgın Güney Amerika'lı dostlarından kaçmakla meşgul olacak. eğer başka güçlükler ile karşılaşmazsak, başlamaya hazırız.
Repomo-lo, o Brennen foge dos maldosos amigos sul-americanos e ficamos bem, desde que não nos metamos em apuros.
eğer onu bağışlasalardı... biz onu öldürürdük... çünkü hayatta olsaydı... birçok ölümlere sebep olurdu...
Caso eles o poupassem... teria-mo-lo morto nós... Pois caso ele ficasse vivo... teria sido responsavel por uma série de mortes... como agora sabes.
Eğer ilkel mağara insanları gibi olmasını istiyorsan evet olabilir ama biz burada daha zarif bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.
Bem, se o tiveres a fazer como um Neandertal, claro. Mas acho que queremos um pouco mais de subtileza aqui, sabes?
Eğer bir sorun olursa, biz yolun karşısındayız.
Agora, se tiveres alguma pergunta, estamos logo a seguir à rua.
Exxon olarak biz, eğer serbest piyasa kendi haline bırakılırsa,.. ... insanoğlunun karşılaştığı tüm çıkmazlara çare bulacağına inanıyoruz.
Nós na Exxon acreditamos que um mercado livre irá, se deixado à própria sorte, encontrará sempre soluções para seus dilemas que a humanidade enfrenta.
Eğer Führer Başkanla çalışan bir ulusal simyacı aynı zamanda bir Drachma casusu olsaydı felaket olurdu, biz de onları tutukladık.
De qualquer forma, não conseguias passar por aqui com esse teu corpo enorme, pois não? Não é que tenha escolhido ser assim!
Eğer ailelere mensup değilseniz, biz, bantları size veremeyiz.
Não fazem parte da famílias, portanto não vos podemos dar as cassetes.
Padmé eğer içerideyse ve sonra biz de silahlarla içeri girersek, Padmé öldürülebilir.
Se a Padmé estiver lá dentro, e se entrarmos em força, ela pode morrer.
Eğer senin sonun Bru-dog'la ve benimki de Liam'la olursa, Biz de kuzen eşleri olacağız.
Só estou a dizer, se tu vais ficar com o Bru-dog e eu com o Liam, seremos primas por tabela!
Usta, eğer gelmezseniz biz de gitmeyeceğiz.
Mestre, se não for, Nós também não vamos.
Yine de, merak ediyordum da eğer biz- - Walter?
Walter?
- Eğer biz...
Se nós...
Eğer gitmezsek biz de onun gibi öleceğiz.
Tal como nós se não sairmos daqui.
Biz yolu biliyoruz ; Eğer dışarda insanlar olursa,
Já conhecemos a nova rota, mas aquelas pessoas ali fora, não.
Jessie, eğer kocan masumsa senin dostunuz biz.
Jessie, se o seu marido está inocente, somos os seus melhores amigos.
Eğer baban oradaysa, biz onu kurtarırız.
Se o teu pai estiver lá nós vamos protegê-lo.
Çünkü eğer ilişki sorunları yaşıyorsanız, ben... Biz çift değiliz.
É que se têm problemas na vossa relação, eu posso...
Eğer Lutz ile buluşursa, biz de orada olacağız.
Se ele se encontrar com o Lutz, vamos estar lá.
Eğer sorun müşteri tarafından olursa... biz korunmuş oluruz.
Se o problema estiver do lado dos clientes, estaremos protegidos.
Eğer McPherson'sa, nedeni intikam veya kötülük veya dikkat dağıtma, yani biz bununla uğraşırken o da başka şeyler yapıyordur.
Se for o MacPherson, pode ser vingança ou por maldade ou uma diversão para fazermos isto enquanto ele está a fazer outra coisa.
Eğer patlak lastiği şişiremiyorsak biz de diğerini patlatırız.
Bem, se não podemos voltar a encher o pneu vazio... Podemos esvaziar o outro.
Bak biz, tedaviye ihtiyacı olanı tedavi ediyoruz. Eğer tedavi masraflarını karşılayabiliyorlarsa ne âlâ. Karşılayamıyorlarsa, sen hepsini toplamanın bir yolunu bulursun.
Tratamos quem precisar, se puderem pagar óptimo, se não encontrarás uma maneira de equilibrar as contas.
Eğer George O'Malley bir otobüsün önüne atlayabiliyorsa biz de şu aptal çağrılara cevap verebiliriz.
Portanto, se o George O'Malley pode saltar para a frente de um autocarro, nós podemos responder à porra das nossas mensagens.
O da benimle ilgili birçok şey biliyor, eğer bunu diyecekseniz çünkü biz konuşuyoruz.
Ele também sabe coisas sobre mim, se era isso que ia dizer, porque nós falamos.
Ve sonra, takım herşeyin daha da kötüleşeceğini düşünmeye başladığı zaman... Eğer koşullar burada, daha da sakinleşirse muhtemelen oyuncak teknelerini değirmen havuzunda yüzdüren küçük çocuklarımız olacak Yani, biz 12 feet varil dalgalar için geldik ve sadece hafif bir kabarıklığımız var şu anda.
Então, quando a equipe pensou que as coisas não poderiam ser piores... águas tão tranquilas que crianças provavelmente poderiam velejar com seus barcos de brinquedo... quero dizer, vimos buscar ondas de 4 metros e temos uma espécie de rio rápido, mas suave.
Biz seks yapmadık ve sen başkasıyla birlikte oldun, eğer Naomi'ye gerçeği söylemezsen, benim hayatımı mahvedecek, Liam.
Tu e eu não tivemos sexo, e... tu tiveste sexo com outra pessoa, e se não dizes a verdade à Naomi, ela vai arruinar a minha vida, Liam.
Eğer sizin içinde sorun yoksa, ilk darbeyi vuran biz olmayacağız.
Se você concordar, quero sugerir que não lancemos o primeiro ataque.
Eğer izinli ya da izinsiz kalmazsak... o da, biz de pişman oluruz.
Se não ficarmos, com ou sem a permissão dele, ele e todos nós nos arrependeremos.
- Cristina... - Durun, durun. O da benimle ilgili birçok şey biliyor, eğer bunu diyecekseniz çünkü biz konuşuyoruz.
Ele também sabe coisas sobre mim, se é isso que vai dizer.
Eğer onlar yapıyorsa, biz de yapmalıyız.
Sim. Se eles o fazem, também devemos fazer.
Eğer ben kan testlerini bitirirken anjiyo yapabilirseniz... - Biz işi bıraktık.
Se pudessem fazer a angiografia ao cérebro enquanto eu acabo as análises ao sangue...
Ulusal Enerji Politikası'ndaki şey buydu. Eğer o gizli dereceli Gelişme Raporu, açıklanmış olsaydı, biz yarın Dick Cheney'i ve o yönetimdeki diğerlerini asmak için darağcı dikiyor olurduk.
É isso que está no relatório do NPDG que foi classificado, porque se esse relatório fosse desclassificado estaríamos a construir cadafalsos para enforcar o Dick Cheney e todos os outros dessa Administração, amanhã.
Eğer siz çocuklar müvekkilimi herhangi birşeyle suçlamayacaksanız, ki suratlarınızdaki aptal ifadelerden suçlayamayacağınızı anlayabiliyorum, şunu kapatabilirsin. Çünkü biz gidiyoruz.
Muito bem, se não vão acusar o meu cliente de nada, e posso ver nas vossas expressões mudas que não vão, pode desligar isso, porque vamos fazer-nos à estrada.
Bir arada kalıp buradan kurtulmaya çalışalım eğer önce biz bulursak siz alabilirsiniz.
Vamos é ficar juntas, sair daqui, e assim que o encontrarmos podem ficar com ele.
Eğer bu Sör Lancelot ise, biz neyi ezdik o zaman?
Se esse é o Sr. Lancelot, então o que esmagamos?
bizi 127
bizim 255
bize 347
bizde 44
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizden 47
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizim 255
bize 347
bizde 44
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizden 47
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizi mi 28
bizi takip edin 17
bizi bekle 20
biz geldik 136
bize ne 16
bizim gibi 50
bizim değil 34
bizi bekliyor 29
bize izin verir misin 22
bize bak 28
bizi takip edin 17
bizi bekle 20
biz geldik 136
bize ne 16
bizim gibi 50
bizim değil 34
bizi bekliyor 29
bize izin verir misin 22
bize bak 28