English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Geldim

Geldim translate Portuguese

31,238 parallel translation
Öldürme emrine ben karşı geldim.
Recusei-me a acatar a ordem para matar.
Seni kurtarmaya geldim.
Vim resgatar-te.
Henry, duyar duymaz geldim.
Henry, vim assim que soube.
Geldim, buradayım.
Estou aqui, mesmo aqui.
Seni kiralamak için geldim Aladdin
Vim contratar-te. Aladino.
Bunun için sana geldim
Por isso que vim até ti.
Sadece kaybettiği birşeyi ona geri vermeye geldim
Só vim devolver algo que ela tinha perdido.
Ben de yeni geldim.
Acabei de chegar.
General Grant bu gece oyuna gelecekti, ama gelemeyecek ve ben de biletleri iade etmeye geldim.
O General Grant era para vir ver a peça esta noite, mas não pôde vir, e eu tenho de devolver os bilhetes.
Aslında, nasıl olduğunu görmeye geldim. ama sanıyorum hala sinirlisin.
Vim ver como te sentes, mas acho que continuas chateada?
Ben buraya... insanların yeterli azim ve emekle birer esin kaynağı olabileceğini göstermeye geldim.
Max, o que achaste? Max? Max?
Bir mesaj iletmeye geldim.
Trago uma mensagem.
Gelebildiğim kadar çabuk geldim.
Vim assim que pude.
Çünkü buraya birşeyleri telafi etmeye geldim.
Por que vim até aqui para fazermos as pazes.
İşte geldim, Han'ın özel tarifi sıcak çikolata. Üstünde bir kat marshmallow var.
Aqui vamos nós, Chocolate quente à La Han, completo, com uma camada de creme de marshmallows.
Clint'i sokağın aşağısındaki havalı bardan kaptım geldim.
Eu contratei o Clint àquele bar fixe do fim da rua.
Girdiğim deliğin yarısına geldim.
- Já está chamando. Estou a meio da Avenida Hershey.
Telefonlarıma cevap vermediğin için geldim sadece.
A única razão porque estou aqui é porque não devolveste as minhas chamadas.
Sadece kontrole geldim, Edward.
Apenas vir visitá-lo, Edward.
- Ben geldim.
- Cheguei.
Geldim bebeğim.
- Estou aqui, querida.
Geldim.
Agora é tarde. Já superei.
İşe gittim, arkadaşlarımla yemek yedim buraya geldim ve...
Fui trabalhar, almocei com uns amigos... vim aqui e...
Babalara geldim.
Estou a ver o empregado.
Kızımı görmeye geldim.
Vim ver a minha filha.
Anne, ben geldim!
Mãe, estou em casa!
- Hey, hey. Ben buraya seni almaya geldim ve aldım.
- Eu vim por ti e aqui estás.
Ben de onun için geldim.
- E eu vim por ele. E falhaste... por isso é que eu estou aqui.
Ve de başarısız oldun, o yüzden geldim ya.
- Temos que ir.
Yalnız geldim.
Vim sozinho.
Sadece buraya yardım teklif etmek için geldim.
Só fui enviado para oferecer ajuda.
Erken geldim sanıyordum. Kesin bir şey kaçırdım.
Achava que me tinha levantado cedo.
Bu göreve hizmet etmek için geldim.
Meti-me nisto para servir.
Terörist rolü yaparken gerçek bir terörist durumuna geldim.
Passei de infiltrada para uma verdadeira terrorista.
Buraya nasıl geldim?
Como é que voltei?
Doktor Tobias Curtis, televizyon izleyicinizin gözünü kamaştırmaya geldim.
Dr. Tobias Curtis, vim para entreter o público.
Böldüğüm için özür dilerim. Gelebildiğim kadar çabuk geldim.
Desculpem interromper, vim assim que pude.
Ben sizin ölü doğan bebeğiniz yerine ikame olarak geldim.
Eu fui o substituto do bebé que morreu.
Hepsi bu. Buraya bir süveter almak için geldim ; Olivia üşümüş de biraz.
Eu vim só buscar uma camisola.
Ben geldim.
- Voltei.
Lavabonuzu tamir etmeye geldim.
Vim arranjar o lava-loiça.
- Ama sana yardima geldim.
- Mas vim ajudar-te.
Sadece kiz arkadasima - yardima geldim.
- Estou a ajudar a minha namorada.
- Yegeninle tanistirmaya geldim.
-... te apresentar o teu sobrinho.
Gelmemi istedin, geldim.
Pediste-me para vir. Estou aqui.
Buranın gizliliği için yeminliydim. Şimdi de kalkmış D olmadan, bir yabancıyla davetsiz geldim.
Jurado ao segredo sobre este lugar, e agora estou vindo sem ser convidado, com um convidado, e sem D.
Elimden geldiğince hızlı geldim.
Cheguei aqui assim que pude.
Geldim hayatım.
Estou aqui, querida.
Ben geldim doktor.
Estou aqui, Doc.
- Tek başıma geldim.
- Sozinha.
- Selam. Kötü bir zamanda mı geldim?
- Vim numa má altura?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]