Gideriz translate Portuguese
4,321 parallel translation
Ne yazık ki siz gelir gelmez, biz gideriz.
Infelizmente, partimos assim que chegais.
Biz de bu taraftan gideriz o zaman.
- Tenho de ir para aquele lado.
Aslına bakarsanız bu yaz hep beraber Yellowstone'a gideriz diyordum. Ama ben derim ki bu orostopolu okyanusa sürelim!
Na verdade, estava a pensar... que podíamos ir neste Verão ao Yellowstone... mas proponho que levemos esta beleza de costa a costa.
Austin, San Antonio ve Dallas'a gideriz.
Iremos a Austin, Santo Antonio e Dallas.
Belki New Orleans'a gideriz.
Bom, talvez eu vá a Nova Orleães.
Mary ile öğle yemeğine çıkıp, sonra da Yaz Sergisi'ne gideriz diye düşündüm.
- Espero almoçar com a Mary e levá-la a ver a Summer Exhibition.
Bence şimdi de bunlar olmadan geçinir gideriz.
Espero poder passar bem sem eles agora.
Sonra kalkıp, bir şeyler yiyip, dişlerimi fırçalayacağım. Sonra da duş alıp, giyindikten sonra gideriz.
Depois levanto-me, como alguma coisa, escovo os dentes, tomo um banho, visto-me e saímos.
Ben de performans turlarına kalırsa gideriz diye düşündüm.
Estive a pensar, e podíamos ir se ele for declamar.
Belki sonra "Maskeli Süvari" filmini izlemeye gideriz.
Da próxima vez podemos ir ver "O Mascarilha".
- Hepimiz gideriz.
- Vamos todos!
Beraber gideriz.
Podíamos ir juntos.
Işıklı yollardan gideriz.
Andamos por caminhos iluminados.
Yeriz, sıçarız, gideriz.
Vamos comer, fazer chichi e ir embora.
Ya birlikte gideriz ya da ben tek giderim Jesse.
Olha, Jesse, ou vamos juntos ou vou só eu.
İşin bittiğinde de beni çözersin. Biz de buradan toz olup gideriz!
E quando terminares, talvez possas soltar-me para nos pirarmos daqui!
Düşünüyordum da oraya gideriz...
Pensei que nós podíamos conduzir até lá
Biz... biz... havaalanına gidemeyiz. O zaman trenle gideriz.
Não podemos ir para o aeroporto, por isso vamos de comboio.
Yüce Tanrı'mızın buyruğuyla buradayız ancak onun isteğiyle gideriz, sizin değil.
É por decreto do Pai Celestial que estamos aqui e será por vontade Dele e não pela sua que iremos embora.
Başka bir yere gideriz.
- Vamos para outro lugar.
Çölün etrafındaki yoldan doğuya doğru gidebiliriz. Ya da Mohana'ya kadar gideriz ve güneye dönüp doğruca çölün içinden geçeriz.
Podemos seguir o caminho à volta do deserto, até leste, ou podemos chegar a Mohana, e ir direto para sul, através do deserto.
- Hayır, bugün tek dersim vardı. - Eve beraber gideriz diye düşünmüştüm.
- Não, só tive uma aula, por isso, pensei ir para casa contigo.
Gizli Servis'e gideriz, bize yardım edeceklerdir seni bir şeye dönüştürmelerine izin vermeyeceğim bir katile.
Vamos aos Serviços Secretos, e conseguiremos ajuda, mas não vou deixá-los tornar-te numa... numa assassina
Sen Amanda'yı al, hücrelere biz gideriz.
Apanha a Amanda. Vamos tratar das celas.
İstediğimiz yere gideriz, istediğimizi yaparız.
Podemos ir para qualquer lugar, fazer qualquer coisa.
Belki maça falan gideriz diye.
Para ir ver um jogo ou assim.
Tekrar Disneyland'a gideriz.
Voltaremos à Disneylândia.
- Ortaklar toplantısı biter bitmez gideriz.
Vamos? - Logo após a reunião de sócios.
Benim arabayla gideriz.
Eu conduzo.
Benimle karakolda buluş oradan gideriz.
Vai ter comigo à esquadra e partimos de lá.
Belki gideriz?
Talvez?
Revire gideriz.
- Não é!
Yani barıştığımızı sanıyordum. Yemeğe filan gideriz sanmıştım ne bileyim.
Pensei que íamos voltar juntos, almoçar e assim.
Evet, ama öğlenleri öğlen yemeğine de gideriz demiştik.
Sim, mas também combinamos almoçar ao almoço.
Tedaviye gideriz.
Leva-nos a um tratamento.
Bizim olanları almaya geldik. Hepsi bu kadar. Sonra da gideriz.
Viemos atrás do que é nosso e depois... vamos embora.
Biliyor musun? Bende düşünüyordum ki iş'ten sonra buluşup, birlikte hapisaneye gideriz?
Estava a pensar que podíamos encontrar-nos depois do trabalho, irmos à prisão juntos?
- Tamam başka bir yere gideriz biz de.
- Ouve, vamos a outro lado.
Hep ilk biz gideriz.
Somos sempre os primeiros a partir.
Kesin boğulup gideriz.
Vamos tomar banho, de certeza.
İşimiz cennete giriş biletimiz olur Cheyenne'e kadar bu trenle ve o hisse ile gideriz.
O trabalho vai ser o nosso bilhete para o céu. Vamos levar esse comboio e essas acções a correr até Cheyenne.
Bir içki al, sonra yanına gideriz.
Pede uma bebida. Depois vamos procurá-lo.
Mesaiden sonra özel bir poligona gideriz.
Vamos depois do expediente a uma carreira de tiro particular.
Bir sonrakine gideriz.
Eu vou ao próximo.
Üçümüz mahkemeye beraber gideriz diye düşündüm.
Pensei que poderíamos ir juntos ao Tribunal.
Muhtemelen kutlamaya gideriz.
Escuta, vamos provavelmente celebrar.
Cho'yla birlikte Parkman'ın spor merkezine gideriz, o birileriyle görüşür ben de etrafa bakarım.
Vou levar o Cho ao ginásio do Parkman. Ele pode questionar e anotar e dou uma olhadela à volta.
- Tamam biz de gideriz o zaman.
- Então, vamos lá.
Grace ve ben gideriz.
A Grace e eu vamos.
- Evet gideriz. Hadi ama.
Vamos.
Başka bir zaman gideriz. Sağ ol.
Vamos remarcar.