Gidersem translate Portuguese
1,172 parallel translation
"Ya tek bir kadınla sevişemeden ölüp gidersem..."
"E se eu morrer... sem ter feito amor com uma mulher?"
Eğer gidersem aramızdaki bağ kopacak.
Se eu partir, o vínculo entre nós será quebrado.
Gidersem nasıl bir örnek olurum?
Se eu partir que exemplo lhe vou dar?
Sonra nereye gidersem gideyim tablo hep bana bakıyordu.
E ainda que me movesse para a direita ou para a esquerda, parecia que olhava sempre para mim
Geçen yıl da eğer gidersem kızlarımızdan biriyle evleneceğini söylemiştiniz fakat sonunda bir şey olmadı.
O ano passado garantiu-me que, se o visitasse, ele casaria com uma delas.
Bir gün Trill'e gidersem, mutlaka ziyaret ederim ama Trillde değiliz burası da Hoobishan hamamları değil.
Se for a Trill de certeza que os visitarei, mas não estamos em Trill e isto não são os Banhos Hoobishan.
Gidersem seni, Kosh'u, bana inanan herkesi hayal kırıklığına uğratırım.
Se eu for, eu ter-te-ei desapontado a ti e ao Kosh, e terei desapontado toda a gente.
Tatlım ben üzerine fazla gidersem, sen de şuradan atla ve birkaç tane de sen vur, çünkü bu harika hissettiriyor.
Se estou a apertar de mais com ele, interfere e dá uns murros. eu vou te dizer, isto me faz sentir tão bem.
Gidersem ne olur?
- E se for?
Gidersem elimde ondan geriye bir şey kalmayacak.
Se eu partir não me restará nada dele.
Oraya gidersem ancak leşim çıkar.
Não saio de lá vivo se for até lá.
Eğer gidersem, bu seninle olacak.
Só vou pra lá, se for com você.
- Ya kaçar gidersem?
- E se eu sumir?
Ben nereye gidersem, o da gelir.
Ele vai onde eu vou.
Eğer üstüne gidersem, içindekinin çıkacağını.
Sabias que se eu o pressionasse, ele ia explodir.
Ama eğer o parayı istemeye gidersem bebek olurum.
Mas se voltar lá e pedir o dinheiro de volta, serei um bebé.
Böyle gidersem profesyonel turnuvalarda oynayabileceğimi söylüyor.
E acha que tenho grandes possibilidades de poder participar no torneio de seniores.
Belki ben gidersem daha iyi olur...
Talvez seja melhor ir eu.
Eğer gidersem, ayak masajını kim yapacak?
Se eu fosse, quem lhe faria massagens aos pés?
Bu yüzden hemen gidersem ikimiz için de daha iyi olur.
É por isso que é melhor ir-me embora agora.
Eğer yarın işe böyle gidersem gülerler
Vão gozar comigo se amanhã chegar assim ao trabalho!
Gidersem, seninle bir ilgisi yok.
Se eu for, não tem nada a ver contigo.
Ama sağa gidersem, belki de bulabilirim...
E se virar à direita, talvez encontre...
İmzanı almadan gidersem bu anlaşma parçalanmaya başlar fire verirse, seçenekler azalır tazminatın da düşer.
Se eu partir sem a sua assinatura, este acordo começa a perder força. Os benefícios encurtam-se e as opções diminuem. A sua indemnização vai mirrar.
Bilmek istiyorsun ve ben gidersem, asla öğrenemezsin.
Quer saber o que é? Sem mim, nunca há-de descobrir.
Bize o parayı seninle bir motele gidersem vereceğini mi söylüyorsun?
Só nos dás dinheiro se for para um motel contigo?
- Gidersem öldürür beni.
- Ela é capaz de me matar se for lá.
O olmadan eve gidersem, baba şöyle der :
Se voltar para casa sem ele, o meu pai vai gritar :
Onsun eve gidersem, ailem beni öldürür.
Agora tenho de ir para casa sem ele, e os meus pais vão matar-me.
- Cerrahi'ye geri gidersem diye.
- Caso volte à Cirurgia.
Bu şey üstümdeyken oraya gidersem siyahlardan birisi beni öldürür.
Se eu for lá para fora com ela, os negros matam-me.
Eğer ben gidersem, Bu Robert için bir utanç kaynağı olur.
Ir lá eu seria humilhante para o Robert
Buraya kadar gelip ev almadan gidersem olmaz.
Odeio ter vindo até aqui e não comprar uma casa.
Gidersem ne yapar, biliyor musun?
Já imaginaste o que eIe faria se eu fosse embora?
Ben gidersem, annemle yalnız kalacak demektir.
Se eu fosse embora, ele ficaria sozinho com a mãe.
Los Angeles'a gidersem beni kesin yakalar.
Se vou na brasa para Los Angeles, ele prende-me de certeza.
Oraya gidersem, bunu bitirebilirim!
Se lá chegar, resolverei isto!
FBI'a gidersem, ilk yapacakları iş beni kahve almaya yollamak olur.
A única coisa que me dizem é para ir buscar café.
Sevindim. Ama Frank'a nişanımızın ertesi günü çekim için basıp gidersem nasıl bir mesaj vermiş olurum?
Ainda bem, mas com que ideia é que o Frank fica se no dia seguinte ao nosso noivado eu parto para uma sessão de fotografias?
Gidersem orada olmaktan nefret edip öfkelenirim.
- Porquê? Se for contigo, arrepender-me-ei de ter cedido.
Önce ben gidersem, seni orada beklerim.
Se morrer primeiro, esperarei lá por ti.
Çünkü ben gidersem bir daha geri dönmeyebilirim.
Porque se vou eu, depois já não volto aqui, para o pé de ti.
Ben nereye gidersem yanımda gelir.
Onde eu for, ele irá também.
Nereye gidersem o da gelir.
Eu disse-lhe antes, onde eu for, ele vai.
O zaman Dünya'ya bir daha gidersem bu ilahın tapınağını araştıracağım.
Bem, tenho que agendar visita-lo na minha próxima viagem á Terra.
Evet, Quake'e gidersem, dışarı çıkmam biraz zor olabilir çünkü gece vardiyasında çalışmam gerekiyor.
Sim, depois de ir ao Quake... Mas devo ter problemas em sair porque devia fazer o turno da noite.
Gidersem kendimi ikiyüzlü gibi hissederim.
Se for, sinto-me hipócrita.
Ben gidersem yapayalnız kalırsın.
Se eu for, ficas sozinho.
Eğer çok ileri gidersem
E se alguma vez me exceder
Eğer karışıp gidersem... bir gün havaya?
em pleno ar?
Oraya gidersem kıçımı tekmelerler.
- Se eu saio, dão cabo de mim.