English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Gitti işte

Gitti işte translate Portuguese

312 parallel translation
Kalın filtreli sigaralarım gitti işte.
Lá se foi o meu tabaco.
Oğulcuğuna çilek almaya gitti işte.
Bem, teve de os ir comprar para o menino dela.
O da gitti işte. Ciddi değildim!
Mas eu não falei sério!
Gitti işte.
Foi-se embora.
Gitti işte.
E agora ela foi-se.
Maddox kaçtı ve korkup gitti işte.
Ele morre de medo do Maddox.
Hepsi gitti işte.
levaram-se tudo.
Gitti işte.
Ele saiu.
Gitti işte! Bunun için seni asla affetmeyeceğim, Orgoch!
Nunca te perdoarei por isto, Orgock.
Çocuk gitti işte.
O miúdo desapareceu.
Bak, gitti işte.
Olha para isto, ela foi-se embora.
- Gitti işte.
Ele foi-se.
Oh, gitti işte, bir daha da geri gelmeyecek.
Oh, ele foi-se embora e nunca mais vai voltar.
Gitti işte!
Já desceu!
Ama o gitti işte.
E agora ela já cá não está.
Dört senelik yakınlık ve paylaşımdan sonra, sonunda kalbini paramparça edip gitti işte. İşte biz bu yüzden ilişki kurmuyoruz!
Quatro anos de intimidades e partilha para que no fim ela destrui-se o teu coração... e é por isso que nós não nos metemos numa dessas!
Bunu öldürünce, altınım gitti işte!
Com toda essa matança, perdi a minha moeda!
Gitti, gitti işte.
Desapareceu.
Neyse gitti işte.
E a merda não era alugada?
Biriyle gitti işte.
- Como? Alguém a levou.
- Ne? Gitti işte.
Ele foi-se embora.
İşte jeneratör gitti.
Lá se vai o vosso gerador.
- İşte George gitti.
Bom, lá se vai o George.
Al işte gitti.
Lá se vai a tíbia.
- İşte gitti?
- Para onde foi ele?
- İşte karargah gitti!
- Lá se vai o quartel-general!
Akıl oraya bir gitti mi, olmaması gereken şeyler olabiliyor işte...
Passa-lhes uma coisa pela vista, e acontece o que não deve acontecer...
İşte yaz geçip gitti. Hiçbir iz bırakmadan.
O Verão passou, E vestígios não deixou.
İşte bu hoşuma gitti.
Gosto disto.
İşte bunu söylemen hoşuma gitti.
Gostaria que me explicasse essa.
İşte, köpekler gitti.
Isto é dinheiro.
İşte fıstık. Ve fıstık gitti.
Lá vai a miúda.
Tamam, işte gitti!
Já está!
Ve... çuuv... işte gitti.
E vê ainda pior. E a arma dispara-se.
Gitti işte.
Ele já não está cá.
İşte hepten gitti.
Foi-se embora para sempre.
Hey bak gitti işte.
desapareceu
Uçağımız gitti işte!
Lá se vai o nosso avião!
Ve Andy için işte işler böyle gitti.
E assim foi para o Andy.
Hatta büyükanne bile gitti, ama haya işte böyle...
Apesar de a avó já não estar cá, há algo quase...
Büyücü. İşte bu harika. Telefon da gitti.
Maravilha, lá se vai o celular.
İşte. Gitti.
Aí está.
İşte bu çok hoşuma gitti David.
Saíste-te muito bem, David.
İşte şöyle. Sen benim evime geldiğin için, karım gitti.
Você entrou, a minha esposa saiu.
- İşte Stamm gitti.
- Lá vai Stamm. - Perdedor.
Sanırım kapanış konuşmalarından sonra onu içeri atarlar. İyi gitti. - İşte yine burada.
Acho que temos de fechar os argumentos finais e depois é trancá-los.
iste simdi parmaklari gitti.
Lá se vai o pé dele.
İşte bu hoşuma gitti.
Muito bem.
- Böyle değil, cidden hoşuma gitti, işte, seninle konuşmak mesela.
- Bem, mais que isso. Curti mesmo. Gostei de ter conversado também com você.
"Hoşuma gitti, işte çekin burda."
"Gostei. Tome o cheque."
İki tanesi gitti, ve işte Jesus Cabrillo sahanın ortasına doğru yola koyuluyor.
Faltam dois lançamentos e ali está Jesus Cabrillo, quejá bateu uma bola para o centro do campo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]