English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Görüntü

Görüntü translate Portuguese

3,730 parallel translation
Görüntü alıyoruz.
E estamos no ar.
Bunlar hapishane olaylarının yaşandığı yerin görüntü kayıtları.
Aqui está o vídeo de segurança do edifício Exchange. O que quer que eu procure?
Hayır. Görüntü kayıtları var, şüpheli zamanlama var. Asıl neden bu işte.
Não, é a fita de vídeo, é a suspeita cronometragem, essa é a razão!
Pencerelerde de uyuşmuyor. Nasıl olur da o yansıyan görüntü bu dairelerin hiçbirisine ait olmaz aklım almıyor!
As janelas também não batem certo e não vejo como aquela vista poderá estar reflectida em qualquer um destes apartamentos.
O görüntü... Beynime kazındı resmen.
A imagem está gravada no meu cérebro.
Pek yeni bir görüntü yok.
- Ver as vistas? Não era bem uma novidade.
Bu görüntü iki hafta öncesine ait.
Essa filmagem foi feita duas semanas antes disso.
Nefis bir görüntü.
Uau... isto é incrível.
Görüntü hala burayı yakıyor.
A cena ainda não saiu da minha cabeça.
Özür dilerim, efendim. Bahsettiğiniz görüntü bu muydu?
Desculpe, senhora, é disso que estava a falar?
CDC bir görüntü buldu.
O CCD encontrou as gravações.
Beyler güvenlik kamerası açık ama görüntü bir şekilde bozulmuş.
Cavalheiros, a vigilância está a funcionar, mas alguma coisa está a interferir com ela.
- Bu görüntü havaalanında çekilmiş.
Vejamos, isto foi tirado no aeroporto.
Ama kameradan bir görüntü elde ettik, üzerinde kıyafet varmış.
Mas temos uma imagem da camera.
Ben şu görüntü ne olmuş ona bir bakayım.
Vou ter com os técnicos ver se eles podem melhorar a imagem.
Eğer bu pigmenti güçlendirirsek bazı görüntü detaylarını kurtarmamız mümkün olabilir.
E se amplificar o pigmento, talvez consigamos alguma imagem.
Sekiz dakika önce alınan bu görüntü Khalid'in yerleşkeye vardığını gösteriyor.
Esta imagem é de 8 minutos atrás. Mostra o Khalid a chegar ao acampamento.
Paris'ten canlı görüntü.
Li sobre isto. É uma imagem em direto de Paris.
Bu görüntü, doksan dakika öncesi.
Esta filmagem é de há 90 minutos atrás.
Benim köse ofisimdeki görüntü inanilmaz!
Você bate a vista do meu escritório de canto. Num dia radioso.
Bu görüntü Dr. Bishop'ın yakalandığı yere ait.
Isto é do outro lado da rua de onde o Dr. Bishop foi raptado.
- Umarım daha iyi görüntü verir.
- Esperemos que se veja melhor.
Teknik ekip Dooley'nin sabit diskinde bir görüntü bulmuş.
O técnico sacou uma imagem parcial do disco rígido do Dooley.
Bu görüntü kirliliğini, başka bir görüntü kirliliğiyle yok edeceğiz yanan lastikler atarak yok edeceğiz.
Vamos eliminar uma monstruosidade por outra empurrando o nosso incêndio de pneus para o buraco.
- Bu görüntü kasanın oradaki kameradan.
Esta é a da registadora.
83 kamera ve 1900 saate yakın görüntü var.
Há 83 câmaras e mais de 1900 horas de imagens.
Görüntü akışını diz üstü bilgisayara aktarıyorum.
Estou a mandar para o portátil.
Evet, lazer tabanlı parmak kontrolüyle birleştirilmiş önden projektörlü holografik görüntü.
Sim. É um ecrã holográfico de projecção frontal, combinado com um localizador de dedos à base de lasers.
Bunun işe yarama ihtimali gerçekten çok az. Evet, düzgün bir görüntü aldım.
A probabilidade disto funcionar é remota, na melhor das hipóteses.
Görüntü telefonları taşınabilir bellek kullanırlar.
Os telemóveis usam memórias flash...
Bu görüntüdeki görüntü Kraang'ın gözlerini çok memnun ediyor.
A imagem que é a imagem do telefone é agradável aos olhos de Kraang.
Görüntü nereye gitti?
Onde foste?
Ve sökükleri kontrol etmek için sesli görüntü yok.
E não há câmara que registe a textura.
Görüntü yan komşusundan.
A filmagem da segurança é da casa ao lado.
Elimizdeki tek görüntü bu. Tanıkların anlattıklarına göre çizildi.
Esta é a única imagem que temos, a partir de vários testemunhos.
Bu görüntü ne zaman çekilmiş?
- Há 16 meses atrás, em Londres.
- Bu görüntü geçen seneden.
- Isto foi há um ano atrás.
Elimizdeki tek görüntü bu.
- É a única filmagem que temos.
Trafik kameralarıyla akıllı telefon devrimi sağolsun olay gerçekleşirken oldukça fazla görüntü var elimizde.
Graças às câmaras de segurança e à revolução dos smart-phones temos muitas imagens do que se passou.
Görüntü çok bulanık ama.
Não. É uma filmagem desfocada.
Yoğun, yağlı bir görüntü havada asılı duruyordu.
Um espectro oleoso e denso estava no ar.
O siluetler üst üste çekilmiş kayıt veya çift görüntü olabilir.
As sombras que vê podem ser duplicados, ou imagens fantasmas.
Diane'in broşundaki kameradan kesintisiz görüntü alıyoruz.
E temos uma boa imagem da câmara no broche da Diane.
Bay Fong işe yarar bir görüntü elde edebildiniz mi?
Sr. Fong... teve alguma sorte e obteve uma imagem utilizável?
Bölge hastanesine yakın zamanda silah yarasıyla gelen birisi olup olmadığını sorduktan sonra görüntü kayıtlarını istedim. Bir bakalım.
Tenho o vídeo da segurança de um hospital local depois de verificar para ver se tinham vítimas de tiro que foram admitidas recentemente.
Bu görüntü senin için... pek parlak gözükmüyor, Raul.
Esta foto... não o deixa em bons lençóis, Raul.
" Her ne kadar Bay O'Brien Horatio Alger gibi başarılı olacak bir görüntü sergilese de maalesef çalışmalarında gelişme göstermedi.
"Apesar de o Sr. O'Brien exibir a determinação de Horatio Alger, " a triste verdade é que o seu trabalho é embrionário.
Elimizdeki en iyi görüntü bu.
É o melhor que conseguimos.
Çok güzel bir görüntü olmalı.
Isso deve ser uma bonita vista.
Birazdan görüntü size ulaşır.
Vais ter imagens dentro de poucos segundos.
Seni tam anlamıyla tanımlayacak bir görüntü yok video kayıdında. Haberler iyi.
Boas notícias.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]