Haber ver translate Portuguese
3,481 parallel translation
Spartacus'ü bul ve eylemlerinden haber ver. Fakat ben birliklerle gelene dek taarruza geçme.
Encontra o Spartacus e informa-nos dos seus movimentos, mas não tentes atacá-lo, até eu chegar com os reforços.
Hazır olunca haber ver.
Avisa-me assim que estiver pronto.
- Yardım istersen bana haber ver.
- Se puder ajudar, avise.
Biri cevaplamak istemediğin sorularla seni taciz ederse, bana haber ver.
Se alguém te incomodar com perguntas a que não queres responder, diz-me.
Geldiğinde haber ver.
Avisem-me quando ela chegar.
Fikrini değiştirirsen haber ver.
Diga-me se mudar de ideias.
Meechum'a haber ver.
Diz ao Meechum.
Yüz taraması yap ve bulur bulmaz bana haber ver.
Faz o reconhecimento facial, avisa-me quando o encontrares.
Haber ver.
Mantém-me informado.
Sen bana bir iyilik yap da olay mahallinde Zach'in DNA'sına rastlarsan bana haber ver.
Faz-me um favor. Se encontrares ADN do Zach no local do crime, avisa-me.
Çıkmana 5 dakika kala haber ver. Taksi çağıracağım.
Avise-me com cinco minutos de antecedência e eu chamo um táxi.
Yardım edebileceğim bir şey olursa haber ver.
Bem... Avisa-me se eu puder ajudar de alguma forma.
LAPD'ye haber ver hemen.
Alerta a polícia imediatamente.
Yangın! Herkese haber ver.
Tragam alguém aqui.
24 saat önceden haber ver yeter.
Avisa-me só com 24 horas de antecedência.
Bir dahakine bana haber ver.
Para a próxima chama-me.
Pekâlâ, Charney'nin ailesini arayıp haber ver.
Ligue para a família do Charney a contar o que aconteceu.
Eğer onu görürsen, hemen bana haber ver.
Se o vires, avisa-me imediatamente.
Pekala, hazır olunca haber ver.
Avisa-me quando estiver pronto.
Şehre ulaştıklarında bana haber ver.
Bom, avisa-me quando chegarem à cidade.
Radyasyona maruz kalmış karıncalara ihtiyaç duyarsan bana haber ver.
Depois digam-me se quiserem comprar 3 litros de formigas irradiadas.
- Biliyor musun, Chris? Bir dahaki sefere, bir parlama olduğunda telsizden haber ver ona göre hareket ederim.
Da próxima vez que apanhares o reflexo das luzes, avisa no rádio.
Bir daha benim davama atlayacağın zaman bir haber ver olur mu?
Da próxima vez que começares a investigar o meu caso, podes avisar?
Sadece bana haber ver.
Simplesmente avisa-me.
Tamam. OYİ'ye haber ver, suç mahallini incelesinler.
Tudo bem, o D.I. técnicos de lá e processar a cena.
Aklına bir şey gelirse haber ver, olur mu?
Se te lembrares de mais alguma coisa liga-nos, está bem? Com certeza.
Bir şey olursa bana haber ver.
Mantenha-me informado se alguma coisa acontecer.
Nell, Callen ve ötekilere haber ver.
Nell, informe o Callen e os outros.
Sir Henry'e haber ver. Akşam yemeğinde kendisine katılacağım.
Informe Sir Henry que vou juntar-me a ele para jantar.
Bulunca haber ver.
Informa-me quando souberes.
Pekâlâ, anlaşmaları bağladığında bana haber ver.
Tudo bem. Informa-me quando tiveres feito as transações.
Rachel'ın ICP'sini takip et. Değişiklik olursa bana haber ver.
Fica de olho na PIC da Rachel.
Pediyatriyle kardiyolojiye haber ver.
Chama Pediatria e a Cardio.
Eğer bir akıl hocasına ihtiyacın olursa Virgil, Bana haber ver, tamam?
Se precisares de um mentor, Virgil, é só dizeres.
Siz gidin bu kadar meşgul olmadığın zaman bana haber ver.
Vão vocês e... Liga-me quando não estiveres tão inquieta.
Eğer dolmuşlarsa bana haber ver. Bir şeyler ayarlamaya çalışırım.
Se alguma turma estiver cheia, avisa-me.
Eğer orada olmamı istersen, bana haber ver.
Se quiser que eu esteja presente, diga-me.
- Onlara haber ver.
- Avisa-os. - Percebi.
Polise haber verirsen beni bir daha göremeyeceğini söylüyor.
Ele disse... que se procurares a polícia, nunca mais me vais ver.
Morgan ve Reid'e haber ver.
Ora bem. Avisa a Morgan e o Reid.
Eğer bir web tasarımcısına ihtiyacın olursa veya bir websitesine, bana haber ver.
Por isso se precisares de um trabalho de web design, ou se precisares de um site diz-me.
- Koş basına haber ver hemen.
- Divulga à imprensa.
Peki, işleri bitince haber ver bana.
Bem, avisa-me quando acabarem.
Bulursan bana haber ver.
Quando a encontrares, vem procurar-me.
İçeri girdiğinden haber ver.
Avisa-me quando conseguires invadir.
Birkaç saniye içinde düzeltemezsen haber ver.
Se não ouvir nada dentro de alguns segundos, avisa-me.
Yeni bir gelişme olursa bana da haber ver.
Avisa-me se souberes de actualizações.
Şimdi de son haber başlıkları : Broadchurch kasabasının yüzlerce sakini, Danny Latimer'ın bilinen son anlarının canlandırmasını izlemek için bu gece sokaklara dizildi.
A fechar as notícias, centenas de residentes de Broadchurch saíram hoje à rua para ver a reconstituição dos últimos movimentos conhecidos de Danny Latimer.
Şifreyi kırdığında bana haber ver.
Avise-me quando aceder ao computador.
Tüm bunlar çok etkileyici, tam bir ana haber bülteni ama azılı düşmanının bu işte nasıl bir fırsat gördüğünü anlayamıyorum.
De um ponto de vista social é tudo muito interessante, mas não vejo como a sua Némesis vai olhar para tudo isto, e ver uma oportunidade.
Bence kullandığın ilaçlar bitiyordu, bu yüzden Haber'i görmeye gittin.
- e foste ver o Haber.
haber veririm 28
haber verin 24
vera 163
veronica 131
versailles 42
verona 27
verna 25
vermont 94
vernon 81
verdi 50
haber verin 24
vera 163
veronica 131
versailles 42
verona 27
verna 25
vermont 94
vernon 81
verdi 50
verin 65
veri 27
vern 90
veronika 32
vereceğim 68
verdim 70
verildi 28
vermeyeceğim 54
vereceksin 16
veririm 64
veri 27
vern 90
veronika 32
vereceğim 68
verdim 70
verildi 28
vermeyeceğim 54
vereceksin 16
veririm 64
versene 43
ver bana 123
verir misin 17
vereyim 16
veremem 78
vermem 64
verdin mi 17
vermedim 31
vermiyorum 24
verdiler 18
ver bana 123
verir misin 17
vereyim 16
veremem 78
vermem 64
verdin mi 17
vermedim 31
vermiyorum 24
verdiler 18