English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ H ] / Haber veririm

Haber veririm translate Portuguese

1,438 parallel translation
- Sana haber veririm.
- Depois digo-te alguma coisa.
Bir şey görürsem haber veririm.
- Se eu vir alguma coisa, aviso-a.
Tamam, ben polise haber veririm Judy.
Está bem, avisarei a Polícia, Judy.
Eğer resepsiyonda beklemek isterseniz, bitince ben size haber veririm.
Se quiser esperar na recepção, chamá-la-emos quando terminarmos.
Bak, fikrimi değiştirir de canım bir penis çekerse, sana haber veririm.
Eu aviso-te se mudar de ideias e quiser pila, está bem?
Gitmem gerekirse önceden haber veririm.
E se precisar de partir, aviso-a antecipadamente.
Bak, sen otur oturduğun yerde ben Vargas'ın idare ettiği yeri öğreneceğim sana da haber veririm.
Ouve, fica quieto e eu descubro para onde o Vargas está a conduzir isto e depois digo-te.
10 dakika sonra buraya geri geleceğim. Hala burada olursanız ailelerinize haber veririm.
Volto daqui a dez minutos e se ainda estiverem aqui, ligo aos vossos pais.
- Sana haber veririm.
Mantenho-te informado.
Dediğim gibi, sana haber veririm.
Como disse, mantenho-te informado.
İşim bittiğinde haber veririm.
Posso tirar um raio-X à cabeça.
Sana ihtiyacım olursa haber veririm.
Se precisasse, dizia.
- Görüntüleri alınca size haber veririm.
- Eu ligo quando tivermos a imagem.
- Bir şey duyarsam, haber veririm. - Peki, efendim.
Se souber alguma coisa, ligo-lhe.
Bilgi verdiğiniz için teşekkür ederim. Bir şey bulursam haber veririm.
mas obrigado pela informação, e a manterei informada de tudo o que vou descobrindo.
- Öğrenir öğrenmez haber veririm Dedektif Morris.
Quando souber, Det.
Süper, sana haber veririm.
Está bem, eu vou... Depois aviso-te. Estás bem, querida.
Bir yüz bulursak haber veririm.
Eu digo-te quando encontrarmos a cara dela.
İçeri gir.Onları yerken sana haber veririm.
Volta para dentro. Eu chamo-te quando as estivermos a comer.
Parayı hesabınıza geçirir ve Sam'e haber veririm.
Vou creditar a sua conta e informo a Sam.
Tanrım, bilmiyorum. Vakti gelince sana haber veririm, Buddy.
Quando chegar a altura digo-te, Buddy.
Eğer Dante ile karşılaşırsam sana haber veririm.
Ouve, se encontrar o Dante, digo-te alguma coisa.
Daha fazla bilgim olunca haber veririm.
Comunico quando souber mais.
Şanslı mıyız değil miyiz, haber veririm.
Depois digo-te se tivemos sorte.
Eczaneye haber veririm.
- Vou ligar para a farmácia.
Bak... Ayrıntılar tamamen belli olduğunda, sana haber veririm.
Ouve... eu dou-te todos os detalhes assim que souber, e depois ligo-te.
Ben kardeşlere haber veririm.
Eu aviso os irmãos.
Ben kardeşlere haber veririm.
Avisarei aos irmãos.
Tamam, haber veririm!
Está bem, direi a ele.
Onlardan birisini görürsem, sana haber veririm.
Digo-te quando encontrar um.
Sana tekrar haber veririm.
Não te preocupes. Eu mantenho-te informada.
Geldiğini haber veririm.
Vou dizer-lhe que estás aqui.
Ben masa hakemlerine haber veririm.
Portanto, vou informar os juízes.
Bir tehdit olursa sana haber veririm.
Quando houver uma ameaça, eu informá-la-ei.
Bir şey bulunur bulunmaz sana haber veririm.
Assim que encontrarmos alguma coisa, eu... eu digo-te.
- Lütfen otur. Ben haber veririm.
- Você se sentar se você quiser, você me ligar.
Eğer bir şeyler yaparsa, sana haber veririm.
Eu aviso-te se ela fizer alguma coisa.
Ama bir şey duyarsam, ilk sana haber veririm..
Mas se souber de alguma coisa, és a primeira pessoa a quem eu ligo.
- Size hafta içinde haber veririm.
- Vou deixar você saber esta semana. - Tudo bem.
Sana haber veririm.
Sim, eu aviso-o.
Eğer bir şey görürsem sana haber veririm.
Se eu vir alguma coisa aviso-te.
Rapor geldiğinde sana haber veririm.
Informo-lhe quando o relatório chegar.
- Bayılırım. Haber veririm.
- Adorava.
Bulduklarımı haber veririm.
Depois aviso-te do que descobrir.
Tamam, sana haber veririm.
Está bem, depois aviso.
Veririm ama bir haber muhabirinin önünde.
Vou dá-las... Mas só na presença de um repórter.
Nasıl sonlandığını haber veririm.
Bom... Depois, digo-vos como as coisas correram.
Sana haber veririm.
E... eu mantenho-te informado.
Sana bitince haber veririm.
Aviso-o quando estiver feito.
Ben size haber veririm.
- Já vos digo alguma coisa.
Haber veririm.
Te avisarei.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]