English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ H ] / Haberiniz olsun

Haberiniz olsun translate Portuguese

196 parallel translation
- Haberiniz olsun diye söylüyorum, ona aşığım.
Steele? - Para que conste, sim.
Haberiniz olsun.
Digo-lhe.
Haberiniz olsun, bir fabrikada çalışıyormuş.
Creio que está ao corrente, ele trabalhava numa fábrica.
Albay, haberiniz olsun, savaş bizim lehimize gelişme göstermiyor.
Coronel, para seu conhecimento Do nosso lado, a guerra não vai nada bem
Haberiniz olsun, bu kadını dün geceye kadar hiç görmemiştim.
Quero que todos sibam, eu nunca vi esta mulher antes da noite passada.
Haberiniz olsun, James A. Corry hüküm giymiş ve hücre hapsine çarptırılmış bir suçlu.
Que conste nos registros que James A. Corry é um criminoso convicto. Colocado solitário em confinamento.
Haberiniz olsun :
A saber :
Hey yavrum! Haberiniz olsun, burada bütün teferruatlar düşünülmüş.
Que boazona!
Beyler, haberiniz olsun, şu andan itibaren bu hanıma dalaşanlar benim kızıma dalaşmış demektir.
Rapazes, quero que saibam... que daqui por diante, se namorarem com esta jovem... namorarão com a minha garota.
Haberiniz olsun, silah taşımıyorum.
Só quero que saibam que não estou armado.
Haberiniz olsun, dünyanın en aptal... en huysuz yaratığıyla uğraşacaksınız.
Vão ter de lidar com a criatura mais teimosa do mundo.
Haberiniz olsun, binanın her yerine patlayıcı döşedik.
Quero adverti-lo que todo o edifício está minado com explosivos.
Sizi bölgemde bir daha serserilik yaparken yakalarsam vururum, haberiniz olsun.
Pois. Se volto a apanhá-lo a rondar a minha zona. Vou abater gentalha.
haberiniz olsun, polisi çağırdım.
Se quem está cá em casa ainda cá estiver, quero que saiba que acabei de chamar a polícia.
Üçüncü Müfreze yukarıya ardımıza geliyor, haberiniz olsun.
O 3 ° Pelotão vem pela retaguarda, por isso cuida deles.
Dr. Meddows, haberiniz olsun... ben bunu hiç onaylamıyorum.
Só quero que saiba... que não concordo com nada disto. A vida desta gente está em jogo.
O zamana kadar, bana ihtiyacınız olursa, haberiniz olsun, gölgelerin ardında olacağım.
Até lá... estarei na sombra, se precisarem de mim.
Haberiniz olsun, restoran masamızı daha fazla bekletmez.
O restaurante não mantém a reserva da mesa.
Biraz daha ileri giderseniz hepiniz hapsi boylarsınız haberiniz olsun.
Você vai ser mandada pra prisão se isso for longe demais.
Ertelerim de, haberiniz olsun fazla uzun değil.
Posso esperar, mas aviso-vos já que não vai demorar muito tempo.
Haberiniz olsun, bununla mahkemeye çıkarsanız, yine başarısızlığa uğrarsınız.
Quero que saiba que, se for a tribunal com isto, vai perder outra vez.
Haberiniz olsun... adam geçide girdi.
Achei que devia saber aquele homem passou.
Tabii. Ama az kaldı, haberiniz olsun.
Já não temos muitos.
Bilmenizi isterim ki, bu gece burada sadece dostlarım var. Yalnız listeyi gözaltı ajanları yaptı haberiniz olsun.
Quero que saibam que esta noite só estão cá os amigos, mas também pus o agente responsável por mim na lista.
Haberiniz olsun.
Diz aos outros.
Haberiniz olsun :
Ficam desde já avisados.
Haberiniz olsun dostlar, bütün buralar onların beslenme alanı.
Estou a dizer-vos, amigos, que toda esta zona tem muito alimento.
-... 7'ye kadar hazır olacak ha haberiniz olsun. - Akşam 7'ye kadar hazır olacak ha haberiniz olsun.
- Terminar até à noite.
Haberiniz olsun, kredi kartı ve çek kabul etmiyorum.
Para que saibam, não aceito cheques nem cartões de crédito.
Haberiniz olsun Tanrı size inanmıyor.
E Deus não acredita em vós, para vossa informação.
Yanlış yerde güldünüz, haberiniz olsun.
Ficam a saber que se riram na parte errada.
Haberiniz olsun, teyzem gelecek haftaya kadar görüşme yapmıyor.
Aviso-o que a minha tia só faz mais entrevistas para a semana.
Haberiniz olsun.
Só para que tenha conhecimento.
Haberiniz olsun, güvenmiyorum.
Para que conste, não confio.
Bu arada, haberiniz olsun, posta bu sabah toplandı.
A propósito, para ficarem a saber, a recolha de correio foi esta manhã.
Benimle her gün her dakika hayatınızda hiç kaymadığınız kadar çok kayacaksınız, haberiniz olsun.
Vão patinar com mais força do que alguma vez fizeram na vossa vida, a cada minuto de cada dia estão no gelo comigo.
Haberiniz olsun.
Estejam alertados.
Yarakların kralını kaçırdınız, haberiniz olsun.
Perdeste o Rei dos Paus.
Haberiniz olsun, Nevada'da kadınlar cezaevinde hiç cinayet işlenmemiştir. Size bir liste verebilirim.
Posso arranjar uma lista.
Neyse, haberiniz olsun çocuklar... birkaç günlüğüne Cheyenne'e gideceğim.
De qualquer forma, digo-vos que, daqui a uns dias vou regressar a Cheyenne.
- Bu tartışmanız işle ilgili değilse... -... kan akıtacağım haberiniz olsun.
Eu vou fazer uma sangria se o ajuntamento não é de trabalho.
- Haberiniz olsun. Yalnız olmayabiliriz.
- Cuidado, podemos nao estar sós.
Şimdi eğer kıçınızı içeri sokup iş yapmaya başlamazsanız sizi o rap şarkılarınızdan daha hızlı tekmeleyeceğim haberiniz olsun.
Se não entrarem e começarem a trabalhar, Despedirei-Os antes de que possam dizer "Eu, MTV Raps".
Şiddet kullanmakla suçlanabilirsiniz, haberiniz olsun.
Digo-lhe já que vou entrar com uma acção por abuso de poder.
Şu iki asıl parçayla yerlerini değiştirdim, haberiniz olsun.
Vejam se saibam que troquei aquelas duas peças dos pais no fim.
Haberiniz olsun, öncü birlikler havalandı, 3 dakika sonra arkanızda olacaklar.
Atenção, lançámos os caças de alerta que estarão nas suas costas daqui a três minutos.
Haberiniz olsun, FBI son saldırıları terör eylemi olarak değerlendiriyor.
Você deveria saber que o F.B.I considera estes disparos como actos de terrorismo.
Korkunç zaman geçirdim. Haberiniz olsun.
Foi tudo muito angustiante para mim, saibam disso.
Mesele şu ki, size soygundan bahsetmemin sebebi adamlardan haberiniz olsun diyeydi.
O que interessa é que, eu contei-te do assalto... para que vocês pudessem estar de alerta.
Haberiniz olsun.. .. ehliyetim üç kez iptal oldu.
Para vossa informação, a minha carta foi anulada três vezes.
Haberiniz olsun. Kurbanı bulduk.
Atenção, encontrámos a vítima.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]