English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ H ] / Henüz değil

Henüz değil translate Portuguese

6,188 parallel translation
Bu harika. Henüz değil.
- Isto é perfeito.
- Hayır, henüz değil.
- Não, ainda não.
Hayır, henüz değil.
Não, ainda não.
Henüz değil, daha etmedim.
Ainda não, não fiz.
Henüz değil, köpek sahibi olamazlar listesinden çıkarmak için sizin üç günlük deneme sürecine girmeniz gerek.
Ainda não, mas para tirá-vos da lista nada-de-cão irão fazer um teste de três dias.
Hayır, henüz değil.
Não. Ainda não.
Henüz değil. Hotch neyle uğraşıyorsak bırakıp buraya gelmemizi söyledi.
O Hotch só disse para largar tudo e vir para cá.
Henüz değil ne demek oluyor, 1 gün mü, 1 ay mı, 1 yıl mı?
O que quer isso dizer... um dia, uma semana, um ano?
- İçmek için bir şey ister misin? - Hayır, henüz değil, teşekkürler.
Não, obrigado.
Henüz değil.
- Ainda não.
Henüz değil, en azından.
Ainda não, pelo menos.
Hayır, henüz değil.
Não, ainda não. Não sei.
Henüz değil.
Agora não.
- Mary... - Henüz değil.
Se pudermos ficar mais um pouco.
İstediğimden daha erken, ama henüz değil.
Mais cedo do que gostava, mas ainda não.
- Arkanıza bakmayın, henüz değil.
Não olhes para trás. Ainda não.
Hayır, henüz değil, ama yakında alsa iyi olur.
Não, ainda não, mas é bom que tenha rápido.
- Jim ve Fitz'den haber aldın mı? - Henüz değil.
- O Jim e o Fitz deram notícias?
- Henüz değil.
- Por enquanto.
- Henüz değil. Anne bir de şöyle düşün. Sen bu bedeni doğurdun.
A tua linda alma vai continuar viva no corpo de outra pessoa.
Henüz değil, Lloyd.
Ainda não, Lloyd.
Bekle Lloyd, bekle. Henüz değil.
Espere, Lloyd, espere.
Henüz değil Junior, biraz sürecek.
Descobriste alguma coisa? Ainda não, Junior. Vai demorar um pouco...
- Henüz değil.
Ainda não.
Henüz degil ama yakinda.
Ainda não, mas em breve vai ser.
- Alak henüz gelmedi, değil mi?
- Favi Tarr. O Alak ainda não está em casa, pois não?
Henüz değil.
Ainda não.
Hayır, henüz değil.
Ainda não.
Henüz belli değil.
Ainda não está decidido.
Henüz yeterince güçlü değil.
ELA AINDA NÃO É FORTE O SUFICIENTE
- Henüz değil.
- Ainda não.
Yetkililer henüz terör saldırısı olasılığını elemiş değil.
As autoridades ainda não descartaram a possibilidade de um ataque terrorista.
Ama Francis, o henüz hazır değil.
Parti sem ele.
Ne düşündüğünü henüz bilmiyorsun ama, değil mi?
Bem, ainda não ouviu o que é que ele pensa, pois não?
Şüpheleniyorum ama henüz kesin değil.
- Sim, mas não é conclusivo.
- Ama kontrol henüz bizde değil.
Mas ainda não estamos no controlo.
Rahatladın, değil mi? Ama bu "henüz" lafına çok bel bağlama.
Mas não te fies muito na palavra "ainda".
Yani elemanımız kelepçelenmeye henüz hazır değil.
apanhou algumas roupas e saiu à pressa. Portanto, o nosso tipo não está pronto para se deixar algemar.
Hayır, Zamanlama henüz doğru değil.
Ainda não é a altura certa.
Doğru ya, henüz benim odam değil.
Pois é, este ainda não é o meu quarto.
Atın henüz dört nala koşmaya hazır değil,... ama bununla ilgili Mickey'nin hazırladığı bir rapor var.
O seu cavalo ainda está nos galopes, mas pedi ao Mickey para preparar este relatório.
Malzemelerimi henüz almadım, bu yüzden sorun değil.
Ainda não tenho o meu fato pronto, pelo que tudo bem.
Henüz o kadar değil.
Ainda não estou pronta.
- Henüz yayına hazır değil. - Anladım.
- Isto ainda não é para publicação.
Henüz değil.
Por enquanto.
- Henüz belli değil.
- Ainda é incerto.
Henüz tamamen kesinleşmiş değil.
Ainda não é uma coisa certa.
Henüz değil!
- Ainda não!
Henüz bilmiyorum ama az da olsa seni etkiledim, değil mi?
Ainda não sei, mas impressionei-te um pouco, não foi?
Henüz değil.
Mas não agora.
Hatta daha henüz Petrol Bakanı oldu, değil mi?
Ele tornou-se Ministro do petróleo, não foi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]