Herseyim translate Portuguese
149 parallel translation
Onlar benim herşeyim, çöp değiller.
É tudo aquilo que tenho... e não é totalmente lixo.
Ama benim herşeyim!
Mas, é tudo aquilo que tenho.
Çilli ve kırmızı saçlı bir çocuk vardı... onun benim herşeyim olduğunu sanırdım ama o bana bakmazdı bile.
Havia um rapaz com sardas e cabelos ruivos... e eu achava que ele era o começo do mundo... mas ele nunca me ligou.
Yoluma Allison çıkana kadar herşeyim vardı.
Tudo a bem até que chegou o Allison.
Vera evlendiği zaman herşeyim onun olacak, babasının son arzusu.
Tudo o que possuo irá a Vera quando ela se casar. Foi o último desejo do seu pai.
Herşeyim var.
Tenho tudo.
Benim herşeyim, taşıdığım silahtır.
Sou apenas isso, hábil com Colts.
Oradakiler benim davadaki herşeyim. Kanıtlar, ifadelerim, herşey.
Todas as provas estão aí Evidências, amostras, tudo.
Ailem benim herşeyim.
A minha família é tudo para mim.
Herşeyim.
Toda minha vida.
Herşeyim var.
Tenho de tudo.
Fiyatını söyle, herşeyim var Acele et, bitiyor
Façam o vosso preço Tenho de tudo Despachem-se Vai-se tudo
El çantam, herşeyim içinde.
Tenho as minhas coisas todas dentro.
Herşeyim Elaine'in evinde.
Tenho tudo no apartamento da Elaine.
Başka herşeyim yerinde!
Tudo o resto está fino!
Cruchot, herşeyim sana feda.
Cruchot, peça-me tudo o que quiser -
Sen benim herşeyim oldun!
Tu és tudo para mim!
Paul... herşeyim sana emanet..... ben geri... alana kadar.
Paul toma conta das minhas coisas até eu voltar.
- Evet, söyledi. "Geri alana kadar herşeyim sana emanet."
Sim, ele disse toma conta das minhas coisas até eu voltar.
Herşeyim gitti.
Tudo o que tenho desapareceu.
Bu iş benim herşeyim.
Este trabalho é tudo o que tenho.
Çantalarıma bakabilirsin, herşeyim hazır.
Veja que minhas malas estão feitas, prontas para partir
Herşeyim vardı.
Eu tinha tudo.
O benim herşeyim. Ona zarar verme, duydun mu?
Só o tenho a ele, por isso não lhe faça mal.
Ben namussuz dışında herşeyim.
Sou tudo, menos trapaceiro.
Herşeyim!
As minhas coisas todas!
Babam, bütün dünyamdı ve o gidince herşeyim gitti.
O meu pai era tudo para mim e, quando me deixou, fiquei sem nada.
Ölmeni isterdim... ben senin sahip olduğun herşeyim
Quem me dera que morresses. Sou tudo o que tu tens, e queres destruir-me?
Bu çocuklar herşeyim. Kaybolsalar ne hissederim biliyorum.
Os meninos são tudo o que tenho, eu sei como me sentiria se estivesse no seu lugar.
Benim bütün herşeyim burada.
Não, não, não. Tenho as reuniões todas aqui.
Bu araba hayatım, herşeyim be!
O carro é tudo o que tenho. É a minha vida!
Herşeyim buna bağlı.
Garanto-vos.
Muhteşem bir akışkan deri keşfi yapmasına ramak kalmış bir bilim adamıydım ta ki herşeyim benden alınana kadar.
Era um cientista prestes a descobrir o segredo da pele líquida, até eles me tirarem tudo.
Bir dolabın altında, aslında. Ama bir yatağım, ocağım ve ihtiyacım olan herşeyim var.
Bem, debaixo dum armário, par dizer a verdade, mas tenho uma cama e um fogão, e tudo o que preciso.
Benim ilk... benim son... benim herşeyim.
Minha tudo....
O benim herşeyim.
Ela é tudo o que tenho.
- İyiden başka herşeyim, Anne. Evet, tabiki.
Estou tudo, menos bem, mãe.
Çocukken herşeyim şekerdi. Öyleydi...
Os doces eram a minha vida quando era puto.
Böylece herşeyim olacak, Jerry ile beraber olmuş olacağım ama kadın olduğu için onunla seks yapabilecek miyim?
Que eu poderia ter tudo com o Jerry, mas porque ela é mulher também posso ter o sexo?
Herşeyim bu kadar, Barry.
É tudo o que tenho, Barry.
- Aslında benim herşeyim olan.
Que significa tudo.
Ben onun için herşeyim, o da benim için öyle.
Só me tem a mim e eu a ele.
O benim herşeyim. Hayatta kalmamın tek sebebi... Ben
Ele é tudo para mim, a única razão por que continuei a viver...
Ama 3000 yılında herşeyim vardı.
Meu Deus! O verdadeiro Noel!
Herşeyim kokuyor Evet.
Toda minha roupa esta fedendo.
- Ağzım burnum herşeyim açıktı.
Tinha a boca aberta.
Herşeyim arabada!
Tenho as minhas coisas lá dentro!
Stan benim herşeyim...
O Stan é tudo para mim...
Herşeyim onun içinde. İnsülinim, param.
Ai estão as minhas coisas, o dinheiro, a insulina.
O benim herşeyim, ve bende onun için öyleyim.
Bem, ela é tudo para mim, e eu sou tudo para ela também.
herşeyim geliyor.
Mãe Badi... o meu Tempest vem para casa.
herşey 150
herşey yolunda mı 236
herşey iyi olacak 43
herşeyi 155
herşey tamam 39
herşey yolunda 454
herşey bitti 79
herşey için teşekkürler 44
herşey iyi 21
herşeyi yaparım 20
herşey yolunda mı 236
herşey iyi olacak 43
herşeyi 155
herşey tamam 39
herşey yolunda 454
herşey bitti 79
herşey için teşekkürler 44
herşey iyi 21
herşeyi yaparım 20