Insan değil translate Portuguese
3,199 parallel translation
O bir insan değil, bunu nerede istersek yapabiliriz.
Não é humana, podemos fazer em qualquer lugar.
Onlar insan değil.
Não são pessoas.
Nihayetinde hepimiz insan değil miyiz?
No fim das contas, somos todos pessoas.
Tamam, iyi bir insan değil. Hak veriyorum sana.
Não é a simpatia em pessoa.
O bir insan değil. O Jason.
Ele não é um humano qualquer, é o Jason.
O kadın iyi bir insan değil.
Aquela mulher não é boa pessoa.
Sadece bir insan değil.
Mas, não é só um homem.
Ama insan değişebilir değil mi?
Mas as pessoas mudam, certo?
Sanırım sokaklarda hayvan gibi yaşayan bir insan olduğundan yardım etmek istersiniz diye düşündüm, ama şimdi görüyorum ki umurunuzda bile değil!
Pensei que por ser uma pessoa que vive na rua como um animal, o quisessem ajudar, mas vejo agora que não têm interesse!
Yasalar önünde böyle bir şey kabul görmez o yüzden umurumda bile değil ama sonuçta ben de insanım.
Legalmente, não é muito sólido. E não me devia importar, mas sou apenas humano.
Ben de ona şöyle dedim : "Tim bu LSD'nin kerameti değil. Asıl keramet bu harika şeyleri yapan insan beynindedir."
Eu disse : "Tim... não é o que o LSD pode fazer, mas o que a mente humana pode fazer, que é verdadeiramente maravilhoso".
Biliyorsun, çoğu insan işi kabul ettiğinde kutlama yapar, reddettiğinde değil.
A maior parte das pessoas festejam a oferta de um emprego, não a recusa.
Şeyden beri bir şey oldu mu- - Bu sadece bir insanın ne yaptığı ile ilgili değil.
- Aconteceu alguma coisa desde...
cogu insan anlamaz ama sen onlar gibi degilsin, degil mi Curtis?
A maioria das pessoas não entende, mas tu não és como a maioria. Pois não, Curtis?
Senin suçun değil ama her 12 günde bir, 24 saatliğine tamamen farklı bir insan olmanı diliyorum.
A culpa não é tua, mas a cada 12 dias passo por uma cena em que desejo que fosses uma pessoa completamente diferente durante 24 horas.
Onlar istatistik değil insan.
Eles não são números. São pessoas.
Daha önce hiç bir bilim insanıyla çıkmadın, değil mi?
Nunca andaste com uma cientista, pois não? Não.
Düşünmesi bile insanı afallatıyor değil mi?
Incrível se pensares nisso, não achas?
- İnsan kılı değil. Kurt kılı.
O cabelo não é humano.
İnsan değil misin?
Um ser humano?
"Direkt insanı yese daha kolay değil mi?"
Agora já sei o que estavas a pedir. Não seria mais fácil comer pessoas?
Doktorların konuştuğu insan bunlar... çizelgedeki bir kaç isim değil.
Estes médicos estão a falar com pessoas, não é só um nome numa ficha!
İnsan sarrafı olabilecek kadar iyi değil ama.
Não muito boa juíza de carácter, no entanto.
Evet, ama şimdi kaynak bir insan, bilgisayar değil.
Sim, mas agora é um ser humano, não é um computador.
İyi de insanın bu yükseklikten bu derece zarar görebilecek bir hıza erişmesi mümkün değil.
Todos os ferimentos são consistentes com o impacto. Claro, mas daquela altura, a queda não pode ter produzido uma velocidade para fazer aquilo.
Bu adalet değil, eski bir hesabı kapatan kötü bir insanın marifeti
Isto não é justiça, mas sim o trabalho de um homem malévolo ajustando contas antigas!
- Onların- - - Ama onun felaket bir insan olduğu konusunda aynı fikirdeyiz, değil mi?
Mas podemos concordar que ela é um desastre em forma de gente.
Eteğindeki taşları dökünce rahatlıyor değil mi insan?
Não sabe tão bem deitar tudo cá para fora?
Normal bir insan patojeni değil.
Não é um patogénico humano normal.
Pek sabah insanı değil.
Não é muito madrugadora.
Tabii, etrafında bir sürü insan ölüyor ve hiçbir zaman da senin suçun değil.
Muitas pessoas como eu morrem perto de si, mas a culpa nunca é sua.
İnsan bizim yaşımıza gelince artık büyümem sanıyor, değil mi?
Na nossa idade, seria de pensar que já não teríamos de crescer, não?
İnsan ırkı olağanüstü bir şeye dönüşüyor fakat yeterince hızlı değil.
A raça humana está a evoluir para algo de magnífico, mas não suficientemente rápido.
İnsan değil bunlar, başka bir şey.
Eles não são "gajos". São outra coisa.
Aynı havayı paylaşacağımız çok insan kalmadı, değil mi?
Já não restam muitos de nós para partilhar o ar, certo?
Milyonlarca insanın ölmüne neden olan adam değil. Onun çiçek hastalığı olduğunu bilmiyordum.
Eu não sabia que era varíola.
Bunlar insan saçı değil.
O cabelo não é humano.
Ben Apollo döneminin insanlarını kahraman ilan ediyorum.Sadece astronotları değil. Bu işi mümkün kılmak için her yerde çalışan onbinlerce insanı da.
Olho para aquelas pessoas da época da Apollo como heróis, não apenas para os astronautas que lá foram, mas para as centenas de milhares de pessoas que o tornaram possível.
Bu belki de unutulmuş bölgedeki halkın insan avcılarının ellerinden tecrübe ettikleri gibi bir şey değil.
Provavelmente, isto é a mesma coisa... que viveram os habitantes da Zona Esquecida... nas mãos dos Caçadores Cósmicos.
Söylesene Tanrıya inancı tam olan bir insan onun lütfüyle kutsanır öyle değil mi?
Diga-me uma coisa. Quem for devoto fiel do Senhor está abençoado com a sua graça.
Çoğu insan konuşmaya hoşbeş ederek başlar. Ama yeni şef dedektif öyle yapmaz değil mi?
Alguns de nós gostam de começar o dia a cumprimentar-se, mas não, o novo chefe dos detectives, pois não?
Daha ne ister insan, değil mi?
O que mais pode um homem pedir?
Eteğindeki taşları dökünce rahatlıyor değil mi insan?
Não te sentes melhor por teres desabafado?
Sadece beni de değil bir sürü insanın canını yaktın.
E não só a mim. Magoaste muita gente.
- Şey, ben de bir insanım, değil miyim?
- Bem, sou humana, não sou?
İhtiyacı olan insanları arar insan, değil mi?
Sim, bem, tu sabes, procuras as pessoas de que precisas, certo?
Ve insan olarak avlanacağız kurt olarak değil.
Iremos caçar... Iremos caçar como homens. E não como lobos.
Aslında bakarsan insan öldürmek onun stili değil.
Na verdade, matar um humano... Esse não é o estilo dele.
Bu bir zombi değil..... insan da değil.
Ele não é um "Zumbi" nem um normal.
Biri insan, diğeri değil.
Um humano, outro não.
Değiştirmek için değil, sadece şunu anlamanı istiyorum din, insanın çektiği acıyı hafifletmeye yarar.
Não para converter-me. Só quis entender a religião cujo objetivo é cessar o sofrimento.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25