Izin verin translate Portuguese
4,969 parallel translation
Geçmelerine izin verin.
Deixem-no passar.
huzur içinde dinlenmeme izin verin.
enferrujar em paz.
Bana iki saatlik izin verin. Sonrasında istediğinizi yaparım.
Dê-me duas horas e depois faço tudo o que quiser.
Bu yüzden bu gece kimliklerinizi kapıda bırakın ruhlarımızın size ilham olmasına izin verin ve süslü çehreleriniz sizi entrikaya yönlendirsin.
Portanto, nesta noite, deixem as identidades na porta, deixem os nossos espíritos inspirarem-vos e talvez as vossas fantasias possam guiá-los para a intriga.
Leydi Grantham'ın konuşmasına izin verin.
Lady Grantham tem direito a responder.
Pekâlâ, gitmeden önce bir telefon etmeme izin verin.
Tudo bem, deixem-me fazer apenas uma chamada antes de irmos.
Şunu söylememe izin verin bu olay her ne kadar bizi yarınların şehri yapsa da bu ödül bugünün Bronson Springs'i hakkında çok şey söyleyecek.
E irei concluir dizendo que, mesmo sendo considerados como "A Cidade do Amanhã", este prêmio diz muito sobre a Bronson Springs de hoje.
Bir şeyi açıklamama izin verin.
Deixe-me explicar-lhe uma coisa.
Ondan sonra beni başkasıyla koyacaksanız en azından ısınmama izin verin.
Se me colocares com outra, o mínimo que podes fazer é avisar-me.
- Tamam. - Çocuklar, bize biraz izin verin.
Rapazes, deêm-nos um segundo.
Üç çocuk yetiştirdim ve öğrendiğim en önemli şey şu : İstedikleri gibi davranmalarına izin verin.
Bem, eu criei três filhos e o principal que aprendi é que se tem de deixar eles serem quem são.
Açıklamama izin verin. Tamam mı?
Deixe-me tentar explicar, está bem?
Ve ayrıca şunu belirtmeme izin verin, bu anlattıklarınızın hiç birinden işlem yapılmadı.
Deixe-me ressaltar, que não foi tomada nenhuma acção contra mim.
- o zaman 312 no'lu odaya girmeme izin verin.
- Deixem-me ir ao quarto 312.
Bayan Kennedy, Başkan'a yardım etmemize izin verin lütfen.
Sra. Kennedy, por favor, deixe-nos ajudar o Presidente.
Erkek arkaşım orada kalıyor, içeri girmeme izin verin!
Deixem-me entrar!
Lütfen, Ajan Gardner, izin verin neler yapabilirim bir bakayım.
Por favor, Agente Gardner, deixe-me ver o que consigo.
Bana biraz izin verin.
Dêem-me privacidade.
Onu öldürmeme izin verin.
Deixai-me matá-la.
Yüzbaşı adına özrünüzü kabul etmeme izin verin, Bay Palmer.
Permita-me perdoá-lo em nome dele, Sr. Palmer.
Bizim buradan gitmemize izin verin...
Se nos deixarem sair daqui...
Açıklamama izin verin.
Permita-me explicar.
Gitmeden önce şunu söylememe izin verin.
Antes de ir, permitam-me dizer isto.
Kendi iyiliğiniz için adamın gitmesine izin verin.
Façam um favor a vocês mesmos e deixem-no partir.
Hatırlatmama izin verin. Oksana, Rus Gizli Servisi Karşı-İstihbaratının başı.
Deixe-me lembrar-te que ela é a líder da contra inteligência.
Lütfen birine söylememe izin verin. Lütfen, Tanrım.
Por favor, deixe-me ligar para alguém, por favor!
Bir saniye izin verin lütfen.
Dê-me licença um segundo.
Tamam, bir dakika izin verin lütfen.
- Dê-me um minuto.
Açıklamama izin verin- -
Se me deixarem explicar...
-... izin verin söyleyeyim Decepticon tarihinde kurtuluşları için en çok uğraşanlar olarak ödüllendirilirsiniz!
Deixa-me dizer. Já tiveste mais hipóteses de te redimires, do qualquer outro na história Decepticon.
Bu adam için aklınızda ne varsa 6 ay ertelemenizi öneririm. Bunu doğru şekilde yapmamıza izin verin.
Independentemente dos planos que tenha para ele, sugiro adiar seis meses, vamos fazer isto como deve ser.
- Sizi amirimle tanıştırmama izin verin.
Deixe-me apresentá-lo ao meu chefe.
Size teşekkür eden ilk kişi olmama izin verin o halde.
Deixe-me ser o primeiro a agradecer-lhe pela...
Yardım etmeme izin verin.
Deixa-me dar-te uma ajuda.
Bir dakika izin verin.
Desculpem-nos um momento.
İnsanların çıkıp gitmesine izin verin.
Podes deixar estas pessoas ir.
İzin verin acilen yapmış olduğum gafleti düzelteyim.
Permita-me que corrija o meu erro, agora mesmo.
İzin verin ben de katılayım.
Permite que adivinhe.
İzin verin şuraları bir toparlayayım, sonra hemen size katılacağım.
Deixe-me limpar aqui, e já vou começar.
Merkez ile konuşmama izin verin, lütfen!
Quero falar com o Comando.
İzin verin size bunu sorayım.
Deixa-me perguntar-te isto.
İzin verin bununla ben ilgileneyim.
Deixai-me resolver isto.
İzin verin size Rouen Başpiskoposunu takdim edeyim.
Apresento-lhe o Arcebispo de Rouen.
İzin verin sizi babama götüreyim.
Deixai-me levá-la até ao meu pai.
Bu iş dönemini bitirmememe izin verin.
Deixe-me ir até ao fim do contrato.
İzin verin kendimi açıkça ifade edeyim.
Deixa-me ser claro.
İzin verin size olacakları anlatayım.
Deixem-me explicar o que vai acontecer...
Geçmemize izin verin!
Deixem-nos passar.
İzin verin onunla konuşayım.
Deixe-me falar com ele.
İzin verin bu sorunu gidereyim.
Permita que resolva esse ponto.
- İzin verin hafızanızı tazeleyeyim.
Bem, permita-me que lhe refresque a memória.