Izin ver de translate Portuguese
2,027 parallel translation
Soo-ji, izin ver de açıklayayım.
Soo-Ji, deixa-me explicar.
Lynette, izin ver de işini yapsın.
Lynette, deixa-o fazer o seu trabalho.
İçeri girmeme izin ver de konuşalım lütfen.
Por favor, deixa-me entrar para podermos falar.
Roberta izin ver de seni etkileyici birkaç beyefendiyle tanıştırayım.
Roberta, deixa-me apresentar-te uns senhores de influência.
Ashley. Hadi, izin ver de girelim.
Ashley, vá lá, deixa-nos entrar.
İzin ver hatırlatayım Ekselansları, isyan, Tanrı'dan cezalandırılmayı isteyen, en çirkin günahtır.
Deixai-me lembrar a Vossa Senhoria de que a rebelião é um pecado horrendo punido por Deus.
Ağabeyin hakkında bizimle... Sohbet ettiğin için sana teşekkür etmeme izin ver.
Foi só uma forma de lhe agradecer por ter falado connosco sobre o irmão mais velho.
Şimdi, ayakkabı kutuna geri dön ve çalışmamıza izin ver, lütfen.
Agora, regressa à tua caixa de sapatos e deixa-nos trabalhar, por favor.
Burma hikayesini bitirmeme izin ver.
Deixas-me acabar de lhes contar sobre Burma.
Geçen gece buz pateni olmasına rağmen Jets maçını izlememe izin verdi.
Deixou-me ver os Jets apesar de haver patinagem.
İzin ver de...
- Aqui vamos, querida. - Deixa-me...
Bebeğim, eğer o kadar kötü ise, görmeme izin vermelisin.
Amor, se está assim tão mau, tens de me deixar ver.
İzin ver de sana ne olduğunu açıklayayım.
Deixa-me contar-te o que aconteceu, a sério.
Şimdi de biraz mali kriterlerden bahsetmeme izin verin. Bunlardan dün bahsetmemiştik.
Agora permitam-me que vos apresente os objectivos financeiros que ontem não acabámos de ver.
- Halletmeme izin ver.
- Deixe que eu resolva isto. - Podes tê-lo de volta.
Onlara çıkmaları için izin ver.
Tem de os deixar sair.
Gerçekten Booth'a yardım etmek istiyorsan, sana tesisatçılığı öğretmesine izin ver.
Está bem, se queres mesmo ajudar o Booth, tens de deixá-lo ensinar-te sobre canalização.
İzin ver de, önce Sophie'yi gömeyim.
Deixa-me acabar de enterrar a Sophie, primeiro.
Bir şey sormama izin ver, neden sadece Kang'ı para aklamaktan tutuklayıp, geri dönmedik?
Porque não prendemos o Kang por lavagem de dinheiro?
Şimdi izin verirsen Fletcher'ın diğer kimliklerinin yasaklı olup olmadığını görmek için bilgileri, Şiddet Suçları Arama Sistemi'ne girmeliyim.
Com tua licença, tenho de verificar estas identidades no Vi-CAP para ver se alguma das identidades do Fletcher tem algum alerta. Onde queres o material do apartamento do Fletcher?
Tabii, onları gördükten sonra mumya ortadan kayboluyor, üzerinde parmak izin var, arkadaşın ölüyor ve tomografiler kayboluyor.
Certo, e depois de os ver, a múmia desaparece com a sua impressão digital, a sua amiga morre, e essas tomografias simplesmente desaparecem.
İzin ver de gitsin.
Deixa-a ir.
İzin ver kendimi affettireyim. Seni çalıştıracağım. Sonra yine terk edeceğim.
Deixa-me compensar-te, eu treino-te depois deixo-te outra vez, depois trino-te de novo.
İzin ver de sorunun, seçilmiş milletvekili olarak çözeceğim ilk şey olsun.
O teu problema pode ser o primeiro que ouço como representante eleito.
Pekala, kararını vermeden önce, izin ver sana bir hikaye anlatayım.
Muito bem, antes de decidir-se, vou contar-lhe uma história.
Sue Sylvester tarzı bir şey yapmama izin ver.
Dá-me uma oportunidade de fazer isto à maneira da Sue Sylvester.
Benim hakkımdaki düşüncelerini dürüstçe söyledin, benim de söylememe izin ver.
Tens sido muito franca quanto ao que sentes por mim, deixa-me retribuir-te.
- Muhtemelen hiçbir şey. Ama işimizi yapmamıza izin ver ki Dr. Bailey de kendininkini yapabilsin.
- Provavelmente não, mas deixe-nos fazer o nosso trabalho, para a Dra. Bailey poder fazer o dela.
Biraz geriye çekiliyorum, sen de bize izin ver.
Vou chegar-me um pouco para trás e dar-lhe espaço.
Jess'i tekrar görmeme izin vermeyeceğini adım gibi biliyordum.
E sabia então que ele nunca me iria deixar ver a Jess de novo.
Sormama izin ver.
Tenho de perguntar.
- İzin ver de yardım edeyim.
- Deixe-me ajudá-lo.
- İzin ver de bitireyim.
- Deixa-me acabar.
Canavarla kendi başımıza savaşmak zorundayız bu yüzden oraya gidip kendi imkanlarımızla açık bir meydanda at sırtında, daha iyi manevra yapabileceğimiz koşullarda savaşmamıza izin ver.
Temos de combater o monstro sozinhos. Então deixai-nos sair a cavalo, e lutar à nossa maneira. Em campo aberto, a cavalo, onde tenhamos mais liberdade de movimento.
İzin ver de sana yunuslar hakkında bir kaç şey söyleyeyim.
Bem, deixa me dizer-te uma coisa sobre golfinhos.
Bugün kendine izin ver.
De facto, tira o dia de folga.
Porphyria'yı tekrar canlı görmek istiyorsan, iki saat sonra ambarda ol... onunla beraber, sadece bir arabanın girmesine izin verilecek.
Noite agradável para andar de carro, não te parece? Se quiseres voltar a ver a Porphyria viva, aparece nos contentores em duas horas... com ele.
- İzin ver de bakayım.
- Deixa-me ver.
Malımızın geçmesine izin ver ya da başka bir çalışma yöntemi ara.
Deixa-nos passar a mercadoria, ou busca outra linha de trabalho.
Kimsenin bana dua etmesine müsaade etme. Sadece yüce İsa Mesih'in bana merhamet etmesine izin ver.
Que ninguém reze por mim, mas concedei-me a misericórdia de Nosso Senhor Jesus Cristo.
Patentli Houseman sağlık şerbetini iç ve yaşam suyunun akışına izin ver.
Beba a poção patentada de Houseman e deixe fluir os jogos da vida.
İzin ver de bavulunu taşıyayım.
Deixa-me ajudar-te a levar a bagagem para cima.
- İzin ver de e-maillerime bakayım.
- Deixa-me ver os meus e-mails.
İzin ver de ateşini ölçeyim.
Deixe-me tirar a temperatura.
- Lütfen, seni geri götürmeme izin ver.
- Por favor, deixe-me levá-la de volta.
- Şüphe etmesine izin ver ona.
- Dá-lhe um voto de confiança.
Anne, lütfen. İzin ver ben de kalayım.
Vá lá, mãe, deixa-me ficar.
Sana yardım etmeme izin ver.
Então, tens de me deixar ajudar-te.
Onu atayım. İzin ver de alayım.
Eu apanho-o.
İçimden bir his beni tekrar görmek isteyeceğini söylüyor. Ama bu küçük sohbetimizden haberi olsa buna izin vermez.
Tenho a sensação de que vai querer me ver de novo e se ela soubesse deste nosso encontro, não ia deixar isso acontecer.
Yapabilirim, birkaç yol biliyorum. İzin ver söyleyeyim.
Sim, eu tenho maneiras de fazer isso.
izin ver 244
izin verme 28
izin veriyorum 25
izin vermiyorum 20
izin verir misin 192
izin verir misiniz 242
izin verirsen 77
izin verirseniz 214
izin vermem 29
izin vermeyeceğim 39
izin verme 28
izin veriyorum 25
izin vermiyorum 20
izin verir misin 192
izin verir misiniz 242
izin verirsen 77
izin verirseniz 214
izin vermem 29
izin vermeyeceğim 39
izin verildi 70
izin verilmiştir 32
izin verin 236
izin ver açıklayayım 22
izin ver gideyim 18
ver dedim 29
dede 298
deli 209
denise 139
deme 332
izin verilmiştir 32
izin verin 236
izin ver açıklayayım 22
izin ver gideyim 18
ver dedim 29
dede 298
deli 209
denise 139
deme 332