Kabul etmeliyim ki translate Portuguese
334 parallel translation
Ancak kabul etmeliyim ki, niçin böyle bir kılıkta dolaştığını... dürüstçe anlatırsan kendimi biraz daha rahat hissedeceğim.
Mas sentir-me-ia mais à vontade, se me dissesse porque vai andar disfarçado...
Kabul etmeliyim ki, parlasa bile Çok tatlı gözüküyor
Admito, apesar de resplandecente Ela parece um pouco doce
Kabul etmeliyim ki Piskopos'la görüşme amacım senin... yerinin değiştirilmesiydi.
Admito que o meu objetivo ao ir ver o bispo... era que ele transferisse você.
Kabul etmeliyim ki kayboldum.
Estou perdido e admito-o.
Kabul etmeliyim ki,.. ... bana servis yapılmasına bayılıyorum!
Devo admitir que adoro ser servida.
Kabul etmeliyim ki
Apesar de ter de confessar
Ama kabul etmeliyim ki onun da bazı kötü tarafları var.
Admito, tem seus defeitos.
Utanarak ve üzülerek kabul etmeliyim ki bu, Japon ekibinden birinin başarısızlığıdır.
Com grande vergonha e pesar admito-vos o fracasso de um membro do exército japonês.
Gerçi kabul etmeliyim ki, başkan karısı olarak hareket etmek beni oldukça dehşete düşürüyor.
Embora deva admitir que, ter de estar ao lado do Presidente da Câmara me assusta.
Kabul etmeliyim ki, bu pek başıma gelmez.
Devo admitir que isto não acontece em todas as festas que vou.
Kabul etmeliyim ki dahice.
Engenhoso, devo admitir,
Kabul etmeliyim ki ortalığı oldukça pisletmişler.
Admito que foi uma grande confusão.
Yalnız değildim, kabul etmeliyim ki.
Não sózinho, admito.
Ama kabul etmeliyim ki, uyuklarken çok huzurluydu.
Mas tenho de admitir que é um sossego quando ela está a dormir a sesta.
Ama kabul etmeliyim ki katolik tebasına, durumunu izah etmek korkunç zorlu ve rahatsızlık verici bir durum.
Mas devo confessar que me causa grande embaraço... E profunda consternação explicar aos seus súbditos católicos... Quais são as suas ideias.
Ama kabul etmeliyim ki, birçok defalar hayatımızı kurtardı.
Contudo tenho de admitir, que já nos salvou a pele muitas vezes.
Kabul etmeliyim ki, onu ben de kabullenemiyorum.
Devo admitir que também me custa aceitá-lo.
Kabul etmeliyim ki ne diyeceğimi bilemiyorum.
Reconheço que as palavras me faltam...
Kabul etmeliyim ki en başta ikimizde bu evliliğe oldukça karşıydık.
Bem, é preciso admitir... que, nós também, no início... estávamos... um pouco hostis a este casamento.
Bilimsel olmayan şeylere inanmam ama kabul etmeliyim ki bilimin cevaplayamadığı pek çok şey var.
Não sou dado a crenças não-científicas, mas tenho de admitir... que há muita coisa que a ciência ainda não explicou.
Kabul etmeliyim ki iyi atıştı.
Foi um bom tiro. Tenho de o admitir.
Onu öldüreceğim. Kabul etmeliyim ki bu araba bir başka.
Tenho de admitir que este carro é qualquer coisa.
Kabul etmeliyim ki oldukça kibarsınız beyler.
Tenho de admitir que vocês são extremamente educados.
Evet, kabul etmeliyim ki dört gözle bekliyorum.
Reconheço que estou ansioso por começar.
Burnumu hep ait olmadığı yerlere sokarım ve kabul etmeliyim ki bu kargaşa biraz da benim suçum sayılır.
Ando sempre a meter o nariz onde não sou chamada e, sim, tenho alguma culpa nesta confusão toda.
Kabul etmeliyim ki, müthiş olacağını biliyordum.
Tenho de admitir, achei que foi mesmo maravilhoso.
Kabul etmeliyim ki, bu mikrop çok inatçı.
O bicho é persistente, admito isso.
Kabul etmeliyim ki... Ferengiler hakkında bazı şüphelerim vardı.
Devo confessar que tinha muitas dúvidas quando convidou os Ferengis.
Kabul etmeliyim ki, bana ilk yaklaştığında, ilgimi çekmiştin.
Devo admitir que quando me abordou pela primeira vez na Enterprise, senti-me intrigada.
Kabul etmeliyim ki, biraz şaşırdım.
Devo admitir, Wesley, que estou surpreendido.
Yine de, kabul etmeliyim ki, baya kendini geliştirdi yani.
Embora tenha de admitir que ele se tornou bastante bom.
Kabul etmeliyim ki, polisin bu işe karışmış olması pek muhtemel değil,... ama bütün ihtimaller kontrol edilmeli.
Eu admito que o involvimento da policia é uma possibilidade improvável, mas todo o prospecto deveria ser investigado.
Kabul etmeliyim ki bu benim için yeni bir şey. Hepimiz için yeni bir şey.
Tenho de admitir que isto é novo para mim.
Kabul etmeliyim ki, Selma O, hayatta bir kere yakalanacak olan fırsatlardan biri.
Tenho que admitir Selma ele é um dos que só se têm uma vez.
- Kabul etmeliyim ki biraz tuhaf. Mulder için bile.
Admito que é estranho.
Yine de kabul etmeliyim ki davet edilmek güzeldi.
Eu tenho que adimitir, mesmo assim, foi bom ter sido convidada.
Kabul etmeliyim ki bir bayanın ihtiyacı olan şeyleri yaptın.
Tenho de admitir, sabes como fazer uma rapariga sentir-se útil.
Noxiema Jackson, kabul etmeliyim ki şok oldum Ve biraz da üzdün beni.
Noxeema Jackson, devo confessar que estou chocada, e até um pouco desapontada contigo.
- Kabul etmeliyim ki öyleyim!
Gabo-me de o ser.
Kabul etmeliyim ki, etkileyici bir çalışma olmuş.
Tenho de admitir que fez muito bom trabalho.
Kabul etmeliyim ki,... seçilmesinden bu yana sadık ve güvenilir bir yardımcı oldu.
Devo admitir que tem sido um conselheiro leal e fiável desde a eleição.
Kabul etmeliyim ki, bunu istemeyi bıraktığımdan beri kadınlarla aram daha iyi.
Realmente, tenho mais sorte com as mulheres desde que parei de lhes pedir isso.
- Kabul etmeliyim ki, incelikten yoksun oluşun hoş.
E a tua falta de refinamento é interessante.
Leyton onları kullanmaktan bahsettiğinde bunun bir hata olduğunu düşünmüştüm. Fakat kabul etmeliyim ki, görevlerini övgüye değer bir şekilde yerine getirdiler.
Quando o Leyton me falou de os usar achei que era um erro, mas, tenho de o admitir, executaram admiravelmente a missão.
Peki ala, kabul etmeliyim ki, elbisen çok yakışmış.
Bem, tenho de admitir que seu vestido é muito vistoso.
Peki ala, kabul etmeliyim ki...
Bem, eu devo admitir, eu...
Kabul etmeliyim ki, iş, beklediğimden yavaş yol alıyor, ama biliyorsun ki, bunlar sıradan mayınlar değil.
Bom, admito que o trabalho anda a ritmo mais lento do que o esperado, mas, como sabe, estas minas não são vulgares.
Kabul etmeliyim ki burayı sevdim.
Tenho que admitir, que gosto deste sítio.
Ama kabul etmeliyim ki, maystro haklı.
Porém, devo admitir que o Maestro tem razão.
Allah'ım! İtiraf etmeliyim ki Hamilton... ben olsaydım muhtemelen biraz daha şüpheci yaklaşırdım... fakat bu kızgınlık bunun iyi bir haber olduğunu kabul etmemi engellemez.
Devo confessar, eu teria infundindo-a com mais cepticismo... mas ressentimentos não me impedem de admitir que foi um bom trabalho.
Program onu aşık olacağım şekilde tasarladı ama kabul etmeliyim ki ona her halükarda aşık olurdum.
Temo que não tenha escolha além de tomar o controle da nave.