English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ K ] / Kapıya bak

Kapıya bak translate Portuguese

318 parallel translation
Kapıya bakıp duruyorum. Rie'nin her an gelebileceğini düşünüyorum.
Estava sempre a olhar para a porta, pensando que a Rie ia entrar a qualquer momento.
Gelecek sefer ine gittiğinizde eski kapıya bakın.
Ouçam, da próxima vez que forem ao esconderijo, vejam a porta.
Haydi Callie, kapıya bak.
Vá lá, Callie, abra a porta.
Kapıya bak Gladys.
A porta, Gladys.
Kapıya bak.
- Vê quem é.
Sen kapıya bak, aptal.
- Volta ao teu posto, idiota.
Henry, arka kapıya bak.
Henry, a porta detrás.
Kapıya bak, Anna.
- Vai lá, Ana.
Kapıya bak.
Vai lá ver.
Çeşmeyi geçince soldan üçüncü kapıya bakın.
Tentem depois da fonte, terceira porta á esquerda...
Kapıya bak.
Cuidado.
Devamlı kapıya bakıyorsun, arkadaşın vardır diye düşündüm.
Pelo modo como olha para a porta, pensei que tivesse amigos.
- Git kapıya bak. - Sen bak.
- Vai atender a porta.
Git şu kapıya bak!
- Atende tu. Vai atender aquela porta!
Git ve şu kapıya bak. Tamam.
Vai lá atender a porta.
Oraya git, şu kapıya bak.
Vai lá e atende a porta.
Git kapıya bak dedim. Nesin sen, sağır mı?
Disse para atenderes a porta.
Doğru, ahmak seni, git de kapıya bak.
É isso mesmo, estúpido, vai atender a porta.
Kapıya bak!
Atende!
Git kapıya bak.
- Não, nenhum. Atende a porta.
Şimdi kapıya bakıyorsun, ha?
Agora vai atender a porta.
Rozali, kapıya bakın lütfen.
Rosalie, vá abrir, por favor.
Aynı anda hem kapıya bakıp hem de odamda olamam, değil mi?
Não posso estar no meu quarto e abrir a porta ao mesmo tempo. Não é?
Saatime ve kapıya bakıyordum.
Estava a olhar para o relógio, estava a olhar para a porta.
Kapıya bakın!
Vão à porta.
Tanrım! Kapıya bak.
Olhem esta porta!
Kapıya bak.
Olha para o portão.
Bianca, kapıya bak.
Bianca, vai abrir a porta.
Kapıya bak.
Verifica a porta.
- Kapıya bak yeter.
- Vigia a porta.
Kapıya bak Jack!
Abre a porta, Jack!
Çalışmak çok güzel, değil mi Peg? Kapıya bak Al.
A tua mãe disse que estás doente para ir a escola, portanto, não sais.
Kapıya bak, tatlım.
- Abre, querida, sim?
Kapıya bak, Al.
Abre a porta, Al.
Kapıya bak.
Verifique a porta.
Kapıya bak!
Vai à porta!
Kapıya bak. Ahhh...
Abrir a porta.
Kapıya bak.
Vê quem é.
Bak, kapıcıya seni eve götürdüğümü söyleyebilirim, yapayım mı?
Posso dizer ao porteiro que te levei para casa, posso?
Git kapıya bak.
Vai atender a porta.
... ayrıca her bireyin teknik veya bilimsel kaynaklardan türlü yaratıcı yetilerinden yararlanıp yararlanmaması bakımından kapitalizmin dün olduğu gibi bugün de kabul edilemez olduğuna karar kıldınız ya da belli belirsiz bu hisse kapıldıysanız ve bu hissi temel alarak sosyalizmi benimsediyseniz...
E, também, pelo uso que faz, ou que não faz, dos recursos, da técnica e da ciência, das capacidades criativas actuais ou virtuais de cada individuo. E se, a partir deste sentimento, aderirem ao socialismo, o problema da sua ascensão coloca-se nestes termos. Revisionista!
- Dışarıdaki gardiyan nasıl biri? - İcabına bakıldı. - Ya avlu, kapılar?
- Como passou isto pela guarda?
- İnes, kapıya bakın lütfen.
Inès, vá abrir.
Kardeşinin şu kapıya yaptığına bir bak!
Olha para o que o teu irmão fez à porta.
Bay bıyık, şu kapıya bir bakıver.
Bigodes, vai abrir a porta.
Lütfen bu kapıya dikkatlice bakın.
Permite-me, caro deputado... queira considerar esta porta.
- Kapıya bak Pete.
Abra a porte, Pete.
Kapıya bak Baldrick.
A porta, Baldrick.
Ben çalışıyorum artık. Sen bak kapıya. Ben de çalışıyorum.
- E se eu fizer uma festa aqui?
Kapıya bak.
- Abre a porta!
Kate, kapıya sen bak.
Kate, tu abres a porta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]