Karşı ateş translate Portuguese
323 parallel translation
Yamyama karşı ateş adam, her seferinde ateş adam kazanır.
Alma canibal contra a alma de fogo. A de fogo vence sempre.
Boxerlara karşı ateş emri verdim.
Fui eu que dei as ordens ás tropas para abrir fogo sobre os Boxers.
- Karşı ateş açmayacağız.
- Não ripostar. - Como?
- Karşı ateş açmayacağız.
- Não ripostar.
Çünkü karşı ateş açarsak, onlara, bize karşı kullanmaları için yeni propaganda malzemesi vereceğiz ve savaş isteyen Komünistlerin ekmeğine yağ süreceğiz. Böylece Rusya, Çin'in imdadına yetişip yönetimi ele geçirebilecek.
Se ripostarmos, damos-lhes nova propaganda para usarem contra nós, e fazemos o jogo dos comunistas, que querem que comecemos uma guerra para que a Rússia venha em apoio da China e assumir o comando.
Depodaki adamlar bize karşı ateş açtı.
Aqueles tipos do armazém estavam a ripostar.
Karşı ateş açın, ateş açın!
Ripostar! Ripostar!
Karşı ateş, tamam.
Agacha-te, Galvan!
Karşı ateş açın!
Voltar atacar
Karşı ateş, Bay Worf.
Devolva o fogo, Senhor Worf.
Henüz karşı ateş açmadılar.
Ainda não revidaram.
Onlara saldırırsak, karşı ateş açarlar.
E se os atacamos, não ficarão sem dar réplica.
Karşıya geç ve ben ateş edince, sen de ateş et.
Vão para ali, mas disparem só quando eu disparar.
Ateş ettiğinde, karşındakini hedef olarak düşün, insan değil.
Quando disparares pensa que não é um homem, mas sim um alvo.
Suçu, emirlere karşı gelip ateş açmak ve mevziyi terketmek.
Sim, senhor.
Arabanı ona doğru sür... ve tam karşısındayken... ateş et.
Basta-te ir ao lado do carro dele, como o Popaul, agora... e disparar quando o alcançares.
Sana karşı arzularım ateş gibi yükseliyor.
O meu desejo por ti sobe e desce como um gráfico de febre.
Karşındakinden daha hızlı silah çekip, ateş etmelisin.
Tens de sacar e disparar mais rapidamente que o outro.
Silahını hızlı çekmekle, karşındakine ateş etmek aynı şey değildir.
Sabes usar essa arma muito rápido e abater qualquer coisa.
Karşıdan silah sesini duyunca ateş etmeye başla.
Quando ouvires disparos do outro lado, disparas também.
Ateş eden bir birlikle karşılaşmak istemediğiniz sürece, evet.
Sim, ou enfrentaremos um esquadrão de fogo.
Tut, nehrin karşı yakasına ateş etmek için tüfeği kullan, makineliyi sonraya sakla.
Toma. Mas enquanto eles estiverem do outro lado, usa só a carabina.
Yolun karşısındaki adamlara ateş ediyorlar.
Nada. Eles estão a disparar contra uns tipos do outro lado da rua.
Ben de kasabada kalıp, polis ve doktoru yüksek ateş ve delilik belirtilerine karşı dikkatli olmaları konusunda uyardım.
Então, fiquei na cidade, avisei a polícia e o médico da cidade para ficarem alerta para quaisquer sinais de febre alta ou delírios.
Nehir trafiğini kesti ve karşı kıyıları ateş altına aldı.
Cortou o tráfego fluvial e abriu fogo sobre a margem oposta.
Akından yarım saat sonra patlak veren ateş fırtınasına karşı hazırlıklı değildik.
Não estávamos preparados para a tempestade de fogo que rebentou meia hora depois da incursão.
Ateş ederken karşımda insan görmem.
Eu não... vejo as pessoas quando disparo.
Karşı sıradaki çatıların birinden rahatlıkla ateş edilebilir.
Qualquer um pode atirar para as janelas dos telhados em frente.
Bu sabaha karşı polisin açtığı ateş sonucu ölen gençlerin "Yeşil Fırtına" isminde bir Los Angeles çetesinin üyesi oldukları öğrenildi.
A Investigação que deu como resultado a morte de 6 jovens agora identificados como membros de um gang do Sul de Los Angeles chamado "O Trovão Verde"
Sayın Başkan, sizin karşılama heyetiniz devriyemize ateş ediyor.
Sr. Presidente, o comité de boas-vindas está a disparar sobre a nossa patrulha.
Panter ve ateş stilin fena değil Vücüdunu vuruşlara karşı iyi savunamıyorsun
A tua Pantera Fogo não é má mas deixas o corpo muito vulnerável.
Ateş ruhu klanı, Altın nehir klanı, Kara toprak klanı, Ve Yeşil ağaç klanı, Mor pelerine karşı birlikte savaşırdı Uzun bir düellodan sonra hepsi ona karşı yenilir...
Membros do Clã dos Espíritos do Fogo, Clã do Rio Dourado, Clã da Terra Negra, e Clã da Floresta Verde lutaram com o Duque do Robe Púrpura em mais de trezentas batalhas, e todos perderam para ele.
Adam psikolojik olarak dengeli saygı duyulan bir rahipti ama aniden 9 milimetreyi çıkardı ve karşıya ateş etti.
Ele era psicologicamente estável, um membro do clérigo respeitado que, de repente, saca de uma 9 mm e começa... E começa a disparar.
Genç adamla kumar oynayıp, kulüpten evine kadar takip etmiş ve karşı çatıdan ateş ederek, açık pencereden onu vurmuştu.
Esteve a jogar ás cartas com o rapaz, seguiu-o até casa, e matou-o, disparando do terraço da casa em frente, através da janela aberta,
Bahçede sinsice dolaşan bir yabancı vardı. Köpeğiniz beni korumaya geldi. Hırsız bana ateş etti, bende karşılık verdim ve zavallı Bella arada kaldı ve çapraz ateşte vuruldu.
Usei-o para pagar o jantar de hoje, incluindo o caviar, onde tens agora o teu cotovelo.
Karşı ateş.
Controlo de fogo.
Ama bu çeşit bir ateş gücüyle onlara karşı burada, ne kadar süre daha dayanabiliriz, bilmiyorum.
Mas com o tipo de fogo foi ele quem começou a haver Eu não sei quanto tempo ainda nós podemos durar.
Oswald kollu mekanizmalı tüfekle 5,6 saniyede üç el ateş ediyor... sonra üç kovanı da güzelce yan yana pencerenin önünde bırakıyor... tüfekteki parmak izlerini siliyor, silahı çatı arasının öbür ucuna saklıyor... merdivenlerden beş kat aşağı koşuyor... onu görmemiş olan Victoria Adams ve Sandra Styles'ın yanından geçiyor... ardından ikinci katta soğukkanlı ve sakin bir halde devriye Baker'ın karşısına çıkıyor.
Oswald deixa três cartucheiras muito arrumadinhas no esconderijo, limpa as impressões digitais na espingarda, vai escondê-la, desce a correr cinco lances de escada, passa por Victoria Adams e Sandra Styles, que não o vêem, aparecendo calmo e composto no 2º andar, ao Guarda Baker.
- Farina ateş etti. - Biz sadece karşılık verdik.
- Foi o Farina, Tenente!
- Zırhımız inikken ateş ederlerse karşılık veremeyiz.
- Se atacarem, sem os escudos não conseguiremos responder.
Bizim manevralarımızı karşılıyorlar efendim, ve ateş ediyorlar.
Imitam nossas manobras. E disparam.
Huron kendi ırkından kardeşlerini ateş suyuyla serseme çevirip topraklarına el koyacak ve altın karşılığında beyaz adama mı satacak?
Tornariam os Huron os seus irmãos Algonquin em tolos com brandy e roubariam as suas terras para as vender ao homem branco em troca de ouro?
Etrafta koşuşturup karşılıklı ateş etmenin modası hiç geçmeyecek galiba.
Eu nunca vi aquelas marcas antes. Quem são eles? Eu acredito que são os humanos.
Anlamıyorum. Dün ateş istiyordun, bugün de greve karşısın!
Ontem querias queimr tudo e hoje estás contra.
Zenci bölgesindeki polis, akın akın gelen zencilerle karşılaştıkça sıcak ve dumanlı gecede silah sesleri artmaya devam ediyor. Bir muhafız birliği, bir grup zenciye on dakika boyunca makineli tüfekle, ateş etti, zenciler ara sokaklara dağıldılar. Los Angeles Emniyet Müdürü William H. Parker, dün geceki şiddet olaylarından...
Tiros foram cada vez mais diparados na seção dos negros durante uma noite dura, enquanto a polícia confrontava gangues tiros de metralhadoras em três negros, que estavam fugindo rua abaixo.
Gemide Binbaşısı varken ateş edeceğinden şüpheliyim. Fakat her ihtimale karşı... Bu Kohn-Ma.
Na verdade, chegou nesta nave e passou os últimos anos na prisão, entre dissidentes Bajorianos, um dos quais era um cientista preso pelos Cardassianos por conduzir pesquisa experimental em clonagem trifásica.
- Komutan, karşı ateş açıyorlar.
- Comandante, estão a ripostar.
Sonra birdenbire, bir açıklama aklımda beliriverdi bir kadının vücudunun oluşma şekli bir erkeğin vücudunun ona karşılık verme şekli belimde yanan ateş birleşmek için kuvvetli arzu hepsi tek göz alıcı anda bir araya geldi.
E, de repente, bateu-me uma revelação. O modo como a mulher é feita. O modo como o homem reage... o fogo dentro de mim... o desejo intenso de se unir num só... tudo isso se juntou num clarão brilhante.
Bu gemiye ateş açarak, Federasyona karşı bir savaş eyleminde bulunuyorsunuz.
Ao disparar sobre esta nave, cometeram um ato de guerra.
- Ateş açarlarsa karşılık vereceğiz. - Aynen öyle.
- Se dispararem, podemos ripostar.
Ona ateş edecek olursanız öldürmeniz lazımdı... yoksa karşılık vermeye devam ederdi... ta ki ikinizden biri ölünceye dek.
E se lhe deres um tiro, é melhor que o mates, porque o Nicky ripostaria... até à morte.
ateş 1641
ateşli 35
ateşim var 24
ateşkes 51
ateşin var mı 136
ateşi var 45
ateşle 61
ateş et 239
ateş yok 22
ateş etmeyin 472
ateşli 35
ateşim var 24
ateşkes 51
ateşin var mı 136
ateşi var 45
ateşle 61
ateş et 239
ateş yok 22
ateş etmeyin 472
ateşiniz var mı 50
ateş serbest 41
ateşin mi var 17
ateş kes 57
ateş etmek yok 25
ateşin var 55
ateşi söndürün 21
ateş ediyorlar 29
ateş mi 17
ateşi kesin 198
ateş serbest 41
ateşin mi var 17
ateş kes 57
ateş etmek yok 25
ateşin var 55
ateşi söndürün 21
ateş ediyorlar 29
ateş mi 17
ateşi kesin 198
ateş edeceğim 31
ateş ederim 25
ateş etme 368
ateşi kes 46
ateş edin 99
ateş edildi 21
ateş açın 38
ateşin yılıydı 19
ateşe hazır olun 23
ateşe başlayın 20
ateş ederim 25
ateş etme 368
ateşi kes 46
ateş edin 99
ateş edildi 21
ateş açın 38
ateşin yılıydı 19
ateşe hazır olun 23
ateşe başlayın 20