English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ K ] / Kä

translate Portuguese

3,644 parallel translation
- Tıka basa doydum ben.
- estou a ficar cheio.
Bay Gonzales, sabıka kaydınıza bakıyorum.
Sr. Gonzales, estou a olhar para o seu cadastro criminal.
Ellerini yıka.
Lava as mãos.
Sana gününü göstermeden kalk da bulaşıkları yıka.
Levanta-te e vai lavar os pratos antes que eu te dê um tiro na cabeça.
- Ağzını tıka.
- Amordaça-o.
- Evet, git elini yüzünü yıka.
- Sim, vá lavar-se.
Ka-ka-kahkahalarınız Ölüm Kanatları'nın gazabına uğrayacak.
Cuidem. O vosso riso vai incorrer na ira das Asas da Desgraça.
Yani sabıka kaydınızda uyuşturucu bağımlılığı da var?
Então, posse de drogas faz parte Da tua folha de antecedentes.
Yüklü sabıka.
Cadastro criminal vasto.
Duş al. Ellerini iyice yıka. - Hala at sidiği kokuyor.
Toma um duche e lava muito bem as mãos, ainda cheiram a mijo de cavalo.
Deliğini yıka!
Lava já isso!
Elleri Yıka
LAVEM ESSAS MÃOS
Yüzünü yıka.
Vai lavar a cara.
Bebeği içine koymadan önce lavaboyu yıka, tamam mı?
Limpa o lava loiça antes de o colocares aí, ok?
Sen başımı yıka, ben de vücudumu.
Tu lavas-me a cabeça e eu lavo o corpo.
Şarap kadehlerini yıka.
Lave os copos de vinho.
Tıka basa doluydu, her zamanki gibi.
Excesso de pessoal, o costume.
Tıka şunu.
Basta colocares um tampão.
Tıka şunu!
Coloca o tampão! Coloca o tampão!
Tıka şunu!
Coloca o tampão!
Kulaklarını tıka ve Meryem Ana için dua et.
Fecha os olhos e reza a Nossa Senhora.
Ve o kadar yer arasından 12. Mıntıka'dan bir kız Capitol'a başkaldırıp zarar görmeden kurtulabiliyorsa aynını onların yapmasını engelleyecek ne var ki?
E se, de todos os lugares, uma rapariga do Distrito 12, pode desafiar o Capitólio e ficar impune, o que os impede de fazer o mesmo?
Mıntıka gibi hiç var olmamışçasına yer altında radyoaktif bir kalıntı olduğunu...
Radioactiva, enterrada na poeira como se não tivesse existido, tal como o Distrito 13.
Mıntıka'dan yıldızlarımız...
Vamos em directo para o Distrito 12, ter com os nossos pombinhos.
Mıntıka'da harika.
As coisas estão bem aqui no 12.
Programımız biraz yoğun. 12 gün, 12 Mıntıka var. Ama çoğunlukla parti, kutlama ve geçtiğimiz her yerde hayranların selamlamasının tadını çıkarmakla geçecek.
A agenda está um pouco apertada, 12 dias, 12 distritos, na maioria festas e celebrações, fãs para cumprimentar em cada paragem.
Mıntıka için bunlar Thresh ve Rue oluyor.
No Distrito 11, foram o Thresh e a Rue.
Mıntıka'dan gelen iki ölümcül aşığımız, bu en sevdiğim ifadedir aşk hayatlarındaki yeni bir gelişmeyi açıklayarak bizi şaşırttılar.
- a minha expressão favorita - do Distrito 12, surpreenderam-nos com uma reviravolta no seu romance.
12. Mıntıka'da insanlar açlıktan ölüyor.
As pessoas estão famintas no 12.
Mıntıka'ya hoş geldiniz.
Bem-vindo ao Distrito 12.
1. Mıntıka'dan geliyorlar.
Irmão e irmã.
Mıntıka'dan favorilerimiz.
Do Distrito 12, os nossos favoritos.
Mıntıka, kereste.
Distrito 7.
Mıntıka.
Distrito 7.
3. Mıntıka, Betee Latear.
Distrito 3.
12. Mıntıka.
Distrito 12.
Ya da mıntıka sayısı.
- Ou o número dos Distritos.
12. Mıntıka'da değiller mi?
Não estão no Distrito 12?
12. Mıntıka diye bir yer kalmadı.
Já não existe Distrito 12.
Ve Florida'da sabıka kaydım bulunmuyor.
E não tinha quaisquer mandatos na Florida.
- Sinir bozucu mızıka.
- Gaita estúpida.
Hiçbir şey atmamış. Her duvar, eşyayla tıka basa dolu gizli bir dolap.
Cada parede é um armário escondido atafulhada com coisas.
Mantar ile tıka sıçramasın! Mantar ile tıka sıçramasın!
Tapa isso com uma rolha!
Dere tıka basa dolu bir sandalla geçilebilecek kadar derin görünüyor.
O rio é bastante fundo para navegar, mesmo para um barco de carga.
Bay Ka-penis, drama hocası mı?
Mr. Ka--pênis, o professor de teatro?
Sahne yönetmeni dedi ki Sanırım adı Ka-penis.
E o som do director de palco dizendo : Penso que o nome dele é Ka-pénis.
- Trink para!
Ka - ching!
Muhtemelen sabıka kaydını önemsemeyeceklerdir.
Provavelmente não querem saber nada de ti.
Bu da ne? - Ellerini yıka.
- Lava as mãos.
Bir daha yıka!
Então lava-as outra vez.
Evet.. bir kadın çıka geldi ve beni zımbaladı.
Sim, bem... Estás a ver, uma mulher veio ter comigo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]