English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ N ] / Nasıl olduğunu biliyorum

Nasıl olduğunu biliyorum translate Portuguese

732 parallel translation
Savaşın nasıl olduğunu biliyorum. Ben burada kalacağım.
Eu já sei como é a batalha, eu vou ficar aqui.
Nasıl olduğunu biliyorum.
Não te preocupes. Já sei o que aconteceu.
Nasıl olduğunu biliyorum.
Eu sei fazer.
- Her daim aşk, aşk, aşk. - Nasıl olduğunu biliyorum.
- O tempo inteiro, amor, amor, amor!
Nasıl olduğunu biliyorum, bebeğim.
Eu sei o que isso é, querida.
Nasıl olduğunu biliyorum.
Sei como isso deve doer.
Anne'me nasıl olduğunu biliyorum.
Sei como é com a minha mãe.
Nasıl olduğunu biliyorum.
Eu sei como ela está.
Nasıl olduğunu biliyorum.
Eu já sei como está. Péssimo.
Nasıl olduğunu biliyorum... ama-ama nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum.
Eu sei como sente, mas-mas eu só não conheço como descrever isto.
Çünkü ay be ay bu rolü yaşamanın nasıl olduğunu biliyorum.
Porque sei o que é viver infiltrado meses seguidos.
Nasıl olduğunu biliyorum. Bana anlattın.
Sei como isso aconteceu.
- Nasıl olduğunu biliyorum.
- O que é? - Sei como isso é.
- Nasıl olduğunu biliyorum.
- Eu sei como é.
- Sesinin nasıl olduğunu biliyorum.
Porque passou à história.
Nasıl olduğunu biliyorum.
Sei como é.
Artık neyin nasıl olduğunu biliyorum.
Finalmente entendi o que é natural.
Nasıl olduğunu biliyorum, sadece blöf yapıyorsun.
Sei como é. Estás a fazer bluff.
Ne olduğunu biliyorum : Bu bana nasıl oldu ve bunlar nasıl kullanılıyor?
Já sei qual é. Como é que isto aconteceu e como funcionam?
Buna nasıl müsaade ettim bilmiyorum ama onun çok küçük olduğunu biliyorum.
Não sei se consentiria se soubesse que era tão pequeno.
Nasıl olduğunu biliyorum.
Sei o que aconteceu.
Nasıl biri olduğunu biliyorum.
Eu sei como ele é.
çünkü o'nu tanıyorum.O'nun nasıl birisi olduğunu biliyorum.
Porque eu o conheço. Sei que género de pessoa ele é.
Demokrasiden anlamam ve geleceğin nasıl olacağını hiç bilmiyorum. Ama senin çenenin düşük olduğunu biliyorum.
Não sei se sei escrever democracia e não sei como é o grande cenário.
Nasıl olduğunu tam olarak biliyorum.
Sei exatamente como era.
Bağışlayan bir Tanrı olduğunu nasıl mı biliyorum?
Como sei que há um Deus misericordioso?
Üzerinizde nasıl büyük bir baskı olduğunu biliyorum.
Sei das pressões que caíram sobre os seus ombros.
Nasıl biri olduğunu biliyorum ama artık bitti.
Eu sei o que era... mas isso é passado.
İçinde binlerce düğüm var, bunu biliyorum ancak... Yanımdayken nasıl olduğunu kendin de görüyorsun.
Está atado por dentro num milhar de nós, eu sei isso, mas podes ver por ti próprio como ele se porta comigo.
Nasıl tertipli olduğunu biliyorum, içinde çöp vardır diye düşündüm.
Arrumado como é, julguei que fosse o lixo.
Nasıl biri olduğunu biliyorum, o da neler olduğunu biliyor.
Eu sei como é e ele sabe o que aconteceu.
Yani nasıl bir şey olduğunu biraz biliyorum.
Portanto, também sei como é.
Nasıl söylendiğini bilemiyorum ama, kişiyi tüm duygulardan arındıran bir ayin olduğunu biliyorum.
Não sei como se pronuncia, Sr. Spock... mas é o ritual vulcano para expurgar o que resta das emoções.
Biriyle uyumanın nasıl bir şey olduğunu biliyorum artık.
Agora sei o que é dormir com alguém.
Bu derin bir çalışma ve doğru bir seçim isteyen ince bir iştir. İçinde şeytan olduğunu biliyorum ama nasıl çıkaracağımı bilmiyorum.
Apesar de tudo, tenha a postura correcta muita prudência, poderá ser covardia, Monsenhor.
" Senin nasıl bir kadın olduğunu biliyorum, Emily.
" Sei que mulher é, Emily.
Biliyorum, sizde bilirsiniz, herkes bunun nasıl olduğunu bilir.
Eu sei, tu sabes, todos sabem como roubá-la.
Gelirlerimizin hayır işlerine dayalı olduğunu biliyorum ama nasıl olur da Vakıf, motor yarışları gibi zorlu bir spor dalına sponsor olur?
Eu sei que os lucros são para beneficência, mas como é que a Fundação se envolveu num desporto tão duro como as corridas de motos?
Uçmanın nasıl bir his olduğunu biliyorum.
Eu sei qual é a sensação de voar.
Ama tedaviyi biliyorum ve buna nasıl muhtaç olduğunu da biliyorum ve seni sadece ben tedavi edebilirim.
Mas eu conheço a cura, e sei que precisas desesperadamente dela, e só eu ta posso dar.
Nasıl biri olduğunu biliyorum.
Eu sei como tu és.
Buraya gelmenin senin için nasıl bir dert olduğunu biliyorum, ve nedenini merak ediyorum.
Sei pelo que passou para chegar até aqui. E estou curioso porquê.
Kart işaretleme konusunda nasıl usta olduğunu iyi biliyorum.
Sei como gostarias de marcá-las.
Ama ben aslında senin nasıl olduğunu biliyorum.
Mas eu cá sei como és realmente.
Nasıl biri olduğunu biliyorum.
- Eu sei como tu és.
Nasıl biri olduğunu ben çok iyi biliyorum Al.
Não tem de se justificar.
Nasıl bir adam olduğunu biliyorum! Aptal değilim!
Sei que espécie de homem é.
Nasıl birşey olduğunu biliyorum.
- Eu sei qual é a sensação.
Sonuçta, karşılıksız sevginin nasıl bir şey olduğunu biliyorum.
Afinal, sei como é sentirmo-nos atraídos por alguém que não sente necessariamente o mesmo.
Nasıl bir şey olduğunu biliyorum.
Eu sei como é.
Ayrıca laboratuvarda incelenecek bir örnek olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorum.
E também sei como é ser um espécime num laboratório.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]