Nasıl olduğunu biliyorsun translate Portuguese
473 parallel translation
Nasıl olduğunu biliyorsun.
Sabes como ela é.
Ardından Shep senin lider olmanı istedi, nasıl olduğunu biliyorsun.
Depois, quando o Shep te convidou para capataz, sabias como era.
Nasıl olduğunu biliyorsun.
Sabe o que tem acontecido.
Sana anlatayım. Nasıl olduğunu biliyorsun.
Walter, você sabe como foi.
- Nasıl olduğunu biliyorsun.
- Sabes como era nessa altura...
Nasıl olduğunu biliyorsun.
Sabes como é, há tanta coisa de que eu não devo falar.
- Nasıl olduğunu biliyorsun.
- Mas você sabe muito bem qual é.
Nasıl olduğunu biliyorsun.
Sabes como é.
Yapamazsın, onun nasıl olduğunu biliyorsun.
Não podes fazer isto. Sabes como ele é.
nasıl olduğunu biliyorsun.
Sabes como é.
Şimdi biz onları geri getirmeliyiz, ve sen nasıl olduğunu biliyorsun, lütfen!
Temos de as fazer regressar. Tu sabes como. Por favor!
Çocukların nasıl olduğunu biliyorsun.
Sabes como são os miúdos.
Yap-bozların nasıl olduğunu biliyorsun.
Tu sabes como o "puzzle" funciona.
Annenin nasıl olduğunu biliyorsun, Jack.
Ele... Mamã...
Nasıl olduğunu biliyorsun.
Sabes como ele é.
Şartlı tahliye görüşmelerinin nasıl olduğunu biliyorsun.
Sabe como são as audiências para conceder a liberdade condicional.
Nasıl olduğunu biliyorsun. Dalga geçme.
Sabes bem como é!
Yeni bira sevkiyatı yapıldığında nasıl olduğunu biliyorsun.
Sabes como é quando recebem um novo carregamento de cerveja.
Her hafta sonu Oakland'a gitme. Audrey teyzenin nasıl olduğunu biliyorsun.
Eu não vou para Oakland todos os fins de semana, voce sabe que a tia Audrey pode ficar mal
Ben karışmak istemiyorum ama nasıl bir kadın olduğunu biliyorsun.
"Para mim, daria na mesma, mas esse gênero de mulher..."
Seni getirmeyecektim ama Denham'ın nasıl ısrarcı olduğunu biliyorsun.
Eu não te teria trazido, mas sabes como o Denham insistiu.
Nasıl biri olduğunu biliyorsun.
Bem, lembras-te como ele era.
Bay Sloan'ın nasıl olduğunu biliyorsun.
Tu sabes como é o S.r Sloan.
- İyi olduğunu nasıl biliyorsun? - Basit.
- Como vou saber?
Çünkü bundan sonra emir komuta bana verilecek ve Kaptan Kirk'ün düşmanlarının nasıl yok olduğunu biliyorsun.
Porque a ordem passaria depois para mim e sabe como é que os inimigos do Capitão têm o hábito de desaparecer.
Ama onun nasıl bir kumaş baskıcısı olduğunu ve Buccholtz'a nasıl yardım ettiğini biliyorsun.
Mas você sabe o quão importante ele é e como ajudou Buchholtz?
Şimdi özgürlüğün nasıl bir şey olduğunu biliyorsun Fiddler.
Agora sabes o que é ser livre, Fiddler.
- Teşekkürler. - 300,000 olduğunu nasıl biliyorsun?
Como sabias que eram 300.000?
Bütün gecenin parasını verdi, ve nasıl biri olduğunu biliyorsun.
Ele pagou por na noite toda e você sabe o que ele é
Nasıl bir hayvan olduğunu biliyorsun.
Você sabe que tipo de animal ele é.
Hayır ama nasıl biri olduğunu biliyorsun.
Não, mas sabes como ele é.
Şu anda nasıl bir duruma düşmüş olduğunu biliyorsun.
Agora já sabes no que te meteste.
Bir şeyin komik olduğunu nasıl biliyorsun?
Como é que sabes que algo é engraçado?
- Kötü olduğunu nasıl biliyorsun?
- Como sabe que é terrível?
- Elimde ne olduğunu nasıl biliyorsun?
Como você sabe o que eu tenho?
- Ne olduğunu nasıl biliyorsun?
- Como sabes o que é?
Bunun nasıl bir şey olduğunu biliyorsun değil mi?
Sabes como isso é, não sabes?
- Sen ne oldugunu nasıl biliyorsun?
- Como é você sabe?
Kazanma şanslarının olduğunu biliyorsun ve nasıl kazanılır biliyorsun.
Sabe que eles têm razão e pode vencer.
Nasıl biri olduğunu biliyorsun. Yani onu vurdun mu?
- Ou dado-lhe só porrada?
- Saçının siyah olduğunu nasıl biliyorsun? Elindeki saçtan.
- Como sabes a cor do cabelo?
Hangi silah olduğunu nasıl biliyorsun?
Como sabe que arma tinha?
Nasıl olduğunu biliyorsun, Pete.
E Myra tocava... aquela canção, que nós cantávamos.
Gerçekte nasıl biri olduğunu bilmek ne kadar üzücü biliyorsun. Bunu insanlardan sürekli saklamanı izlemek acı verici.
Sabes como é doloroso saber quem és realmente e ver-te a escondê-lo das pessoas?
Aşkın nasıl bir şey olduğunu biliyorsun.
Sabe como é o amor.
Nasıl bir hayal gücü olduğunu biliyorsun.
Sabes como tem imaginação.
O zaman onların kendinden sürgülü olduğunu nasıl biliyorsun?
Então como sabe que são auto-selantes?
Bir fırsatın riske değer olduğunu nasıl biliyorsun?
Como podem ter a certeza de que uma oportunidade vale o risco?
Nasıl bir iş olduğunu pekala biliyorsun.
Sabes perfeitamente qual é.
Güvenlik bariyerinin ölümcül olduğunu nasıl biliyorsun?
Como sabia que a barreira de segurança é letal?
Denedim ama nasıl biri olduğunu biliyorsun.
Porquê? Não se está divertindo?
nasıl olduğunu bilmiyorum 56
nasıl olduğunu biliyorum 31
nasıl olduğunu bilirim 30
nasıl olduğunu bilirsiniz 27
nasıl olduğunu bilirsin 66
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
nasıl olduğunu biliyorum 31
nasıl olduğunu bilirim 30
nasıl olduğunu bilirsiniz 27
nasıl olduğunu bilirsin 66
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41