Ne yaptın ki translate Portuguese
542 parallel translation
Ne yaptın ki, saç filende mi unuttun?
Que fizeste com ele? Deixaste-o na fita de cabelo? !
Ne yaptın ki?
Que fizeste tu?
Ona ne yaptın ki?
Que lhe fizeste?
28 mi? ! Ne yaptın ki?
O que você fez?
- Ne yaptın ki?
- O que fizeste?
Ne yaptın ki? - Kutsal görev.
- O trabalho de Deus.
Sen ne yaptın ki hayatta?
Que é que tu fizeste na vida?
Ne yaptın ki?
- O que foi que fizeste?
- Ne yaptın ki listeyi?
- O que lhe fizeste?
Ömer'e, bana yapmadığın ne yaptın ki?
Que fizeste a esse Omar que nunca fizeste a mim?
Affedilecek ne yaptın ki?
Perdoar-te o quê?
Ne yaptın ki?
- O que fizeste?
- Haklısın. Ne yaptın ki?
Não fez nada de errado.
Duydum ki, tüm zekanıza rağmen, anlayamayacağınız... çözemeyeceğiniz tek problem, burada ne yaptığınızmış.
Ouvi que com todos os vossos cérebros, a única coisa que não podiam compreender o único problema que não podem resolver, é o que estão a fazer aqui.
O kadar altüst olmuştum ki, ne yaptığımın bile farkında değildim.
Sabe, eu estava tão nervosa que mal dei conta do que fazia.
Kızıyordum ama şimdi görüyorum ki ne yaptığını biliyorsun.
Vejo agora que sempre soube o que fazia.
Ne yazık ki diğer aptalların yaptığı gibi kendini havaya uçurmamış.
Que pena não ter rebentado quando faz aquilo.
Ne yaptı ki kaçsın memleketinden?
Que fez ele para precisar fugir da pátria?
Ona dedim ki ; "Ne yaptığının farkında mısın?"
Eu disse : "Compreendem o que estão a fazer?"
Ne yaptın ki sen?
O que é que você fêz?
Şanslıyım ki sen ne yaptığını biliyorsun.
Confie em mim!
Ne hesap yaptıysanız, tekrar yapın, ta ki doğru adamı bulana kadar.
Terão de repetir o que me fizerem, quando encontrarem o tipo certo.
Ne yaptım ki? - Olay çıksın istemiyorum.
Estava enganada ao achar que podia viver assim.
Sen hayatında ne zaman ağır iş yaptın ki?
Alguma fizeste algum trabalho manual na tua vida?
Ne yaptınız? Gördüm ki sadece ben ve Meyer...
Bem, eu vi que Meyer e eu...
Ben bir hata yaptımın Fransızcası ne ola ki?
"Como diabos se diz em francês que me enganei?"
Ne yaptığın umrumda değil, yeter ki beni tekrar sev.
Não me importa o que faças, desde que me ames outra vez.
Ne demeye yapsınlar ki bunu? Ne için yaptıklarını ben bilemem.
Não posso adivinhar o que faz sentido para eles.
Biz sana ne yaptık ki, hırsını bizden çıkarıyorsun?
Que fizemos para te irares e arruinares o meu pai?
Sadaka verdiğinizde, sol eliniz sağ elinizin ne yaptığını bilmesin. Öyle ki, verdiğiniz sadaka gizli kalsın. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.
Quando der uma esmola, que a mão esquerda não saiba... o que faz a direita, para que sua esmola permaneça secreta... e o vosso Pai, que vê o secreto, lhe dará a recompensa.
Neden beni kendi halime bırakmadın? Sana ne yaptım ki ben?
Deveria ter me deixado tranquilo.
Ne yaptığını sordum, dedi ki...
Perguntei-lhe o que ela estava a fazer e ela disse :
Bu denizaltının komutanı benim ve ben o deliğe başka bir torpido koymuyorum veya başka bir lanet harekette bulunmuyorum ta ki tam olarak ne yaptığımızı ve niçin yaptığımızı öğrenene dek.
Estou a comandar este submarino e não vou colocar outro torpedo no lança-torpedos ou voltar a arriscar, ou tomar qualquer medida até saber, exactamente que estamos a fazer e porquê.
Diyelim ki üst rütbeli bir subay gelip flütüne ne yaptığını sordu.
Suponha que um oficial superior lhe pergunte o que fez à flauta.
Dediğim gibi, yaptığınız iş mükemmel. Ama ne yazık ki, iş arkadaşlarınız üstündeki etkiniz bu şirketin gücünü...
Como disse, o seu trabalho tem sido irrepreensível, mas, infelizmente, o efeito que está a ter nos seus colegas minou a competência...
Benim için yaptıklarınızdan sonra başka ne bekliyorsunuz ki.
Não estou a fazer nada que não fariam por mim.
Yaptığın iş ne ki?
E o teu trabalho, o que é?
Ne yazık ki, etüvde çok fazla şey yapma fırsatını bulamadım, ama beş yaşındaki bir ufaklık olarak, hepiniz beni üssün maskotu yaptınız, bana ihtiyacım olmayan her şeyi gösterdiniz.
Infelizmente não fui capaz de fazer muita coisa na incubadora, mas aos cinco anos fizeram de mim o menino lindo da Base. Mostraram-me tudo o que precisava de saber.
Karınızın yaptığı taşkınlıklarla ilgili eleştirileri ne zaman dinlediniz ki?
Quando esteve preparado para ouvir críticas aos excessos da sua mulher?
- Ne yaptığını bilmiyor ki.
- Chris, ele é assim.
Burada oturmuş anlıyorum ki son 5 yıldır ne yaptığını bilmiyorum.
Dou-me conta que ignoro o que fez nos últimos 5 anos.
- Siz ne yaptınız ki?
Que diabos fizeste ali fora?
Kabul etmem gerekir ki, bu iki çocuk ne yaptıklarını biliyorlar.
Sabes, tenho de admitir, estes dois sabem o que estão a fazer.
Ne oldu? Çok kötü bir şey yaptığın rüyalar vardır hani... ve öleceksindir ve dersin ki "Keşke rüya olsaydı."
Alguma vez sonhaste que fizeste algo terrível...
Diyordum ki, Ne yaptığının farkında mısın?
Já viu bem o que fez?
Ne yazık ki adamın araba dolusu çocuğu da aynı şeyi yaptı.
Era um arquitecto e uma limpeza a seco.
Ne yaptık ki Tanrı ölü dostlarımızın cesetlerini yememizi istiyor?
Que mal fizemos a Deus, para que Ele nos faça comer os nossos amigos?
Bu yaptığının anlamı ne ki zaten?
O que é isto?
Bu kadar yanlış ne yaptım. - Neyi yanlış yapmadın ki?
- E o que é que não fizeste?
Fakat ne yazık ki, bunu yaptığını iddia eden bir insan, tüm parsayı topladı.
Mas infelizmente um deles roubou-nos o crédito.
Ama ne fark eder ki, doğru olanı yaptın.
Mas deixa lá, tens razão.
ne yaptın 710
ne yaptınız 118
ne yaptın sen 190
ne yaptın böyle 16
ne yaptın ona 47
ne yaptın peki 19
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176
ne yaptınız 118
ne yaptın sen 190
ne yaptın böyle 16
ne yaptın ona 47
ne yaptın peki 19
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176