O kadar önemli değil translate Portuguese
603 parallel translation
O kadar önemli değil.
Não é assim tão importante.
Bu o kadar önemli değil.
Não é tão importante.
Evet, ama bu o kadar önemli değil.
Sim, é. Mas não é muito importante.
Hayır, o kadar önemli değil bu.
Não, hoje não é necessário.
- Benim için o kadar önemli değil.
- Não significa assim tanto.
Bu o kadar önemli değil.
Isto não significa nada.
Olanlar aslında o kadar önemli değil.
Mas não é isto o mais importante.
Unutmayın, hiçbir kız o kadar önemli değil.
Lembrem-se : Nenhuma rapariga é assim tão importante.
General Feraud'un, ölü ya da diri olması o kadar önemli değil.
O General Feraud, vivo ou morto, não merece um minuto de coscuvilhice.
O kadar önemli değil, Elliott.
Näo sei, Elliott.
Bu o kadar önemli değil.
Há muitas pessoas daltônicas.
Yani birisinin ne almış olduğu o kadar önemli değil, öyle mi?
Então, o que cada um recebe não é o mais importante, pois não?
O kadar önemli değil, gerçekten.
Não é nada demais, na verdade.
O kadar önemli değil.
- Não é nada demais...
Bu o kadar önemli değil.
- Não foi assim tão sério...
Hayat işte, garipliklerle dolu. Rezil bir olaydı, o kadar önemli değil yani.
A vida é estranha como a merda, só isso.
O kadar önemli değil.
Não é importante.
Dışarıda olmak o kadar da önemli birşey değil.
Estar cá fora não é assim tão bom.
Oh, zaman o kadar da önemli değil Bayan Belle.
O tempo não tem grande importância, Miss Belle.
Ne kadar para ödediğim önemli değil... hiç kimse burada çalışmak istemiyor.
Ninguém desta província trabalharia aqui, fosse qual fosse o salário que eu lhes oferecesse.
Biliyorum bu kadar alçaldığım için beni suçlayacaksın, ama bu evliliği durdurduğum sürece ne düşündüğün hiç önemli değil.
Sei que te desagradarei por este estúpido comportmento, mas não sou importante. Não interessa o que me acontecer nem o que pensas de mim, se eu poder evitar o teu casamento com ele.
O kadar önemli sayılmaz, değil mi?
Não é assim tão importante, é?
Ne kadar sürdüğü önemli değil ; altı, sekiz hafta bunu yaşayabilirim.
Posso viver assim 6, 8 semanas, o tempo que for preciso.
- Aslında o kadar da önemli değil.
Bem, na realidade, isso não tem importância alguma.
Damat o kadar da önemli değil, değil mi, canım?
Esplêndido, esplêndido. Vejo-os amanhã.
Maliyeti, ne kadar sürdüğü önemli değil.
Custe o que custar, e leve o tempo que levar.
Burada kimse sizi kızdıracak kadar önemli değil galiba.
Ninguém parece ser bastante grande para o irritar.
Uzun sürebilir. Ne kadar sürdüğü önemli değil.
Não é o tempo que demora.
O kadar önemli bir şey değil.
Não custa nada.
Neyin önemli olduğuna dair düşüncenin değişmesi ne kadar tuhaf değil mi?
Tem piada como se pode mudar de ideias sobre o que é importante.
O at o kadar da önemli değil. Yeter ki sen üzülme.
Não quero saber do cavalo, se é para te afligir.
O kadar önemli değil zaten.
Não é assim muito importante.
O kadar da önemli değil, değil mi?
- Não é importante.
- O kadar önemli bir şey değil bu.
- Não tem importância.
- Bu o kadar da önemli değil. - Sizi kesmişler.
- Não é assim tão grave...
O zaman o kadar önemli görünmemişti, değil mi efendim?
Não parecia importante. Era, senhor?
Anlaşma ne kadar önemli olursa olsun, umurumda değil. Takmam.
Não me importa o quanto valioso seja o acordo.
Ne kadar zaman aldığı önemli değil, M-5 multitronik üniteyi yarattı.
Por mais tempo que tenha levado, ele inventou a multitrónica, o M-5.
Ülkemiz için ne kadar önemli bir şey, öyle değil mi?
Que sorte para o nosso país, não é?
Hayır, o kadar da önemli değil.
A chamada era da Polícia.
Arabayla gezintiye çıkmıştık, uğradık. O kadar. Önemli değil.
Demos um salto até aqui, mas não é importante.
Ama insanın ne söylediği, onu ne kadar sürede söylediğinden daha önemli değil midir?
do que o tempo que se leva a dizer?
Ne kadar biriktirdiğim önemli değil.
Não importa o quanto eu poupe...
O kadar önemli bir şey değil.
Nâo foi nada de especial.
Önemli bir şey değil, birazcık yorgun o kadar.
Isto não é grave. É uma pequena fadiga.
Fiyatı önemli değil, 7.84'e kadar.
Até $ 7.84, o céu é o limite.
Önemli tabii ama Rusya'da yapacağın işler kadar önemli değil.
É importante, mas não tanto como o que poderia fazer na Rússia.
- Ne olduysa ne kadar küçük ya da konu dışı olduğu önemli değil.
- Tudo o que aconteceu não interessa se for pequeno e irrelevante.
Ne kadar para olduğu önemli değil, bunu yapamıyorum.
Não consigo justificar isto, seja qual for o dinheiro envolvido.
Gitmen o kadar da önemli değil, ama en azından hayatta olduğunu bildirebilirdin.
Não me importei demasiado que me abandonasses. Mas ao menos podias ter dito que continuavas vivo.
Hediyeler o kadar da önemli olmamalı, değil mi?
Achas que o Einstein inventou a teoria da relatividade na sala de exercicio da mulher?
o kadar mutluyum ki 33
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107