Para önemli değil translate Portuguese
977 parallel translation
- Para önemli değil.
- O dinheiro não tem importância.
"Ne istersen yap." dedi. "Para önemli değil..."
" Fazei como entenderdes-disse. - Não poupo dinheiro.
Olimpus Balosunda ne giyeceğim senin için önemli değil sanıyorum.
Não é importante para ti o que eu levo vestido ao baile Olympus.
Kaç para oldugu önemli degil!
Näo quero saber os custos!
- Çam ağacının öte tarafında uçuyordu. - Önemli değil.
Não, quando atirei estava para lá do pinheiro.
Ne kadar para ödediğim önemli değil... hiç kimse burada çalışmak istemiyor.
Ninguém desta província trabalharia aqui, fosse qual fosse o salário que eu lhes oferecesse.
Sadece sorguya çekeceklerse önemli değil.
É só para o interrogar. Nada sério.
Para önemli değil.
Mr.
Bu sizin için önemli bir an olmalı, öyle değil mi? Öyle.
Isto deve ser uma grande ocasião para si.
Artık nereye gittiğim önemli değil.
Mas já não me importa para onde for.
Köprü benim için önemli değil.
Para mim a ponte não significa nada.
- Önemli bir şey değil.
- Nada para alarme.
Para Gilda için çok önemli değil.
O dinheiro não conta muito para a Gilda.
Bana ne olacağı önemli değil.
Quer dizer que não parou para pensar nisso.
Bir şey kanıtlamak için başladım bu işe ama artık önemli değil.
Comecei para provar uma coisa, e agora já não é importante.
İngilizler için köyleri önemli değil.
Os britânicos não ligam para aquelas cidades.
Para önemli değil.
Salário não é problema.
Senin gibi bir adam için önemli değil sanırım.
Mas isso não importa para um homem tão duro.
Yara izi olmadığı için, önemli bir şey değil.
Nada importante, excepto para quem tem a cicatriz.
40 sığırın ölmesi sizin için önemli, değil mi?
Imagino que a morte dessas 40 cabeças cabeças, era assunto importante para si.
Kanımda Thebes'in ateşini hissediyorum. Ben dünya yollarında yaşamak için doğdum. Artık hiçbirşey önemli değil,.. hiçbirşey..
Sinto a febre de Tebas no meu sangue... e sei que nasci para viver no pôr-do-Sol do mundo... e que nada me importa... nada, excepto aquilo que vejo nos seus olhos.
Benim için önemli olan para değil, sensin, biliyor musun bunu?
O dinheiro não me importa, Apenas você. Sabe disso!
Önemli biri olmayacak kadar gösterişsiz, değil mi?
Para ser um grande homem tem um andar ligeiro, não tem?
Burada kimse sizi kızdıracak kadar önemli değil galiba.
Ninguém parece ser bastante grande para o irritar.
Önemli değil. Senin için başka bir mesaj daha getirdim.
Não importa.Trago outra mensagem para si.
Önemli olan ne yaptığınız değil, size bakmak çok hoş bir duygu.
Não tem bem a ver com o que está a fazer, é só muito bom olhar para si.
Ben de üç kere vurdum. Zaten bir ayağı çukurdaydı. Önemli değil.
Entretanto, ele ainda está para morrer.
"Her ikinize de tüm vücudumla ve kalbimle geri döneceğime söz veriyorum, ne olduğu önemli değil."
"Prometo voltar para vocês duas, de corpo e coração intactos, não importa o que aconteça."
Bunun için verilen kurbanlar önemli değil!
Para ela não importa nenhum sacrifício!
- Para önemli değil.
- O dinheiro não é importante.
Önemli değil, sinyora...
- Este lugar não é adequado para...
Max, para senin için çok önemli değil mi?
Max, o dinheiro é assim tão importante para ti?
O at o kadar da önemli değil. Yeter ki sen üzülme.
Não quero saber do cavalo, se é para te afligir.
Hafızam zayıftır, ama son derece önemli konular için değil.
Tenho má memória, mas não para assuntos de tamanha importância.
Bu davayı sadece mahkemenin değil,....... tüm Alman halkının anlaması çok önemli.
É importante não apenas para o tribunal entendê-lo... mas também para todo o povo alemão.
Muhtemelen önemli bir şey değil ama paraşütçü indirildiğine dair haberler aldık.
Não deve ser nada de especial... Mas tivemos notícias do lançamento de pára-quedistas.
Hiç önemli bir şey değil.
Não há razão para alarme.
Bunun tüm nedeni de sizin aptallığınız. Bu olanlardan sonra hakimin beni içeri tıkması hiç önemli değil.
E a única razão pela qual vocês 10... se vão safar... é porque o juiz tem a mim para poder culpar.
Hiç önemli değil.
Já para não falar na multa.
Ama önemli bir şey değil.
Mas não há motivo para preocupação.
Ayrıca, bu önemli bir proje için, değil mi?
Além disso, é para um projecto meritório, não é?
Hiçbir şey, hatta Lara bile daha önemli değil.
Nada, nem mesmo a Lara, é mais importante para mim.
Bu tür terfiler evli erkekler için daha önemli, değil mi?
Estes assuntos de promoção são muito mais importantes para um homem casado, não são?
Hangi yöne döndüğü önemli değil, uzaklaş ondan.
Afaste-se dele, para onde quer que ele vire.
Neden istediğim önemli değil.
Não importa para que é que o quero!
Gerçekten önemli değil.
# # Ah, a fina, a elegante vida do turista, a vida para mim
- Bu senin için çok önemli, değil mi?
Isto significa muito para você ou não?
Ülkemiz için ne kadar önemli bir şey, öyle değil mi?
Que sorte para o nosso país, não é?
Önemli bir şey değil.
- Morte para alguém.
Benim için önemli biri değil.
Ele não é importante para mim.
- Kararınız açısından önemli değil mi?
- Isso é crucial para a sua decisão?
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli değil mi 21
önemli değildi 25
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
önemli degil 25
önemli değil mi 21
önemli değildi 25
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil misin 154
değil miyim 77
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil misin 154
değil miyim 77