Satın al translate Portuguese
2,865 parallel translation
Aşk satın alınabilir mi?
O amor compra-se.
Sonra kendini bir silah kiralayıp kurşun satın alırken buluyorsun.
É nessa altura que decidimos alugar uma arma e comprar uma bala.
Satın alırken, daha kalın olanlarını almalısın.
O que queres comprar é um disco mais grosso.
Altı telli vuruşluyu satın al
Comprei uma "6 cordas"
Satın alırsam benimdir.
É minha, se a comprar.
Araştırmalarımıza göre bir şeyi plastik şişeye koyarsanız satın alıyorlar.
Os estudos mostram que, se pusermos algo numa garrafa de plástico, as pessoas compram.
Satın alıyoruz.
Compramo-lo.
Açıkçası bu hızlandırılmış çekim aletlerini tezgâhtan satın alıp biraya getirdikten sonra kolayca kurabileceğimi zannettim.
Pensei que se pudesse comprar equipamento de time-lapse pronto a usar, montá-lo e pô-lo no local.
- Arabayı satın alırken geldi.
- deve ter vindo com o carro ou assim.
Ama bazı şeyler satın alınamıyor işte.
Mas algumas coisas não podem ser compradas.
Polislerinizi, hakimlerinizi satın alıyor.
Anda a comprar os vossos polícias e juízes.
Gerçekte, para bir sürü şey satın alır.
Literalmente, o dinheiro compra muitas coisas.
Yerli malı satın al.
Compre Americano.
İnsanlar satın alıyorlar.
As pessoas simplesmente vão compra-los.
Burada satın alınacak bir şey yok.
Não há nada para comprar.
Parasız, evler satın alıyorlar.
Eles compram casas sem dinheiro.
Televizyonlar, arabalar satın alıyorlar.
Tv's e carros sem dinheiro.
Fazla stokları satın alır ve satarız.
Compramos e vendemos excesso de stock.
Bir şey alacak paraları olmasa da herşeyi satın alırlar,..
E estes falhados que não conseguem comprar os teus preços vão comprar-lhes na mesma.
Bu yüzden satın alıyorlar.
É o que as pessoas compram.
Param olsaydı, satın alırıdım.
Se eu tivesse dinheiro, comprava-a.
Bunu illaki satın alırsam kocamın banka dengesi nasıl etkilenir?
Se eu comprar este colar como Isso vai afetar o equilíbrio bancario do meu marido?
Bu taraftan nehre kadar tüm şeridi satın alıyor.
Está a comprar tudo neste lado do rio.
Yani ipin ucundaki insanlar genellikle senin programını mı satın alıyorlar?
Portanto, quem está no fim da linha estão mais abertos a acreditar no seu programa?
Satın alındın!
Americano vendido!
Yurtdışına çıkıp saklanırlardı. O arada da babaları, yerlerini bildiğini inkar eder yasal sistemi kurcalar, torpil yaptırır mahk emeleri falan satın alırdı.
Fora do país, eles passavam desapercebidos... enquanto o pai deles negava conhecimento de seus paradeiros... confundia o sistema legal, pedia favores... comprava mandados e coisas assim.
Parayla satın alınamaz.
Ele não vai ser comprado.
Patronlar grevcileri satın alıyormuş.
- Os patrões subornam os grevistas!
Biraz yatırım bulmayı ve onun hisselerini tamamen satın alıp kurtulmayı çok isterim.
Adoraria encontrar algum financiamento e possivelmente comprar a parte dela de vez.
Mitzuko bankasını araştırdım,.. ... ve neden satın alınmak istendiğini.
Como me pediu, fiz uma avaliação ao banco Mitzuko e aos motivos desta aquisição.
Şirketini satın alıyorum, Richard.
- Vou comprar a tua companhia.
Judi Silver'ı satın alıyorsun, eline platinyum geçiyor.
Se pagares à Judi Silver, tens uma loira oxigenada.
- Hotel satın alıyorum.
- Estou a comprar hotéis.
Hassas bir şey, Adalet bakanı kadın satın alıyor.
É delicado quando o Ministro da Justiça está a comprar sexo.
Bu şehirde kimin bir evi varsa onu kiralıyor veya satın alıyor.
É um homem de negócios que tem uma mansão nos arredores da cidade.
Harçlığını doğum kontrolüne harcamaya son ver de biraz östrojen hapı satın al, olur mu?
Pára de gastar a tua mesada no controle de natalidade e investe em algumas pílulas de estrogênio, está bem?
Beni satın alıp kendisine köle yaptı.
Ele comprou-me e tornou-me escrava dele.
Alışverişi yasaklayan birini nasıl satın alırsınız?
E como você pode comprar um que seria proibir o comércio em si?
Bu yüzden başkalarını etki altına alıyor ya da efendilik bağıyla kontrol ediyorsun. Ya da paranla satın almaya çalışıyorsun.
E é por isso que coages as pessoas, ou as patronizas, ou tentas comprá-las com presentes.
Bir adam mağazaya gider ve patronu için viski satın alır.
Este tipo vai a uma loja Compra uísque para o seu chefe, e então ele é...
Çok fazla şey alabilirsin. Kendine bir hayat satın alırsın.
Isso pode comprar muito, uma vida.
İnsanlar neden bir şeyler satın alır biliyor musun? Çünkü bu onları iyi hissettirir. Charles'la birlikte yemek yiyebilirdik.
Deixa-me dizer-te, as pessoas compram coisas porque as fazem sentir-se melhor.
Amerikan Havayolları büyük olan her şeyi satın alıp kuzey tarafı Mohawk'a bırakıyor.
A American fica com o principal e vai dar o nordeste à Mohawk.
- Utah'tan satın alıp yürüterek getirdiğin insanları asla unutmayacağım.
Esse não é, o plano de Deus. Nunca vou esquecer como arrastou aquela multidão em Utah.
- Birkaç fare tuzağı satın alıp, bunu düzeltirim.
Não te preocupes. Vou comprar umas ratoeiras e colocá-las por aí.
Adam kontrolden çıktı, dokuz yıldır ajansın bilgilerini kim alırsa ona satıyor.
O tipo desertou, passou nove anos a vender a Agência a todos os que pagassem mais.
Hayır, sadece internet üzerinden arızalı aletleri satın alıyor ve öğrencilerin kullanabilmesi için onarıyor.
Para estudantes, sem meios para comprá-los. Fogo...
Alım-satımın orijinal formu.
A forma original de comércio.
Bu seçim en yüksek teklifi verence satın mı alınıyor?
É esta eleição que está sendo comprado pelo maior lance?
Yani, eğer yarın burada, New York'ta sahtekarlık ve ihale usülsüzlüğnden suç duyurusunda bulunursan savcı bir soruşturma açar ve satış askıya alınır.
Portanto... você apresenta uma queixa amanhã de manhã, aqui em Nova Iorque, por fraude e uso de informação privilegiada. O juiz abrirá uma investigação e a venda será suspensa.
Şimdi, "Edible Artificial Girls" serisinde genç kızların bir eşya gibi alınıp satıldığını gösteriyor.
Agora, na sua série, "Miúdas Artificialmente Comestíveis", ele mostra adolescentes como uma mercadoria pura.
satın aldım 43
satın almak mı 17
all right 20
allo 25
alex 1064
alice 882
allah rahmet eylesin 22
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
satın almak mı 17
all right 20
allo 25
alex 1064
alice 882
allah rahmet eylesin 22
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39