Savaş sırasında translate Portuguese
710 parallel translation
- Ne? Savaş sırasında makamınızı bırakarak bu statünüzü kaybettiniz.
Está preso por ter abandonado o seu posto em tempo de guerra.
"Bu gemi savaş sırasında karşılaşılan,... i... ciddi durumlarda kullanılacak."
Mandem polícia procurar. Ver luz a piscar. " O lançamento dum navio em tempo de guerra é sempre uma ocasião solene.
Savaş sırasında bulmak zordu ama artık Havana'dan geliyor.
Esses são difíceis em tempos de guerra, mas agora vêm de Havana com mais frequência.
Savaş sırasında bile bundan uzak durmadım.
E mesmo durante a guerra o fui.
Savaş sırasında Paris'teydim.
Eu estava em Paris durante a...
Savaş sırasında, 69. New York Alayında binbaşıydım.
Durante a guerra, eu era Major no Regimento 69 de New York.
Bana bu kasabada savaş sırasında pek çok Konfederasyon sempatizanı olduğunu söylediler.
Ouvi dizer que esta cidade estava cheio de simpatizantes da Confederação durante a guerra.
Filmde yer alan havadaki savaş sahneleri, savaş sırasında... ... A.B.D. Hava Kuvvetleri ve Alman Luftwaffe tarafından çekilmiştir.
As cenas de batalhas aéreas foram recolhidas em combates reais... por membros da Força Aérea americana e da Luftwaffe alemã.
Savaş sırasında ailem direnişçilerle çalışıyordu.
Durante a guerra, os meus pais trabalhavam para a Resistência.
Savaş sırasında Kahire'de oyuncak bir piramit almıştım.
Comprei uma pirâmide no Cairo, durante a guerra.
Savaş sırasında bana büyükbaba derdi.
Durante a guerra, ela chamava-me de "vovô".
Savaş sırasında başladı, bir hava baskınıydı.
Tudo começou durante um ataque aéreo aqui.
Doktor Adams'ın kitabını okuyordum... Grant, savaş sırasında genel cerrahmış.
Estive a ler este livro, do Dr. Adams, cirurgião de Grant durante a guerra.
Savaş sırasında askeri mahkemeye çıkman, bir yıl hapis yatman...
Sobre como tinha ido a tribunal de guerra e estado preso um ano.
Savaş sırasında üç yıl o uçakta birbirimize nasıl tahammül ettik?
Como nos suportámos um ao outro naquele avião durante três anos, na guerra?
Savaş sırasında o keşif uçağını kullanırken dikkatli olsaydım, sana madalya, iyi bir iş, şöhret ve para kazandıran o fotoğrafları çekme fırsatı yakalayamazdın.
Se eu tivesse sido cuidadoso a pilotar aquele avião na guerra, tu não terias conseguido tirar as fotos que te conquistaram uma medalha, um bom trabalho, fama e dinheiro.
Biliyorum. Savaş sırasında neredeydin?
Enviaram-me para casa, o meu tempo tinha acabado.
Her şey savaş sırasında Londra'da başladı.
Começou em Londres durante a guerra.
Savaş sırasında, yukarıda, Kazablanka'da bir sahra hastanesinde görevliydim.
Estive em Casablanca no hospital de campanha durante a guerra.
Edward savaş sırasında Yiyecek Bakanlığı'ndaki büyük başlardan birisiydi.
O Edward trabalhava no Ministério da Alimentação durante a guerra.
Ve senin savaş sırasında bir miktar tasarruf sertifikası satın aldığını anımsıyor gibiyim.
Lembro-me que compraste certificados de poupança durante a guerra.
Savaş sırasında muhabirdim.
Fui correspondente durante a guerra.
Savaş sırasında Brian'la ben burada yalnızdık. Ama hep Mark'ı bekliyorduk. Bu da günleri doldurmaya yardım ediyordu.
Durante a guerra, o Brian e eu estávamos sós... mas sempre esperávamos Mark, e isso ajudou a preencher os dias.
Bir yazıyı diğerine bağlayarak... bunları yazan adamın anlatımıyla... onun buradaki yaşamı... ve sonra savaş sırasında hayatının ne kadar değiştiği üzerine.
Unindo uma descrição a outra... com descrições do homem que os escreveu... sua vida aqui em casa... e então como ficou diferente durante a guerra.
Savaş sırasında ne iş yapıyordunuz Bay Thompson?
O que era seu trabalho durante a guerra, Sr. Thompson?
Savaş sırasında Londra'da çok kaldınız mı?
Você passou o tempo em Londres durante a guerra?
Savaş sırasında ortadan kaybolmuştu.
É estranho, perdi-lhe o rasto durante a guerra.
Savaş sırasında Avrupa'ya gittiğimde bir Fransızca sözcük öğrenmiştim efendim.
Quando fui para fora durante a guerra, aprendi uma palavra francesa.
- Savaş sırasında hafızanız hiç silindi mi?
- Sofreu algum lapso durante um combate?
Savaş sırasında hiç alışılmadık bir ruh hali içinde oldunuz mu?
Sofreu algum desequilíbrio mental durante a guerra?
Savaş sırasında mı?
Durante a guerra?
Fransız mıydı, savaş sırasında sevdiğin adam?
O homem que amaste durante a guerra, era francês?
Şimdi, bunun için iyi bir zaman değil. Bu savaş sırasında, hiçbir zaman iyi olmayacak.
Nesta confusão, todas as alturas são más.
Başmüftü savaş sırasında Berlin'de konuğumuzdu.
O grande mufti foi nosso hóspede em Berlim, durante a guerra.
- Boşver. Savaş sırasında ayrıldıklarını sanıyordum.
Pensei que tinham cortado os laços durante a guerra.
Savaş sırasında karargahınızda irtibat subayıydım.
Fui oficial de ligação com a vossa sede em Londres durante a guerra.
Bu yüzden de bana ihtiyacınız var. Babam savaş sırasında mühendisti. Kuzeyde.
O meu pai era engenheiro no exército... do norte, quer dizer, antes era dos do sul, mas depois... o sul perdia e...
Savaş sırasında yakışıkIı bir boya badana ustası çok güzeI bir sarışınIa tanışmış.
Durante a guerra, um pintor de prédios... um homem encantador... conheceu uma loura. Deslumbrante.
Savaş sırasında sizin eve sığınmışlar.
- Se ocultaram aqui durante a guerra.
Örneğin babam savaş sırasında Almanlara karşı canla başla savaşmış. Şimdiyse Akdeniz'de bir kulüp işletiyor.
O meu pai, por exemplo, lutou contra os alemães na guerra e agora é gerente de um clube mediterrânico.
Savaş sırasında Varşova'daki Alman karargahı oradaydı.
Durante a guerra, foi o quartel general dos alemães em Varsóvia.
Savaş sırasında Paris'te tanıdığını sandığım biri hakkında soru sormak için.
Para perguntar-lhe sobre uma pessoa que conheceu em Paris durante a guerra.
Yugoslav savaşının etnik arındırması sırasında Milosevic'in koruyucu planlarını öğrenmişler.
Participaram do grupo de protecção de Milosevic durante a limpeza étnica da Guerra da Jugoslávia.
Tayfa bilsin ki, seyir sırasında savaş yasaları geçerlidir.
Os homens deste barco näo devem esquecer que estäo sob o Código de Justica Militar. Ç
Hikayemiz, iç savaşın ortasında, Çin'deki Baskul şehrinde başlıyor. Robert Conway, 90 beyaz insanı, yerel bir devrim sırasında katledilmekten kurtarmak için buraya gönderilmişti.
A nossa história começa na cidade chinesa de Baskul, para onde Robert Conway foi enviado para evacuar noventa pessoas, antes que fossem chacinadas numa revolução local.
Yıllar önce Verdun savaşı sırasında.
Há anos, na batalha de Verdun.
İspanyol iç savaşı sırasında ben... Franco yanlısı bir komitedeydim.
Eu fiz parte do comité pré-Franco, durante a Guerra Civil de Espanha.
Savaş öncesinde, sırasında ve savaştan beri onların inancını hak ettiniz mi?
Antes, durante e depois da guerra, mereceu a confiança deles?
Dünya Savaşı sırasında donanmadaki işimdi.
- O único emprego que conservei durante mais de 6 meses foi durante a 2ª guerra mundial, quando estive na marinha.
2.Dünya savaşı sırasında psikolojik harpte yer almışlar.
Eles faziam guerra psicológica durante a II Guerra Mundial.
Biliyor musun, bu komik bir şey! Ama çöl savaşı sırasında, hiç huzur içerisinde olmadım.
É engraçado, mas nunca senti... tanta paz como quando lutávamos no deserto.
savaşçı 50
savaş 353
savaşçi prenses 68
savaşçı prenses 29
savaşın 42
savaşçılar 32
savaşa 30
savaşta 41
savaş ve barış 20
savaşlar 27
savaş 353
savaşçi prenses 68
savaşçı prenses 29
savaşın 42
savaşçılar 32
savaşa 30
savaşta 41
savaş ve barış 20
savaşlar 27
savaş var 18
savaş tanrısı 21
savaşacağım 16
savaş başladı 22
savaş mı 39
savaş bitti 121
savaştayız 44
savaşacağız 28
savaştan sonra 47
savaşalım 20
savaş tanrısı 21
savaşacağım 16
savaş başladı 22
savaş mı 39
savaş bitti 121
savaştayız 44
savaşacağız 28
savaştan sonra 47
savaşalım 20