Savaşacağım translate Portuguese
570 parallel translation
Ama sonuna dek savaşacağım...
Mas vou lutar até ao fim...
Eğer yaşıyorsam, kendim savaşacağım.
Se algum de vós vacilar, será punido sem piedade!
Tara'yı kaybedemem! Bunun için son nefesime kadar savaşacağım.
Não deixarei Tara enquanto houver vida em mim.
Savaşacağım.
Eles matam-no! - Vou lutar.
Savaşacağım, savaşacağım ve savaşacağım.
Vou lutar, lutar e lutar.
Tek başıma savaşacağım.
Estou por minha conta e estou disposto a tudo.
Ben savaşacağım!
Vou lutar!
Ben savaşacağım.
Eu vou-me embora.
O günden beri Wilkison'la savaşıyorum. Ya o ya da ben ölene kadar da savaşacağım.
Luto com o Wilkinson desde então e continuarei a lutar até um de nós morrer.
Ama sizi uyarıyorum, hayatta kalan ben olana dek savaşacağım.
Mas aviso-o, lutarei pelo privilégio de me deixarem em paz.
Ben de prensesi seviyorum ve onun kalbi için savaşacağım.
Eu, também, amo a princesa e vou lutar pela sua mão!
Günahkâr, Tanrı uğruna haftanın her günü seninle savaşacağım!
Pecador, vou lutar contra ti em nome de Deus, todos os dias da semana.
Sonuna kadar savaşacağım.
Eu luto até ao fim.
Şimdi ya da sonra, hayatımın sonuna kadar burada ölme hakkımı kazanmak için tüm kasabayla savaşacağım.
Mais cedo ou mais tarde, enquanto viver, lutarei contra toda a cidade pelo direito de morrer aqui.
Sana söyledim, Ruth, Benim olanı korumak için savaşacağım.
Eu disse-te, Ruth, Lutarei para conservar o que é meu.
Ben burada kalıp Spangler'le savaşacağımı söyledim.
Disse que ficaria aqui e ajudaria.
Savaşacağım, buna mecburum.
Atacarei porque tenho que o fazer.
Neyle savaşacağım?
Mas com que lutarei?
Onunla savaşacağım.
Vou combatê-lo.
Küçücük penguenle mi savaşacağım?
Lutar com a porcaria de um pinguim?
55 kez uçtum ve üç yıl savaştım, şimdi kendim için savaşacağım.
Voei 55 missões e combati durante três anos, agora lutarei por mim mesmo.
Eğer gemilerimi Atlantik'e gönderirlerse Özel Görev Kuvveti olarak nasıl savaşacağım?
Como vou combater uma força naval, se mandarem os meus navios para o Atlântico?
Kemiklerimin üstünde etim parçalanana dek savaşacağım!
Hei-de lutar até que meus ossos da carne sejam talhados!
"İkimiz de seferberliğe gitsek bile, bu savaşacağımız anlamına gelmez ve hiçbir şey, kadim dostluğumuza halel getiremez".
Avisando que apesar da mobilização, não temos de guerrear. E que nada acabará com nossa amizade.
Ülkeme dönüp bu yeni zorbalıkla savaşacağım.
Vou regressar ao meu país para lutar contra esta nova tirania.
orduları komuta edip, savaş meydanlarında savaşacağım.
Quando eu for General, deste exército de rebeldes,
Ben yanlız gidiyorum. Ailemi onurlandırmak için savaşacağım.
Vou lutar sozinho pela honra da minha família.
Savaşacağım.
Vou lutar.
Acı sona dek savaşacağım.
Vou lutar até ao amargo fim.
Bunu olmadığını görmek için savaşacağım.
Lutarei para que não o seja.
Nasıl savaşacağım?
Como luto assim?
David, ne olduğunu ve nereden geldiğini bilmiyorum, fakat oradaydı, onu gördüm ve onunla savaşacağım.
David, não sei o que é ou de onde vem, mas vi e vou lutar contra isso.
...... Savaşacağımız barbarlar var!
Temos de lutar contra os Hunos.
Kiminle savaşacağım, Mariko-san?
A quem vou fazer a guerra, Mariko-san?
Bunun için savaşacağımı düşünmüştüm hep.
Esperava alguma resistência.
- Onlar için savaşacağım.
- Vou lutar por elas.
Birbirimizle savaşacağımıza sefaletle, hastalıklarla, cehaletle savaşabilir miyiz?
Em vez de nos combatermos uns aos outros, Podemos lutar contra a pobreza, doenças, iliteracia?
Düşmanla savaşacağımı sanıyordum.
Acho melhor lutar com o inimigo.
Emrimde hangi ordu olursa olsun savaşacağım. Kazanana ya da ölene kadar.
Qualquer exército que eu tenha, liderarei contra eles até que eu vença ou esteja morto.
Bozuk çıktı. Ama onun için savaşacağım.
Mas vou lutar por ele.
Yani özgür olsaydın ülken için savaşacağını mı söylüyorsun?
Queres dizer que lutarias pelo nosso país se fosses livre?
65 yaşımı aştım. Fakat buradaki, ülkesi hakkında aynı benim gibi hisseden dört Fransızın fırsat bulsa savaşacağına emin olsam kendimi size inanmaya ikna edebilsem, belki...
Já passei dos 65 anos, mas se tivesse a certeza de que verdadeiros franceses, ou pelo menos aqueles que sintam o que eu sinto pelo nosso país, que, se tivessem a oportunidade, lutariam pela França,
Dayanmaya çalışacağız ve son adamımız ölünceye kadar savaşacağız.
Vamos lutar até ao último homem.
Savaşacağım ama öldürmeyeceğim.
E vou lutar.
Gidip Mısır'lılarla savaşacağız.
Saíremos para enfrentar os egípcios.
Kaç kişi kalmış olursak olalım savaşacağız
Não importa quantos somos, seguiremos lutando.
Benimle savaşacağını mı söylüyorsun, Maab?
Estás a dizer que me enfrentas, Maab?
Onlarla savaşacağım.
Mas acho que só alguém como eu poderá conseguir isto.
On yıllarca savaşacağız, çocuklarımızın çocukları savaşacak.
Lutaremos por 100 anos, e os filhos dos nossos filhos lutarão.
- Savaşacağım, evet.
- Batalhar, sim.
Savaşacağım.
Vou lutar até ao fim.
savaşçı 50
savaş 353
savaşçi prenses 68
savaşçı prenses 29
savaşın 42
savaşçılar 32
savaşa 30
savaş ve barış 20
savaşta 41
savaşlar 27
savaş 353
savaşçi prenses 68
savaşçı prenses 29
savaşın 42
savaşçılar 32
savaşa 30
savaş ve barış 20
savaşta 41
savaşlar 27
savaş var 18
savaş tanrısı 21
savaş başladı 22
savaş mı 39
savaş bitti 121
savaştan sonra 47
savaştayız 44
savaşacağız 28
savaşalım 20
savaş sırasında 28
savaş tanrısı 21
savaş başladı 22
savaş mı 39
savaş bitti 121
savaştan sonra 47
savaştayız 44
savaşacağız 28
savaşalım 20
savaş sırasında 28