Saçmalıyorsun translate Portuguese
1,413 parallel translation
Saçmalıyorsun.
És mesmo um lamechas...
- Hey, saçmalıyorsun!
- Hey tás-te a passar!
Ne saçmalıyorsun sen?
Que tolice estás a dizer?
Ne saçmalıyorsun?
De que raio estás a falar?
- Ne saçmalıyorsun?
- Que conversa é essa?
Saçmalıyorsun.
Tretas.
- Neler saçmalıyorsun?
- Que merda é essa?
Saçmalıyorsun.
Nem você, entendeu?
Öyle mi? Bak Jacky, saçmalıyorsun.
Jacky, veja o que está fazendo!
Ne saçmalıyorsun sen?
Estás a gozar?
- Hiç kimse. Saçmalıyorsun.
A ninguém.
Ne saçmalıyorsun sen? !
Estás a falar sem sentido nenhum
Ne saçmalıyorsun?
Tás a falar do que?
- Ne saçmalıyorsun?
- Como assim?
Ne saçmalıyorsun? Oturmuş kitap okuyorum.
Só estou sentado a ler um livro.
Saçmalıyorsun, Gob.
Ela não é adúltera.
Saçmalıyorsun dostum.
Estás a dizer disparates, pá.
- Saçmalıyorsun.
- Estás a gozar!
Sen de saçmalıyorsun.
És absurdo. Tudo isto é absurdo.
- Hadi! Saçmalıyorsun!
Mas isso é porque és ridículo!
Saçmalıyorsun.
- Estás a ser ridículo. Afasta-te.
Niçin böyle saçmalıyorsun? Yani...
Porque estás a dizer esses disparates?
Çok meşgulüm, ve sen yine saçmalıyorsun.
Eu estou ocupada e tu continuas com a estupidez.
Saçmalıyorsun.
Está a ser ridículo.
Turk saçmalıyorsun.
Turk, estás doido.
- Saçmalıyorsun.
- Por isto mesmo.
Saçmalıyorsun.
- É uma treta!
Saçmalıyorsun.
Não te armes em estúpido aqui.
- Saçmalıyorsun.
Porquê? - Não estás a fazer sentido.
Sanırım saçmalıyorsun, tamam mı?
Acho que estás doida, está bem?
Hayır, saçmalıyorsun!
- Não, você é um merdas!
Saçmalıyorsun, o kadar da kötü değil.
Está parecendo um bobo. Não é tão ruim assim.
Saçmalıyorsun.
Palvras.
- Yeter artık! Günlerdir saçmalıyorsun!
Já chega, não te calas há dias.
Belki de sen saçmalıyorsun?
Talvez estivessem no bolso.
- Seni duyamıyorum! - Saçmalıyorsun, Bo!
- Estás a ser ridículo, Bo.
Hayır, saçmalıyorsun!
Não é nada.
Ne saçmalıyorsun. Bizim önceliğimiz var.
Que se lixe, temos prioridade.
Saçmalıyorsun.
O caralho.
Yine saçmalıyorsun.
Que conversa. Sabes?
Bu saçmalıklara inanmıyorsun, değil mi?
Não acreditas nessas tolices, pois não?
Bu saçmalıklara inanmıyorsun.
Você não acredita nestas bobagens!
Sen neler saçmalıyorsun?
Eles conduzem a noite toda.
Giselher bu pagan saçmalıklarına inanmıyorsun değil mi?
Giselher. Não acreditas realmente em todas essas tolices pagãs, ou sim?
Saçmalık, seni aşk kuşu kabul et kıskanıyorsun kızı, Achim'i değil.
Bobagem... Os pombinhos admita, você tá com ciúmes da garota, não de Achim...
- Anne, saçmalıyorsun!
- Está sendo ridícula!
Saçmalıyorsun.
- Estás a gozar.
Seni gerçekten soymak istesem bu saçmalıkla uğraşır mıyım sanıyorsun?
Se o quisesse mesmo roubar, acha que teria de aturar estas tretas?
Lane, neden saçmalıklarını doğudaki kuzeylilere saklamıyorsun?
Sr. Lane, Porque não guarda as suas impertinências para todos esses balofos ianques do Este?
TV'de tek gördüğüm şey sensin, daha da ünleniyor ve bu saçmalıkları yapıyorsun.
Tudo o que vejo é o senhor na TV, com todo o protagonismo.
İnsanlar bu kiliseye senin saçmalıklarını dinlemeye mi geliyorlar sanıyorsun?
Achas que estas pessoas vêm a esta igreja para ouvir o teu lixo?
saçmalık 1235
saçmalama 1352
saçma 804
saçmalama lütfen 25
saçmalıyorum 21
saçma sapan konuşma 57
saçmalıyor 21
saçmalamıyorum 22
saçma sapan konuşuyorsun 17
saçmalamayı bırak 40
saçmalama 1352
saçma 804
saçmalama lütfen 25
saçmalıyorum 21
saçma sapan konuşma 57
saçmalıyor 21
saçmalamıyorum 22
saçma sapan konuşuyorsun 17
saçmalamayı bırak 40