Sen olmasaydın translate Portuguese
786 parallel translation
Dün gece sen olmasaydın...
Se não fosses tu ontem à noite...
Sen olmasaydın, şimdi namuslu bir hayat sürebilirdik.
Se não fosses tu, podíamos ser homens decentes.
Sen olmasaydın, cesareti hiç bulamazdım.
Sem ti, nunca a teria encontrado.
Sen olmasaydın suratına bir yumruk atardım canım.
Se não fosse por você, Ihe teria dado na fuça.
Sen olmasaydın, kafamı sokacak bir çatım olmayacaktı, George.
Não teria um telhado se não fosses tu, George. Só um minuto.
Sen olmasaydın hala orada mı olacaktım sanıyorsun?
Pensas que se não fosses tu, que ainda lá estava?
Sen olmasaydın, bu gerçekleşemezdi.
Se não fosse por você, isto não teria acontecido.
O'da istiyordu. Eğer sen olmasaydın.
E ela também queria, se não tivesse sido você.
Sen olmasaydın şu anda burada Ray Watson olurdu ve kahve kaşığı arardı.
Se não fossem vocês, o Ray Watson estaria aqui, agora, a procurar a colher de café.
Sen olmasaydın, şimdi kulübemde yatağıma yatmış uyuyordum.
Se não fosse o Weston, estaria a dormir na minha cabana.
Zavallı kocam öldüğünde sen olmasaydın çıldırırdım.
Quando o meu pobre marido morreu, eu teria enlouquecido, se não fosses tu.
Sen olmasaydın başaramazdım, bunu bil.
Só quero que saiba que nunca teria sobrevivido sem si.
Sen olmasaydın üstümden atamazdım.
Nunca teria conseguido superar se não fosses tu.
Sen olmasaydın, nereden güven elde ederdim, bilmiyorum.
Sem ti, não sei se teria qualquer confiança.
Sen olmasaydın, küçük Janice'im bugüğn burada olacaktı.
A minha pequena Janice estaria aqui hoje se não fosse você.
Sen olmasaydın, beni trenden atacaklardı.
Se não fosses tu, já me tinham expulso do comboio.
Sen olmasaydın, çoktan bavulumu toplamış olurdum.
Se não te tivesse a ti, também faria as minhas malas.
Sen olmasaydın bu kadar başaramazdık.
Nunca chegaríamos tão longe, se não fosse por ti, Roger.
Sen olmasaydın, bana ne olurdu bilmiyorum.
Se não fosses tu, não sei o que me teria acontecido.
Eğer sen olmasaydın, iki metrelik çukuru boylamıştım.
Sem você eu estaria agora, 2 metros abaixo do solo. Sim.
Çavuş, kendini kötü hissetmeni istemem, çünkü sen olmasaydın, bu fikre hiç ulaşamayacaktım.
Sargento, não quero que se sinta mal, porque, sem si, nunca teria tido esta ideia.
Sen olmasaydın hala "önemsiz" Marcus olacaktım.
Se não fosse por ti, eu ainda seria o Marcus Ninguém.
Sen olmasaydın, bunların hiç biri olmazdı.
Se não fosse por ti, nada isto teria acontecido.
Sen olmasaydın dört, beş tane yakalardım.
Se não fosses tu, podia ter apanhado uns quatro ou cinco.
Sen olmasaydın, buradan uzaklaşmış olabilirdik.
Nós já poderia ter sido aqui se não para você.
En iyisi sen olmasaydın, seni kullanmazdık.
Usamos-te porque és o melhor.
Sen olmasaydın... uzun zaman önce buradan çıkmış olurdum.
Lf... se ele não fosse para você, Eu teria estado fora daqui muito tempo atrás.
Sen olmasaydın bana bir şey olmayacaktı.
Se não fosse ele, eu não estaria ferida.
Eğer sen olmasaydın Copper asla iyi bir av köpeği olamazdı.
Sem ti, o Dentuça não seria um bom cão de caça.
Sen olmasaydın beni öldüreceklerdi.
Teriam-me matado se não fosses tu.
Sen olmasaydın ben ne yapardım?
O que faria sem ti?
Sen olmasaydın ne yapardım bilmiyorum. Rupert!
Não sei o que faria sem ti.
Sen olmasaydın evime gidecek ve onları dışarıda bırakacaktım.
Se fosse a si, ia para casa e desaparecia para o mundo. - O que é que vão fazer?
Sen olmasaydın...
Sem a sua ajuda...
Eğer büyülü lambamı kaybetmiş olmasaydım sen de kaybolmazdın.
Não estaria perdido, se eu não perdesse minha lâmpada!
Eğer o işi gerçekten sen yapmış olmasaydın, çoktan polise giderdin.
Se não o tivesse feito, teria ido à polícia.
Sen her kadın için bir ödül olurdun, böyle kasıntı olmasaydın.
Tu serias um sonho para qualquer mulher se te soltasses mais.
Sen olmasaydın...
Se não fosses tu...
Hayır, ihtiyara adil davranıyorum, tıpkı sen burada olmasaydın sana da davranacağım gibi.
Não, sou honesto com o velhote, tal como seria contigo se não estivesses aqui.
Sen sağa sola ok atıyor olmasaydın asla arkamdan bana yaklaşamazdı.
Não estaria detrás de mim se você não fosse tão torpe com as flechas.
Ben olmasaydın, sen şu anda ölmüş olurdun.
- Se não fosse eu, estaria morto.
Sen buraya gelmiş olmasaydın, yeteri kadar yiyecek olurdu.
Haveria comida de sobra se não estivesse aqui!
Diyordum ki, sen burda olmasaydın- -
Como eu estava a dizer, se não o leva lá...
Eğer orada bir kum torbası olarak kullanılıyor olmasaydım sen kaçamazdın.
Se eu não tivesse ficado e sido espancado brutalmente para tu fugires rápido...
Yanımızda kadın olmasaydı sen de böyle derdin.
E tu também, se não fosse por a mulher estar aqui.
Ve eğer sen o kadar budala olmasaydın... bu haberi senin kendi güvenliğin için bizim yaydığımızı anlardın.
Saberia que planejamos isso para protegê-lo.
- O olmasaydı, sen burada olamazdın.
Tu não estarias aqui, se não fosse por ele.
Sen burada olmasaydın, sanırım... ben de burada olmazdım.
Sem ti, eu talvez... Eu também não estaria aqui, sabes.
Sen olmasaydın buraya kadar bile inmezdim.
Nem sequer teria vindo aqui se não fosse por si.
Ama bu ikisine benziyor olmasaydık, ben şu anda mikrolayt uçuruyor, sen de çöp kutularını boşaltmaya devam ediyor olacaktın.
Mas se não encontrássemos esses dois... Eu continuaria nas nuvens, e tu continuavas na imundice.
Eğer sen burada olmasaydın, ben de burada olmazdım.
Se não estivesses aqui, eu também não estava!
sen öyle san 131
sen öyle diyorsan 53
sen oku 28
sen osun 16
sen öldürdün 24
sen orada kal 30
sen o 37
sen olamazsın 19
sen otur 63
sen öleceksin 19
sen öyle diyorsan 53
sen oku 28
sen osun 16
sen öldürdün 24
sen orada kal 30
sen o 37
sen olamazsın 19
sen otur 63
sen öleceksin 19