Sen oradaydın translate Portuguese
529 parallel translation
Sen oradaydın.
Pronto, aí tem.
Geldiğimde, sen oradaydın.
Quando cheguei você estava lá.
Sen oradaydın.
Tens estado por perto.
Sen oradaydın.
Você estava lá.
İlk gün sen oradaydın, bu hayvanları aldım.
No primeiro dia que Iá trabaIhaste, comprei estes dois.
Starbuck'a ne olduğunu hatırladın çünkü sen oradaydın.
Você se lembrou do que aconteceu a Starbuck porque você estava lá.
Bakın, bunun soru sormak için doğru bir zaman olmadığını biliyorum, ama Julie, sen oradaydın.
Eu sei que não é o melhor momento Para colocar questões mas Julie, você estava lá
Sen oradaydın ve bir zamanlar Kate'in çıktığı diğer 3 adam da oradaydı.
Estavas tu e os 3 tipos que saiam com a Kate.
Sen oradaydın. Bir karar verebilirsin.
Pense.
Bir polis öldürüldü ve sen oradaydın.
Outro polícia foi morto, e desta vez tu estavas lá.
Sen oradaydın ve beni bir iki içki içerken gördün.
Estava lá e viu-me beber.
Geçen gece... Sen oradaydın...
Tu estavas lá naquela noite...
Sen oradaydın.
Estiveste lá.
Önce Danny ardından Kral Willie ve hep sen oradaydın!
Primeiro o Danny, daí o Rei Willie. E você estava lá!
- Sen oradaydın.
- Estavas lá.
Ama sen oradaydın.
Mas estavas lá.
Sen oradaydın.
Mas tu estavas lá.
Sen oradaydın, değil mi? Onlara gülümsedin, özür diledin.
pedindo-lhes perdão.
Sen, sen, sen ve sen de oradaydınız.
E tu e tu e tu e tu e tu estavam lá.
Savaştayız. Sen de oradaydın ve ölümleri gördün.
Estamos em guerra. já os viu a morrer.
Sen de oradaydın. Beni duydun değil mi?
Ouviu-me, não ouviu?
Sen de oradaydın, kendin gördün.
Estivestes lá, tu vistes.
Sen de oradaydın.
Tu também lá estavas.
- Sen de oradaydın.
- O senhor esteve lá.
Sen o gece oradaydın David.. Neden onlara söylemiyorsun?
Também estavas lá naquela noite, David.
Bu başladığında sen de oradaydın.
Tu estás certo sobre o que havia para ver desde o inicio.
- Ne zaman oradaydın ki sen?
- Quando é que estiveste lá?
Çünkü çocuklarımla maç yapıyordum, işte bu yüzden. Dr. Levy ile konuştuğumda aslında sen halihazırda oradaydın zaten.
Quando falei com o Dr. Levy... você já estava lá.
Ona rastladığımızda sen de oradaydın.
Estava lá quando a conhecemos.
- Sen niye oradaydın?
A bordo de uma nave.
Sanki sen gerçekten oradaydın.
Era quase como se estivesses lá.
Sen de oradaydın ve gerçeğe oldukça yakın şeyler söyledin.
Tu estavas lá e disseste coisas que pareceram muito reais.
Annenle birlikte sen de oradaydın kabak taşıyordun.
Tu viste-me procurá-la com o relógio. Tu estavas lá com a tua mãe. Seguravas uma abóbora debaixo do braço.
- Sen de oradaydın, o bahsi birlikte yaptık!
- Estavas lá quando apostámos!
Sen de oradaydın.
Estavas lá. Tu viste.
Sen de oradaydın, unuttun mu?
Também lá estavas!
Öldürüldüğü gece sen de oradaydın.
Você estava no Candy Store na noite em que ela foi morta.
Sen de oradaydın!
Estavas lá.
Sen de oradaydın. Bu seni suç ortağı yapar.
Estavas lá, e por isso és um cúmplice.
Sen de oradaydın.
Quer dizer, você está lá.
Sen de oradaydın!
Também lá estavas!
Sen de oradaydın.
E tu também lá estavas.
Ve sen de oradaydın! Ve sen.
E tu estavas lá!
Sen de oradaydın.
Estavas lá.
Sen de oradaydın, değil mi Smokey, hmm?
logo depois do Zody, certo? Também estavas lá não estavas, Smokey?
Sen oradaydın.
Tu estavas cá?
Yani, sen de mi oradaydın?
Quero dizer, já esteve lá?
- Ben oradaydım Poirot sen bir şey yapmadın.
- Eu vi tudo. O Poirot não fez nada.
Sen sadece dövüş için oradaydın.
Tu é que estavas a perder e eles estavam nos alcançar.
Sen de oradaydın.
Também lá estava.
Sen de oradaydın.
Você estava lá.
oradaydın 38
sen öyle san 131
sen osun 16
sen oku 28
sen öyle diyorsan 53
sen olmasaydın 39
sen öldürdün 24
sen orada kal 30
sen olamazsın 19
sen o 37
sen öyle san 131
sen osun 16
sen oku 28
sen öyle diyorsan 53
sen olmasaydın 39
sen öldürdün 24
sen orada kal 30
sen olamazsın 19
sen o 37