English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Sizin olsun

Sizin olsun translate Portuguese

451 parallel translation
- Dinleyin, Bana oyun akışını verin ve 500 papel sizin olsun.
- Oiça, você revela-me as jogadas e eu dou-lhe estas 500 patacas.
Sizin olsun!
Adeus! Vamos embora!
Roy Earle'ünüz sizin olsun.
Fica com o seu Roy.
Bizi bırakın, sizin olsun!
Deixem-nos ir, e é todo vosso!
Oh, şimdi her şey sizin olsun. Bunu al, mücevher, gümüş, sahip olduğum her şey.
Fique com isso, e isto, ouro, prata... tudo aquilo que eu tenho.
Bütün mutluluklar sizin olsun!
Que Seas Muy Feliz!
İsteyin, sizin olsun.
Peçam e será seu.
- Güç sizin olsun, Sina şeyhleri.
- Desejo-vos força, xeques do Sinai.
Parayı verin, sizin olsun. "
Basta dar o dinheiro, e a casa é sua.
Altı peni verin, şu kör olası sepetin tamamı sizin olsun!
Tome, leve o maldito cesto por seis dinheiros!
Kızımla evlenin ve bu para sizin olsun!
Case com a minha filha e terá essa soma.
daha aşağı olmaz... satılık iyi bir çocuk... alın sizin olsun... sadece 1.000 peni, hiçbir şey değil... dört gineden az dedim yedi gineden bu fiyata indirdim...
ou à volta disso um belo rapaz tenho para venda podem ficar com ele por apenas 1000 moedas podem fazer as contas quatro guinéus, pouco menos já baixei, porque eram sete
Üç gineye sizin olsun.
É vosso por três guinéus.
Gelecek sizin olsun, aptal bisikletler.
Têm o futuro à vossa frente, suas bicicletas nojentas.
Sizi oraya götürürüm. Bütün altınlar da sizin olsun.
Levo-te até lá e o ouro é todo teu.
Bavulumu verin gerisi sizin olsun.
Pode ficar com toda a porcariada... se puder me dar só a mala.
- Alın sizin olsun, doktor.
É toda sua, doutor. - Minha?
Sizin olsun.
É para vocês.
Bir düzine tüfek daha verin sizin olsun.
Junte mais uma dúzia de espingardas e ela é sua.
Sizin olsun.
- Ofereço-lho.
- Harika bir gün sizin olsun.
- Desejo-lhe um excelente dia.
- Sizin olsun.
- Para si.
Kahrolası gençlik çeşmesi sizin olsun!
Podem ficar com a porcaria da fonte da juventude!
Alvin, neden sizin patronunuzun dosyalarıyla haşır neşir olsun?
Porque é que Alvin perdia tempo com as contas do seu patrão?
Lanet olsun. Sizin palavralarınız yüzünden benim pantolonum ayvayı yedi.
Com o vosso discurso, acabei por queimar as calças!
Sizin fikriniz ne olursa olsun adamların söyleyeceklerini dinlememizi öneririm.
Independentemente da sua opinião, sugiro que ouçamos o que eles mesmos têm a dizer.
Buna rağmen, söylenecek şey çok gerekli olmasa da onların kişisel fikirleri ne olursa olsun sizin için ellerinden gelenin en iyisini yapacaklar.
Não é preciso dizer-lhe... que independentemente da sua opinião pessoal... vão dar-lhe o maior apoio.
Oysa ben beyaz bir Noel olsun isterdim hani sizin alışkın olduğunuz Noeller var ya.
Tinha tanta esperança de vos dar um Natal branco, como aqueles que conheceram.
Bayan Wilberforce, tam şu an hasta, tatlı ve yaşlı bir bayan - sizin gibi onun da ilerde mekanı cennet olsun - korkacak hiç bir şeyi olmadan bir sükunet ama büyük bir umutla bekliyor.
É que, neste momento, Sra. Wilberforce, há uma senhora muito querida e entrevada... Que Deus a ajude, esperando pacientemente, e esperançosa de não ter mais nada a temer :
- Sizin de gününüz aydın olsun.
- E o resto do dia para você.
Müfettiş, sizin fikrinize göre bu saldırgan erkek, kadın ya da ne olursa olsun Bayan French'i gafil avlamış olabilir mi?
Inspector, na sua opinião o agressor, seja ele, ou ela, apanhou a Sra. French de surpresa?
Sizin olsun.
Levem-no.
Her ne olursa olsun Baltimore Herald linçe karşı dimdik sizin yanınızdadır.
Não tem importância. O Baltimore Herald vai-o apoiar até ao seu linchamento.
Sizin görüşleriniz neden başkalarınınkinden daha önemli olsun ki?
Porque deve a sua opiniäo valer mais do que as dos outros?
Sizin gibi sorumluluk sahibi bir güvenlik subayının Raymond gibi değerli bir mekanizmayı sırf heyecan olsun diye riske atması kanımı dondurdu.
Choca-me que um oficial de segurança com a sua responsabilidade arrisque um mecanismo tão valioso como o Raymond por puro nervosismo.
- Alın, sizin olsun.
- Fica para si.
Teşekkür ederim, hepsi sizin olsun.
Obrigado, mas pode ficar com tudo.
Sizin de başınız sağ olsun.
Agora sou eu que sinto muito.
Pekala, sizin dediğiniz gibi olsun.
Pronto, digamos à sua maneira.
Bu formlar sizin yararınıza. Mutlaka imzalı olsun.
É para seu próprio bem que preencha esses formulários... e verifique se estão assinados.
Seçkin rakibimin 20 dakika gecikmesinin benim için bir sakıncası yoksa, sizin için niye olsun?
Se eu não me importo que o meu distinto adversário esteja 20 minutos atrasado, porque se importariam vocês?
- Lanet olsun ne işiniz var sizin burda?
Que caralho estás aqui a fazer?
Sizin için yapabileceğimiz bir şey varsa, her ne olursa olsun...
Se houver alguma coisa que possamos fazer...
Eğer sizin için yapabileceğim herhangi bir şey olursa, yalnızca haberim olsun
Se houver algo que eu possa fazer por você, é só dizer.
Ama sizin gibi, ne olursa olsun başka bir erkeği... asla çekici bulmayacağını düşünen biri için... "öyle sayılır" demekle, "kesinlikle" demek arasındaki fark... dağlar kadar olmalı.
Mas para um homem como o senhor, que acredita que nunca poderá, de forma alguma, achar outro homem atraente, a margem entre "quase" e "absoluta" deve ser... tão grande como o Grand Canyon.
Sizin de olsun.
Nunca perdemos a esperança. Nem você deve perdê-la.
Sizin arzu ettiğiniz gibi olsun.
Faça como entender.
Niye sizin müziğinize ihtiyacı olsun?
Porque haveria de tocar a tua música?
Sizin İçin, Bir Borç Olsun..
Recebem aquilo por que pagaram.
Bazı askerler sizin gibiler, çocukken ona tecavüz ettiler ve eğlence olsun diye dilini kestiler.
Alguns soldados... rapagões como vocês, violaram-na quando era uma criança... e cortaram-lhe a língua por diversão.
Size bırakıyoruz, sizin olsun!
Deixamo-lo ao vosso cuidado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]