Soru şu ki translate Portuguese
298 parallel translation
Şimdi, soru şu ki :
Agora, a pergunta é :
Soru şu ki, siz gittiğinizde, hükümeti kim yönetecek?
Enquanto estiver fora, quem governará?
Soru şu ki, bununla nasıl başa çıkacağız?
A questão é, como lidamos com isto?
Hayır, asıl soru şu ki, nasıl oldu da New Bern'de yetkili sen oldun?
A questão é saber como é que tu chegaste a Presidente de New Bern?
Soru şu ki, sen kimsin Allah aşkına?
A questäo mantém-se : Quem diabo é você?
Soru şu ki ; ne kadar fazlasını?
A questão é, quanto mais?
Büyük soru şu ki ; bu süre yeterli olacak mı?
Quero todas as medidas de segurança possíveis para proteger essa pessoa.
Soru şu ki ne kadar?
A questão é, quanto?
Ama soru şu ki ; [br] Buraya nasıl geldi?
Mas a pergunta é : Como chegou aqui?
Asıl soru şu ki sende cesaret var mı, dostum?
A questão é : Terás tu, meu irmão?
Tek soru şu ki, kadın öldükten sonra adam niye çıkıp gitmedi?
A pergunta que fica é, depois de ela estar morta... porque raio ele não foge?
Soru şu ki ağız açık mı yoksa kapalı mı?
a pergunta é boca aberta ou boca fechada?
Soru şu ki seni Emerald City'e vermeli miyim?
O que me pergunto é se te retornarei à Cidade Esmeralda.
Soru şu ki, nasıl devre dışı bırakırız?
A questão é, como vamos activa-la?
Soru şu ki :
A pergunta é :
Soru şu ki, neden yapmadı?
A questão é, porque não o fez?
Soru şu ki :
A questão é...
Soru şu ki, şimdi ne yapıyoruz?
A questão é : o que fazemos agora?
Soru şu ki, hangisi?
A pergunta é, qual delas?
Soru şu ki nereye uçuyoruz?
A pergunta é : aonde vamos?
Soru şu ki kurbanı nasıl seçtiniz?
A pergunta é : "Como escolheram a vítima?"
Soru şu ki hala başında mı olacaklar?
A questão é ainda estarão na sua cabeça?
Fakat soru şu ki, hiçbir şey bir şey ifade ettiği zaman, her şey eşittir.
Mas a questão é que, quando nada significa algo, tudo é igual.
Fakat endişelendiğim soru şu ki Puckster'ın yaptıklarına katılacak mısınız, Çünkü Puckester elinden gelen en iyisini yapıyor, sanırım bunu yapmak için şansımız var.
Mas a questão é que fiquei preocupado com o que o Puckster está a fazer, porque se o Puckster está lá fora a fazer o que ele é capaz de fazer, penso que temos de gostar das nossas oportunidades.
Soru şu ki, bununla ne yapacaksın?
A questão é, o que você vai fazer com ele?
Soru şu ki, bütün bunları nerden biliyorlar, huh?
A questão é : como sabem eles daquilo tudo?
- Yani asıl soru şu ki, sende benim için birşey var mı?
Então a questão é, o que é que tens para mim?
Soru şu ki, ne ikimizi bir çift mal gibi gösterebilir?
A questão é : por que razão nós os dois parecemos um par de testículos?
Soru şu ki, nasıl?
A questão é, como fazemos isso?
Soru şu ki, niçin?
A pergunta e : Porquê?
Soru şu ki hayatının geri kalanında neler olacak?
A questão é o que vai fazer com o resto da sua vida?
Esas soru şu ki : Bu değişiklik doğal mı yoksa yapay mı?
Resta saber se foi natural ou manipulada.
Soru şu ki, hangisi?
A questão é : por qual deles?
Ama daha zor soru şu ki : Ya öyle değil idiyse?
Mas a pergunta mais difícil é : "E se não era?"
Soru şu ki, zarar vermeyi düşündüğün kimdi?
A questão é, a quem é que planeavas causar danos?
Tek soru şu ki hepsini kullandınız mı?
A questão é : será que os usaram a todos?
Soru şu ki sorulması gereken tek sorudur bu, kim senin yaptığını senden daha iyi yapabileceğini düşünür?
A questão é, e esta é a única questão : Quem pensas que pode fazer aquilo que tu fazes, melhor do que tu?
Ve asıl soru da şu ki, onunla ne yapacağım?
O que faço com ele?
Ama sorun şu ki eğer şirketi arayıp, onlara, "elimde, 45 yaşında aslan terbiyecisi olmak isteyen bir muhasebeci var" dersem ilk soracakları soru "Kendi şapkası var mı?" olmayacaktır.
Mas, está a ver, a dificuldade é... se eu agora telefonar para o serviço e disser... "Tenho um contabilista de 45 anos que quer tornar-se um domador de leões"... a primeira pergunta deles não deverá ser "Ele tem chapéu próprio?"
Belli ki, teknik direktör Martin Luther tüm hücumcuları sokmaya karar verdi. Maçın bitmesine iki dakika kala bunu yapmalı da. Büyük soru şu :
Obviamente, o treinador, Martinho Lutero decidiu jogar tudo no ataque e, de facto, tem de o fazer quando só faltam 2 minutos para o fim do jogo.
Evet, bir aday için güzel bir soru, kaldı ki, cevabım da şu, elbette ki...
Sim, essa é uma boa questão para um candidato, à qual a minha resposta seria obviamente
Asil soru su ki tüm bunlar yasal miydi? Tabii ki degil lan!
A pergunta que interessa é, tudo isto é legal?
Soru şu ki :
A questão é :
Ve tabii ki sorulan soru şu Billy Chapel'ın bu atışlara devam etmesi için ne kadar yakıtı kaldı?
'" Quanta energia resta a Billy Chapel? '"
Ve tabii ki ortaya şu soru çıkıyor :
O que me leva a perguntar...
Şu an ki bildiğimi önceden bilseydim daha çok soru sorardım.
Se soubesse então o que sei agora, tinha feito mais perguntas ;
Asıl soru şu, sadece takılmak varken, neden onlarla çıkmak isteyeyim ki?
A questão é : Porquê namorar... quando posso apenas andar com elas?
Asıl soru şu ki, sen kimsin?
A pergunta é :
Soru şu ki, neden?
A questão é : porque?
Senaryo, gelişi güzel seçilmiş 2000 kişiye anlatıldı. Hepsine de şu aynı soru soruldu, "Neden kız kardeşini öldürmek istesin ki?"
Apresentaram o cenário a 2 mil pessoas e perguntaram porque matava a irmã.
Soru şu, kim der ki bunu kimse yapamaz koç?
Pergunta, as pessoas dizem que aqueles que não são capazes, treinam.