English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Sorun da bu zaten

Sorun da bu zaten translate Portuguese

277 parallel translation
- Sorun da bu zaten.
- O problema é esse.
Biliyorum, sorun da bu zaten.
Eu sei, e o problema é esse.
Sorun da bu zaten. Benim işim, herkesin hayalini süsler.
A questão é essa.
- Efendim, sorun da bu zaten.
- É esse o problema.
- Sorun da bu zaten.
- Aí está o problema.
- Bilmiyorum. Sorun da bu zaten.
- Não sei, o problema é esse.
Sorun da bu zaten.
O problema é esse.
Sorun da bu zaten.
É esse o problema.
Sorun da bu zaten.
- Isso é parte do problema.
Sorun da bu zaten.
Esse é o problema.
Sorun da bu zaten, değil mi?
Bom, é esse o problema, não é?
Asıl sorun da bu zaten.
O problema é mesmo esse.
Sorun da bu zaten. Değilim.
Este é o problema, eu não sou.
- Esas sorun da bu zaten.
- O problema é esse.
Sorun da bu zaten. Şu ana kadar uygun ilik bulamadık.
O problema é esse, não encontramos dador.
Sorun da bu zaten. Hiç herhangi birinin yanında sözleşmeyi feshettiğinden bahsetti mi
Ele falou com alguém acerca de revogar o contrato?
Sorun da bu zaten, Michael.
É esse o problema, Michael.
Evet sorun da bu zaten. Benin havamı soluyorsun. Seni pis yaratık.
Estás a ocupar o meu ar, excremento.
Sorun da bu zaten.
Esse é o problema, está a ver?
Çocuklarla sorun da bu zaten.
É esse o problema de ter filhos.
Sorun da bu zaten.
Ê esse o problema.
Sorun da bu zaten. Az önce sen de bulundun. O yolcular yanlış tahminde bulundu ve bir adam öldü.
E acho que estes passageiros fizeram a suposição errada e agora este tipo está morto.
Sudan'daki sorun da bu zaten, eğlenecek yer yok.
É o problema do Sudão, não dá para nos divertirmos.
Ne de hastalarınızdan. İşte sorun da bu zaten.
Nem dos pacientes, aí é que está o problema.
- Ama sorun da bu zaten. Kuralların varlığının bir sebebi var.
Mas há um pormenor : as regras existem por um motivo.
Sorun da bu zaten!
É esse o problema.
Hiçbir şey. Sorun da bu zaten.
Nada, é esse o problema.
Sorun da bu zaten. Arabamız bozuldu.
Mas é isso, o nosso carro está avariado e não podemos chegar à cidade.
- Sorun da bu zaten.
- Pois, o problema é esse.
Bak, sorun da bu zaten.
Mas o problema é esse.
Bence beraber erkek bulmaya gitmeliyiz. - Erkek yok. Sorun da bu zaten.
- Precisamos de encontrar homens.
- Sorun da bu zaten.
- O problema e esse.
Sorun da bu zaten.
Sabes, é esse o problema.
Senin becerildiğini hiç sanmıyorum senin sorun da bu zaten.
Não me parece que ninguém te come. É esse o seu problema.
Sorun da bu zaten. Yapacağımız her şeyi daha biz yapmadan biliyor.
Esse é o problema... ele sabe o que vamos fazer antes que o façamos.
İşte sorun da bu zaten.
É exatamente o que estou a dizer.
Sorun da bu zaten.
Certo.
Sorun da bu değil zaten.
E esse não é o problema verdadeiro, não é?
Zaten sorun da bu.
! A questão é essa.
Zaten sorun da bu.
É esse o problema.
Bir erkekte en çok neyden hoşlandıklarını sormak çok komik. Sorun da bu zaten! Bir şey yediğim yok!
Nada, é esse o problema, Nunca como nada!
Zaten sorun da bu.
Pois é esse mesmo o problema.
Sorun da bu zaten.
- É esse o problema.
Sorun da bu zaten.
Aí é que está.
Gördüğünüz gibi, kafamızı karıştıran sorun da bu ya zaten.
Esse é o problema.
Sorun da bu ya zaten. - Tamam, beni dinle.
É isto que quero dizer!
Görüyor musun sorun da bu zaten.
O problema é mesmo esse :
Sorun da bu zaten.
E esse é o problema.
Katolik olduğunu biliyorum. Zaten bütün sorun da bu, Tanrı aşkına.
Eu sei que é difícil É mesmo essa a questão Vá lá, querida
- Sorun da bu zaten tatlım burası senin evin değil.
Ora aí é que está.
Sonra batarız, işsiz kalır ve bize borcunu ödeyemez. Bu da sorun olmaz, çünkü zaten batmış oluruz.
E depois falimos, ele fica sem trabalho e não nos consegue pagar, o que não vai importar porque vamos fechar as portas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]