Sorun istemiyorum translate Portuguese
543 parallel translation
Burada atların bacakları dinleninceye kadar,... üç ya da dört gün kalmayı düşünüyorum ve gereksiz bir sorun istemiyorum.
vamos ficar por aqui 3 ou 4 dias... até que os cavalos descansem, e não quero problemas desnecessários.
sorun istemiyorum.
- Não quero problemas. - Problemas? Muito menos eu.
Herhangi bir sorun istemiyorum.
Eu não quero ter problemas.
Şimdi bana tanıklık yapacak mısın? Sorun istemiyorum.
Dá me um álibi, ou não?
Ben sorun istemiyorum.
Eu não quero problemas.
Hiçbir sorun istemiyorum.
Não quero nenhum problema.
Artık burada sorun istemiyorum.
Não quero mais problemas aqui.
- Hiçbir sorun istemiyorum.
- Näo quero problemas.
Burada herhangi bir sorun istemiyorum.
Não quero problemas.
Jake, ben Robbo. Orda sizle ilgili bir sorun istemiyorum.
Não quero nenhum problema com vocês aí, seus vadios.
Daha fazla sorun istemiyorum.
Não preciso de mais problemas.!
Artık sorun istemiyorum.
E não quero mais problemas.
Sorun istemiyorum.
Sem sarilhos.
Geri kalanınızdan sorun istemiyorum. Federasyon'a karşı sorumlusunuz.
Não quero nenhuma preocupação com o resto de vocês... porque terão de responder à Federação.
Sorun istemiyorum!
Estou-me marimbando! Eu não quero problemas!
Seni uyarıyorum! Sorun istemiyorum!
Mas diz-me cá, posso contar contigo?
Daha fazla sorun istemiyorum.
Não posso ter mais problemas.
- Hayır! İşbirliği yap genç bayan, sorun istemiyorum.
Coopera, minha menina... e tudo irá correr bem.
Sorun istemiyorum, anladın mı?
Não quero sarilhos, está bem?
Daha fazla sorun yaratmak istemiyorum.
Não quero causar mais sarilhos.
Sana sorun çıkarmak istemiyorum.
Não quero ser duro consigo.
Sorun çıkarmak istemiyorum.
Não quero sarilhos consigo.
Sizin için çalışmak istemiyorum. Sorun değil, Anna gidebilirsin
Não quero trabalhar para vocês.
Size sorun olmak istemiyorum.
Não a quero incomodar.
Biliyorsun sorun ya da kavga çıkarmak istemiyorum, ama... Bak, sığırlarımıza ne oldu, bak bugün neler oldu.
Sabe que não procuro briga nem problemas, mas... olhe o que aconteceu ao gado, o que aconteceu hoje.
Ben kimseden dolayı sorun çıksın istemiyorum, ama sen konuşurken, çok hoş bir şey dikkatimi çekti.
Eu não quero problemas, tal como toda a gente aqui. Mas enquanto estiveram a falar, estive a ver uma coisa. E uma coisa muito bonita.
Sorun çıkarmak istemiyorum.
Não quero sarilhos.
Sorun yaratmak istemiyorum.
- Não pretendo fazer uma cena.
Sorun yaratmak istemiyorum.
Não quero criar sarilhos.
Sorun çıkarmak istemiyorum ama onlarla savaşmıyorsan....... onlarla birliktesin demektir.
Não procuro problemas mas se não luta contra eles então está do lado deles.
- Hayır, ama sorun çıksın istemiyorum.
- Não, mas não quero nenhum problema.
Sorun değilse bunu alacağım neye benzediğini unutmak istemiyorum.
Se não precisares, eu gostaria de ficar com este caso me esquece da aparência dele.
- Giderken bir sorun çıksın istemiyorum. - Tamam, tamam.
- O que é que se passa, Tommy?
Sorun çıkartmanı istemiyorum, anlaşıIdı mı?
Sei que não me vai criar problemas. Não é?
Sorun çıkarmanı istemiyorum, Harry.
Não o tentes comprar, Harry.
- Sorun çıksın istemiyorum.
- Não quero arranjar sarilhos.
Sana sorun çıkartmak istemiyorum.
Não quero que participe dos meus problemas.
Bir sorun çıksın istemiyorum Ginnie.
Olha, Ginnie, não quero complicações.
Şimdi, sorun çıkarmak istemiyorum...
Agora eu não sou um problema...
Ama kasabaya kimsenin gelip sorun çıkarmasını istemiyorum.
Mas nenhum grupo de "reguladores" à toa vai entrar e causar problemas.
Sorun yok, şey hariç... Böyle bir parayı tutmak istemiyorum, Flora.
Nada, excepto que... este não é o tipo de dinheiro que me agrade guardar.
Artık burada hiçbir sorun istemiyorum.
Já não quero sarilhos aqui.
- Huh? - Sorun çıkarmak istemiyorum ama- -
- Não quero ser alarmista, mas...
Sorun çıksın istemiyorum, anladın mı?
Eu não quero problemas, entendeste?
- Bir sorun çıksın istemiyorum.
- Não quero problemas.
- Sorun çıkarmak istemiyorum.
Eu não quero cenas.
Sorun yok. Sadece dokunulmak istemiyorum.
Mas não quero que me toques.
İşte sorun çıksın istemiyorum.
Não quero ter chatices no trabalho.
Daha fazla sorun çıkartmak istemiyorum.
Não quero causar problemas.
Başka sorun çıkarmak istemiyorum.
Não preciso mais.
Sorun neydi, neler oldu bilmiyorum, bilmek de istemiyorum.
Porque não sei qual é o problema, nem o que aconteceu. - E não quero saber.
istemiyorum 1125
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun mu var 211
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun değil tatlım 17
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorunuz var mı 42
sorunun nedir 50
sorun bu mu 22
sorununuz nedir 22
sorun bu değil 89
sorun bu 79
sorun değil tatlım 17
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorunuz var mı 42
sorunun nedir 50
sorun bu mu 22
sorununuz nedir 22
sorun bu değil 89
sorun bu 79