Tamamen değil translate Portuguese
1,021 parallel translation
Tamamen değil.Uygunsuz bir zamanda gelirse.
Não, mas vem numa hora inconveniente.
Tamamen değil.
Não totalmente.
Şey, tamamen değil, Miss Davis'in lastiği patlamış.
Não propriamente. A Menina Davis teve um furo.
Artık eski yaşam biçimimize dönemeyiz, en azından tamamen değil.
Não podemos voltar a viver como vivíamos, pelo menos, tal e qual como vivíamos.
Tamamen değil, ıskalamamış.
Não totalmente, ele não te perdeu.
Ama tamamen değil.
Não muito.
Hayır, tamamen değil.
Sim... não muito.
Tamamen değil.
- Na verdade. Não.
Tamamen değil.
Não completamente.
Tamamen değil. Yani, bize kan testi yaptırmıyorlar.
Não é bem, não temos de fazer análises ao sangue.
Hayır.Yani, hayır demiyorum.Tamamen değil, öyle demiyorum.
De todo. Não estou a dizer isso. Warren.
Yok tamamen değil, üzerimde bir havlu vardı.
Não completamente, tinha uma toalha.
Kayınpederine de tamamen haksız diyemeyiz, değil mi?
Por outra parte, seria injusto que você sogro carregasse com toda a culpa.
Tamamen çıplak değil, gerdanlık hala duruyor.
Não totalmente nua. Ainda terei o colar.
- Tamamen doğru değil.
Isso não é bem verdade.
Bu bir aşağılama, bir ayıp... saçmalık, gülünç, tamamen aptalca ve başka bir şey değil... demek, rezilce bir şey, Sezar!
E é uma desgraça, uma vergonha... e é absurdo, ridículo e uma pate - tice e não sei mais que dizer... a não ser, que a tua insinuação é infame, ó César!
Söyleyeceğim bilimsel değil. Tamamen kişisel.
Não é nada científico, é apenas... pessoal.
Bu tamamen doğru değil, Cable.
Essa não é toda a verdade, Cabo.
Ben tabura gideceğim ve erotik film var mı diye bakacağım. Geri döndüğümde o çiftlik evini yalnızca temiz değil, tamamen dekore edilmiş bulacağım!
Vou ter com o batalhão ver se deito a mão a alguns filmes porcos e quando voltar quero esta quinta não só limpa como completamente decorada!
Seni gördüğümüze sevinmedik değil, tamamen iyileştin, ha?
Não que não tenhamos prazer em ver-te e para mais curado.
Tamamen haklısınız, Mr. MacDonald, fakat yumuşak kalpli olmanızdan dolayı olan nedenler için değil.
- O senhor está certo, Sr. MacDonald. Mas principalmente devido ao seu coração bondoso.
Görüyorsun ya, o kızdan tamamen kurtulmak istiyorum... iki haftalık bir Tindolini eğlencesi olarak kalmasını değil.
Quero livrar-me dela para sempre, não quero uma Tindellini de duas semanas penteada e retocada.
Mutfağı gördün mü? Tamamen modern. Tıka basa değil.
Eu modernizei a cozinha.
Biz arkadaş olabiliriz, tamamen sana bağlı, şaka değil.
Depende totalmente de si se vamos ser amigos.
Binlerce atom bombası bile atılsaydı ve Japonya tamamen yıkılsaydı bile unutmayın ki Japonya'nın onuru sözkonusudur. Japonların o zamanki haysiyetine göre savaştan çıkmanın en onurlu yolu teslim olmak değil son kişiye dek savaşmaktır.
Mesmo que largassem mil bombas atómicas e mesmo que o Japão ficasse completamente devastado, não podemos esquecer que estava em jogo a honra do Japão, o orgulho dos japoneses na altura que achavam que a única saída honrosa da guerra
- Tamamen kuru degil.
- Não está completamente seco.
Sadece hazırlıksız değil, aynı zamanda tamamen silahsız.
Não só desprevenidos, como completamente desarmados.
Ama bu tamamen kötü değil, değil mi?
Mas não é de todo mau, pois não?
Tamamen yalniz degil.
Näo é bem assim.
Lamar, sen tamamen çürümüş bir herifsin, biliyorsun, değil mi?
Lamar, és mau como as cobras.
Tamamen yalnızız, değil mi?
Estamos sozinhos, não estamos?
Bu tamamen doğru değil. Sadece tarama için çok hızlılar.
Não é exatamente correcto, estão aqui, apenas não o tempo suficiente para registar.
Şans tamamen bizden yana değil.
As coisas não estão propriamente a nosso favor.
Bu işin suçu tamamen Bakan'a ait değil. Hafifletici sebepler var.
Mas o Ministro não teve culpa, existiram circunstâncias atenuantes.
Ama kızınız da tamamen haksız değil.
- Mas ela também tem e... - O quê?
Senin için tamamen bir yabancıydım, değil mi?
Näo sabiam nada de mim.
Tamamen önemli değil, ama gereklidir.
Não só importante, mas essencial.
Bir şey kaybolduysa, tamamen kaybolması gerekmez, değil mi?
Se algo está perdido, não precisa estar tudo perdido, ou precisa?
Biz bu sarayın çok konforlu olduğunu, ve çevrenin de tamamen uygun olduğunu anlıyoruz, ama şimdi, korkarım sizin için en güvenli yer değil.
Compreendemos que este palácio é muito confortável, e a comodidade que este bairro oferece, mas... infelizmente não oferece grande segurança.
Tamamen bakış açısına bağlı, değil mi?
- Depende do ponto de vista.
Onun hikayesini anlatıyor olmam da tamamen tesadüf değil.
Nem tão pouco é mero acaso que seja eu a contar esta história.
Evet. Çünkü askerî bir mesele değil. Tamamen siyasî bir karar.
Sim, porque isto não é uma questão militar, é estrictamente política.
Fakat tamamen, kesinkes benden kopmuş değil. Son aldığım mektupta diyor ki...
Não está completamente separada de mim, mas em sua última carta dizia-me :
Tamamen olumlu değil efendim, ama evet, yerinde tavsiyelerdi.
Completamente optimista, não, sir, mas sim recomendando total assistência.
Onlar hala lekesiz değil, tamamen.
Eles não estão impecaveis, não completamente.
O tamamen emin ellerde, öyle değil mi, KITT?
É claro que ela vai estar em boas mãos, não é, KITT?
- Tamamen yalnızsın, değil mi Boris?
- Estás totalmente sozinho, não é Boris?
Bu taraftan! Mösyö Largo sizi bekliyor, efendim. Q tamamen haklı çıktı, değil mi?
Vous, là-bas, arrêtez!
Hepsi bu kadar değil, şef. Yarın bu işi tamamen bitireceğim.
Sim, devo reconhecer, és infalível, Tango.
Şey, tamamen yanlış mixlendi, öyle değil mi?
Embora, claro, seja verdade. - Foi mal misturado.
Sarah ağır işiten biri değil. Doğuştan tamamen sağır.
- A Sarah tem surdez profunda.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75