Uyandı translate Portuguese
16,231 parallel translation
Ve dediğin gibi kimseyi uyandırmadan kaçtım.
Eu fugi sem acordar ninguém, como tu disseste.
Uyandın demek.
Estás acordado.
- Çünkü bütün kadınlarda kuvvetli bir arzu uyandırıyorum.
- Porque, sabes, eu apelo a urgência viril de cada mulher.
Bir hafta sonra uyandığımda esprili bir komşu yazmışlardı.
Quando acordei uma semana mais tarde... eles tinham contratado... um vizinho espertalhão.
- Erken uyandım çünkü başım ağrıyordu.
Bom, acordei cedo, porque a minha cabeça doía.
Pornocu bıyığıyla göz kırpman yanlış bir intiba uyandırıyor sanırım.
É a piscadela com o bigode a passar a mensagem errada, acho.
Madem uyandın, sana soracaklarım var.
Já que estás levantada tenho alguma perguntas para ti.
Hayranlık uyandıran bu methiyeyi böldüğüm için kusura bakmayın ama cenaze levazımatçısıyla görüşmeye geldim.
Sim, lamento interromper a tua eulógia fascinante, mas estou aqui para falar com o director da funerária.
Ama uyandığımda yalnız değildim.
Mas, quando acordei... não estava sozinha.
Bir çiftin garip bir evde uyandığı bir bölüm vardı.
Num dos episódios, um casal acorda numa casa estranha.
- Çocukları uyandırdın.
Acordaste os miúdos.
Burada uyandık.
Acordámos aqui.
Öğrencilerden birinin babası King of Prussia AVM'sinde uyandı. Bayıltıldığı söyleniyor.
O pai de uma delas acordou, confuso, no King of Prussia, alegadamente drogado.
Uyandığında arabasını ve çocukları bulamadı.
Percebeu que as raparigas e o carro tinham desaparecido.
Moralim bozuk olduğu için e-posta atmak istedim. Ama uyandığımda daha iyiydim.
Sentia-me em baixo, enviei-lhe o email, acordei e sinto-me melhor.
4 : 00'da uyandım.
Acordei às 4 : 00.
Babam bızı uyandırdı.
O pai acordou-nos.
Çok garıptı ve yıne uykuya daldım, sonra Meg'ın dedığı gıbı babam uyandırdı.
Foi estranho... e deixei-me dormir novamente, e, como a Meg disse, O pai acordou-nos.
Yenıden bakmak ıçın 4 : 00'da uyandım.
Levantei-me às 4 da manhã e fui verificar novamente.
Seni sabah uyandırırım.
Eu acordo-te pela manhã.
İnsanda ağlama isteği uyandıran şeyler güzel geliyor.
Caramba, até faz chorar, sabe tão bem.
- İlk kez uyandın.
Acordas pela primeira vez.
- Birileri uyandı. - Amma da sürdü.
- Alguém acordou.
Uyandıysan, revire geri dönebilirsin.
Se estás de pé, pode regressar à Enfermaria.
Sabaha köpek boku gibi uyandım.
Acordei esta manhã a sentir-me mal como merda.
- Gece uyandın mı?
- Levantaste-te durante a noite?
- Gece uyandım mı?
- Eu levantei-me durante a noite?
- Uyandırdığım için üzgünüm. - Sorun değil.
- Desculpa acordar-te.
- Daha yeni uyandık be. - Lanet olsun be kadın.
- Acabei de acordar, caramba.
Ölüm bende merak uyandırıyor.
A morte deixa-me curioso.
Ivar uyandı.
O Ivar acordou.
Uyandığında kalıcı etkileri olabilir. Birinci evreyi başlat Arthur.
O tema tem sido dada uma quantidade suficiente de anestesia, porém, ao acordar Os efeitos colaterais podem ser permanentes.
Uyandığında yanında olacağım. Ona ilk yakınlaşmamızda endişeli hissettiğimi ve seni moral vermen için getirdiğimi söylerim.
Dir-lhe-ei que me senti nervosa com o nosso teste à intimidade e trouxe-vos para apoio moral.
- Bu ne demek? - Uyandı.
- O que quer isto dizer?
- Uyandırmanızı rica edeceğim.
Devo pedir para acordá-lo. - Posso perguntar quem...?
- Bildiğim kadarıyla hayır. Kabul salonunda beklerseniz onu uyandırırım.
Se esperar na sala de estar, eu vou acordá-lo.
Selam. Seni uyandırmadım değil mi?
Olá... não te acordei?
Bizi sabahın dördünde ter içinde uyandıran bir an.
Um momento que ainda nos acorda às quatro da manhã a fazer-nos suar.
Dünya ertesi sabah uyandığında duvar oradaydı.
O mundo acordou na manhã seguinte e ali estava ele.
Yetenek gösterisinin olduğu gün uyandığımda Conor'dan hiçbir iz yoktu ama buna pek şaşırmamıştım.
Quando acordei no dia do espectáculo e não vi o Conor, não fiquei assim tão surpreendido.
Uyuyorsam titreşimler beni uyandırır.
Quando estou a dormir, as vibrações acordam-me.
Bence bu herkesi uyandırır.
Imagino que acordem qualquer um.
Uyandığımda telefonum da telsizim de silahım da yoktu.
Acordei sem telefone, arma ou rádio.
İnsanlar her zaman heyecan uyandıran detayları öğrenmek ister.
As pessoas querem saber os pormenores sórdidos.
Komşuları uyandıracağı kesin.
Vai acordar a vizinhança toda, de certeza.
Şimdi uzanıp uyuyacaksın ve uyandığın zaman rüyanda olan her şeyi anlatacaksın.
Agora, deita-se e dorme, e, quando acordar, conta-me tudo o que aconteceu nos seus sonhos.
Uyandığında konuşuruz.
Quando acordar.
Peter Townsend'in Londra'ya dönüşü ile Prenses'in kararı arasında geçen 19 gün büyük merak uyandırmıştı. Kendisi Kraliyet vazifesine öncelik tanıdı.
Os 19 dias entre o regresso de Peter Townsend a Londres e a decisão da princesa foram de enorme suspense, mas a princesa decidiu pôr o dever em primeiro lugar.
O yüzden uyandır şunu yoksa ben uyandırırım.
Então, acorda-o... ou fá-lo-ei eu.
Uyandı.
Ele acordou.
Trixie'yi uyandırma.
E não acordes a Trixie.
uyandım 69
uyandığında 36
uyandın mı 44
uyandığımda 33
uyandır 16
uyandırdığım için üzgünüm 18
uyandırın onu 16
uyandırdım mı 47
uyandır onu 30
uyandığında 36
uyandın mı 44
uyandığımda 33
uyandır 16
uyandırdığım için üzgünüm 18
uyandırın onu 16
uyandırdım mı 47
uyandır onu 30