Uyanıyorum translate Portuguese
511 parallel translation
Ve bazen soğuk ve yağmurlu gecelerde, ağlayarak uyanıyorum, rüyamda, seni çamur içinde ölmüş görüyorum.
E, por vezes, à noite quando faz frio e chove, acordo a chorar, porque te vi em sonhos jazendo morto na lama.
Gecenin bir yarısında uyanıyorum ve pençelerinin tıkırtıları beynimde yankılanıyor.
Acordo de noite, com o som dos seus passos ecoando na minha cabeça.
Geceleri o adamın damdan düştüğünü görerek uyanıyorum ona uzanmaya çalışıyorum ve...
Acordo de noite a ver aquele homem a cair do telhado, tento alcançá-lo e...
Evet. Sadece ben hep çok erken uyanıyorum.
Mas eu acordo sempre cedo de mais.
Sabahın erken saatlerinde kararlı bir sesin... beni çağırmasıyla uyanıyorum.
Logo de manhã, sou acordada por uma voz que me chama.
Kendimi gece bir köprüden atmadıysam ertesi sabah çöpten zehirlenmiş olarak uyanıyorum.
Uma manhã acordo intoxicado, se não saltar de uma ponte na noite anterior.
Bazen, sabah uyanıyorum ve "Frank'e kahvaltı hazırlamalıyım." diye düşünüyorum.
Ás vezes, ainda hoje em dia, acordo pela manhã e penso : "Tenho de arranjar o pequeno-almoço do Frank."
Dünyanın çatısındaki o oyun alanında uyanıyorum.
Então vão para um parque, no tecto do mundo.
Her sabah, en mutlu erkek olarak uyanıyorum
Estou louco de alegria. Todas as manhãs.
Bazı geceler dünyanın nereye gittiğini düşünerek uyanıyorum.
Acordo por vezes de noite a pensar onde vai o mundo parar.
Uyanıyorum ve kendimi ülkenin en çok aranan on kişisi arasında buluyorum. Onu sakinleştirsek iyi olacak.
Durmo enrolado por 200 anos, acordo e estou na lista dos mais procurados.
Her gece soğuk terler içinde uyanıyorum.
Acordo todas as noites, com suores frios.
- Sonra uyanıyorum.
- Eu acordo.
Teşekkürünü, beni bırakarak gösteriyorsun, ve yalnız uyanıyorum.
E demonstras a tua gratidão deixando-me, para eu acordar sozinho.
Şimdi, sabah uyanıyorum.
Agora, levanto-me de manhã.
Bazen, geceleri uyanıyorum ve nerede olduğumu bilemiyorum.
Às vezes acordo e não sei onde estou. Não falo com ninguém.
Bu davalara her gidişimizde yabancı bir ülkede berbat bir baş ağrısıyla uyanıyorum.
Sempre que aceitamos estes casos, acordo num país estranho com dores de cabeça.
Uyanıyorum ve...
Acordo e...
Yıllardır o ölü, donuk yüzlerin bana bakışıyla uyanıyorum.
Acordei muitas vezes com aquelas caras geladas e mortas a fitarem-me.
Gece yarısı uyanıyorum ve Geroge yatağı terk etmiş oluyor.
Acordo a meio da noite e vejo que o George não está na cama.
Hala boğuluyormuş hissiyle uyanıyorum.
De manhã, acordo afogada.
Sonra karnımın üstündeki ılık çiş hissiyle uyanıyorum.
E acordo a sentir a chuva quente na minha barriga.
Tetiği çekiyor ve o anda bağırarak uyanıyorum.
Puxa o gatilho e nessa altura eu acordo a gritar.
Yatağa hasta girip korku içinde uyanıyorum.
Deito-me doente e levanto-me com medo.
Hâlâ eski Susie olarak uyanıyorum.
Quando acordo, sou sempre a mesma Susie.
Çoğu sabah hıçkırıklar içinde ağlayarak uyanıyorum.
Acordo de manhã a choramingar.
Birinin bant yırtmasıyla uyanıyorum.
O som de uma fita a ser cortada acorda-me.
Her sabah kalkıyorum, ve içimde garip bir hisle uyanıyorum... Bu duygu.
Acordo todas as manhã e tenho esta sensação.
Oysa şimdi... Sabah uyanıyorum ve bütün günüm şunu düşünerek geçiyor :
E agora acordo de manhã e passo o dia a pensar :
Sonra uyanıyorum.
E depois acordo.
Sevgilim... Gerçekte demek istediğim ; sen burada olmadığın için karanlıkta uyanığım ve ağlıyorum.
O que na verdade, quero dizer-te... é que estarei desperta na escuridão e chorarei tua ausência.
Saatlerdir uyanığım ve çalışıyorum. Hem de senin için.
Há horas que estou acordada trabalhando, posso acrescentar, para ti.
Bilsen nasıl bayılıyorum... bu gece gündüz, her saat... insanların uyanık olduğu kentlere.
Gosto disso. Cidades onde há sempre alguém acordado, dia ou noite.
Baba, ta çocukluğumdan beri karanlıktan korkup gecenin bir yarısı uyanırım ; sanki evin altı üstüne dönmüş gibi. Yatağa tutunmazsam gökyüzüne fırlayacağımı sanıyorum.
Pai, quando em criança, sempre que acordava no meio da noite assustada com o escuro, sentindo como se a casa estivesse de cabeça para baixo e que se não me amarrasse ao colchão, cairia do céu...
Kadınlar yarım kadeh fazla içip rahatlarlar, uyanınca da suçlu hissedip, "hatırlamıyorum" der ve kirlenen iffetlerini aklamaya çalışırlar.
As mulheres bebem meio copo a mais, baixam as defesas depois acordam culpabilizadas e tentam repor a virtude com : "Não me lembro".
Her sabah uyanıp yeni bir günle karşılaştığımda kendimi tutamıyorum.
Sempre que acordo e vejo um dia novo, enlouqueço.
Hastanede uyanışımı hatırlıyorum. Bir general, 40 Rus'u tek başıma öldürdüğüm için beni kutluyordu.
Só o que recordo é o hospital e um general me felicitando por ter matado 40 russos sozinho.
Bu tarife uyan birini tanımıyorum.
Não coneço ninguém que corresponda a essa descrição.
Uyanık kalamıyorum.
Não consigo manter-me acordado.
Hill'in haritasına daha iyi uyan bir haritayı kimsenin bulamamasına şaşıyorum.
Surpreende-me que ninguém tenha encontrado, um melhor ajuste para o mapa dos Hill.
Hala gecenin yarısında titreyerek uyanıyorum.
Ainda esta noite acordei a tremer...
? Haykırarak uyanıyorum...?
Eu sonhava
Ve ertesi gün uyanıp da şaşkınlığa düşüşüşümü hatırlıyorum Hiçbir şey değişmemiş.
E lembro-me de ter ficado chocada no dia seguinte quando descobri que nada tinha mudado.
Uyanınca yaşayacağın baş ağrısını kıskanmıyorum doğrusu.
Não tenho inveja da dor de cabeça que irás ter quando acordares.
Onunla uyuyamıyorum ve ısıyı yükseltirsem, o zamanda ayakların iltihaplanıyor ve köpek havlamaya başlıyor böylelikle çocuklar uyanıyor.
Não posso dormir de roupão. E se aumento o aquecimento, os teus pés ficam com pústulas, o cão começa a ladrar, os miúdos acordam.
Korkak gibi de hissediyorum çünkü seni seviyorum ve uyanık olsaydın bunu söyleyebileceğimi sanmıyorum.
Também me sinto um cobarde, porque, amo-te e acho que não o conseguiria dizer se estivesses acordada.
Nihayet bunu anladım. Her üç gün uyanık kaldığımda, 24 saat kazanıyorum.
É que percebi que por cada três dias que fico acordado, ganho 24 horas.
Ben uyanıkken nasıl yaptığını bir türlü anlayamıyorum.
Não consigo perceber como ele consegue entrar quando estou acordada.
O yüzden değişiyorlar, sürüyle kategoriden geçiyorlar, ben hepsinde uyanık kalamıyorum bile.
E é por isso que mudam, com categorias malucas que não me dizem nada.
Ben de bütün gece senin burun deliklerine bakıyorum ama "Kıl, kıl!" diye bağırarak uyanıyor muyum?
Sabes, tenho de olhar para as tuas narinas a noite inteira. E não me vês acordar a gritar, "Cabelo! Cabelo!"
Ne kadar süre baygın olduğumu bilmiyorum... ve uyanışı hatırlamıyorum. Ama uyandığımda, bir kabustaydım.
Não sei quanto tempo estive inconsciente nem me lembro de acordar, mas quando acordei, estava num pesadelo.