Uzun hikâye translate Portuguese
606 parallel translation
Uzun hikâye.
É uma longa história.
Uzun hikâye.
Enfim, demorava muito a explicar.
- Uzun hikâye.
- É uma história muito comprida.
Khan kim? - Bu, uzun hikâye.
- Isso é uma longa história.
Uzun hikâye.
- É uma longa história.
- Uzun hikâye.
- É uma longa história.
Uzun hikâye.
Uma longa história.
Şey... uzun hikâye.
Bem uh... isso é uma longa história.
Uzun hikâye Asil Emir.
É uma longa história, Alteza.
Uzun hikâye canım.
É uma longa história.
Bak, uzun hikâye.
Escuta, é uma longa história.
- Uzun hikâye ve fazla vaktimiz yok.
- È uma longa história e não temos muito tempo.
Uzun hikâye.
È uma historia longa.
Uzun hikâye, Bo.
É uma longa história.
Uzun hikâye. Bir çeşit...
Uma longa história.
- Uzun hikâye.
- Outra história complicada.
Uzun hikâye.
É uma história comprida.
Uzun hikâye. Öyle mi?
Uma longa história, certo?
- Uzun hikâye.
- Uma longa história.
Uzun hikâye, ama sizi bırakamam.
É uma longa história mas eu não os posso deixar.
- Uzun hikâye. Sonra anlatırım.
- Conto-te depois.
Uzun hikâye.
É uma larga história.
Uzun hikâye ama içimde bu anı daha önce yaşadığıma dair belirgin bir his var.
É uma longa história, mas tive a nítida sensação de que já tinha vivido aquele momento.
- Uzun hikâye.
- É uma longa história...
- Bu uzun bir hikâye.
É uma longa história...
Bu uzun zaman önce yaşanmış gerçek bir hikâye.
Foi uma história real, há muito tempo.
Bu gece uzun bir hikâye anlatamayacağım. Çok yorgunum.
Isso não pode ser uma longa história, minha querida, porque estou muito cansada.
Bu epey uzun bir hikâye, Bayan Ramsey.
É uma longa história, Sra. Ramsey.
Bu kimsenin dinlemek istemediği uzun bir hikâye.
É uma longa história, e ninguém quer ouvir.
Bu uzun bir hikâye.
É uma longa história.
Uzun, zor bir hikâye.
Uma longa e intricada história.
- Bu uzun bir hikâye.
É uma longa história.
Nihayet ilk defa bu insanlara gülebilmiştik. O nidadan ve sonradan gelenlerin sesleriyle konuşmayı öğrenmiştik. Çok uzun bir hikâye.
Desse ser pudemos rir pela primeira vez, e a partir da sua exclamação e do grito do seu sucessor aprendemos a falar.
Çok uzun bir hikâye.
É uma longa história.
Bu uzun bir hikâye mi?
- É uma história comprida?
- Bu uzun bir hikâye.
- É uma longa história.
Uzun zaman önce, henüz gençken, babam şöyle demişti : "Norman, sen hikâye yazmayı seviyorsun."
Há muitos anos, quando eu era novo, o meu pai disse-me : "Norman, gostas de escrever histórias?"
Uzun, sıkıcı ve anlamı olmayan bir hikâye istesem hayatıma bakarım.
Se quisesse uma história comprida e monótona, bastava-me a minha vida!
Uzun bir hikâye.
É uma história comprida.
- Bu çok uzun bir hikâye.
É uma longa história.
Aslında iş bitti, ama henüz bitmedi yani aslında çok, çok uzun bir hikâye ama önceleri, yani bu kadar- - Ama şimdi- -
Sabes, está feito, mas não está realmente feito mas, sabes, é uma longa, longa história mas primeiro, sabes, eu não pensei, mas agora...
- Uzun hikâye. İster misin?
Queres um bocado?
Sıkıcı ve uzun bir hikâye.
História longa, sem muito interesse.
— Ormanların yok olması, kirlilik... u uzun bir hikâye.
Porquê? Desflorestação, poluição... É uma história muito comprida.
Oh, bu çok uzun bir hikâye.
Oh, isto é uma longa história.
Hem de uzun bir hikâye.
Uma longa.
Bu çok uzun bir hikâye.
- É uma longa história.
Bu uzun ve kanlı bir hikâye. Neyse ki mutlu bir sonu var.
- É uma longa história com um final feliz.
Bu gerçekten, gerçekten uzun bir hikâye.
É uma história bem comprida.
- Uzun bir hikâye.
- Essa é uma longa história.
- Hayır, bak, bu uzun bir hikâye. Senin de çok meş.. Çok meşgul olduğunu biliyorum...
É uma longa história e tens mais que fazer.
uzun hikaye 160
hikaye 41
hikayenin sonu 30
hikaye nedir 24
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
hikaye 41
hikayenin sonu 30
hikaye nedir 24
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun mu 25
uzun bir zaman 22
uzun zaman önce 180
uzun bir gündü 31
uzun zaman 39
uzun zamandır 69
uzun bir süre 39
uzun süre 24
uzun yıllar önce 20
uzun bir yolculuktu 18
uzun bir zaman 22
uzun zaman önce 180
uzun bir gündü 31
uzun zaman 39
uzun zamandır 69
uzun bir süre 39
uzun süre 24
uzun yıllar önce 20
uzun bir yolculuktu 18