Vaktiniz var mı translate Portuguese
190 parallel translation
- Birkaç kadeh birşeyler içmeye vaktiniz var mı?
- Há tempo para almoçarmos primeiro?
- Biraz vaktiniz var mı?
- Acha que tem tempo?
- Biraz vaktiniz var mı?
- Tem um momento?
Özür dilerim, vaktiniz var mı?
Desculpe, tem um minuto?
Vaktiniz var mı?
- Tem tempo?
- Doktor Donovan, vaktiniz var mı?
- Dr. Donovan, tem um minuto?
Vaktiniz var mı şimdi kutsal peder, yoksa akşam duasından sonra mı geleyim?
Estais livre agora, santo padre? Ou venho à missa da noite?
Biraz vaktiniz var mı?
Concede-me um minuto?
- Affedersiniz. Biraz vaktiniz var mı?
- Desculpe, tem um minuto?
Vaktiniz var mı?
Urquhart, tem um momento?
Kaptan, vaktiniz var mı?
Tem um minuto?
- Vaktiniz var mı?
- Será possível?
- Bir bardak içkiye vaktiniz var mı?
- Tem tempo para um copo?
Farmakolojiyle ilgilenecek vaktiniz var mı diye merak ediyordum...
Era para saber se tinhas tratado dos meus fármacos.
Gwen, biraz vaktiniz var mı?
- Gwen, tens um minuto?
Hey bayım... vaktiniz var mı?
Hey, senhor... Têm horas?
Vaktiniz var mı?
- Dá-me um minuto?
Yemek için vaktiniz var mı?
Tem tempo para almoçar?
Vaktiniz var mı kutsal peder? Yoksa akşam duasından sonra mı geleyim?
Estais agora a lazer, sagrado Padre, ou deveria eu vir ver-vos na missa desta tarde?
- Peder, vaktiniz var mı?
- Capelão, tem um instante?
Vaktiniz var mı?
Têm um minuto?
Weaver vaktiniz var mı?
Weaver, tem um minuto?
Kahve içmek için vaktiniz var mı?
Tem tempo para tomar um café?
Dersiniz hakkında konuşmak için vaktiniz var mı?
Podemos falar da sua aula?
- Vaktiniz var mı?
Têm um minuto?
Vaktiniz var mı?
Têm um segundo?
Biraz vaktiniz var mı?
Tem um momento que me dê?
Bayan Branson, vaktiniz var mı?
- Tem um minuto, Ms. Branson?
Mamutları görmek için vaktiniz var mı?
Tem tempo para ver o mamute?
Söylesenize, balık tutmak için vaktiniz var mı?
Tem tempo para ir á pesca?
- Kahvaltı için vaktiniz var mı?
- Tem tempo para o pequeno-almoço?
Tuhaf bir şey için vaktiniz var mı?
Têm tempo para algo estranho?
Yeni evinize hemen mi gitmeniz gerek, yoksa biraz vaktiniz var mı?
Têm de ir para a casa nova agora, ou têm algum tempo?
- Biraz vaktiniz var mı? - Evet.
Tem um momento?
Vaktiniz var mı?
Dispensa-nos uns minutos?
Doktor Cox vaktiniz var mı?
Dr. Cox, tem um segundo?
- Hey, vaktiniz var mı?
Têm um segundo?
Vaktiniz var mı?
Vocês têm um segundo?
Jeanne Cooley. Gretchen Coswell. Katılacak vaktiniz var mı, aceleniz yoksa?
Gretchen Caswell ; tem tempo para conversar ou tem pressa?
Vaktiniz var mı?
Está disponível?
Güneş batana kadar vaktiniz var bayım.
Tem até ao pôr-do-sol, senhor.
Gazetenizi almanız ve kahve içmeniz için hala vaktiniz var bayım.
Pode comprar o jornal e até tomar um café.
Gün batımına kadar vaktiniz var.
Mas dou-vos até ao pôr-do-sol.
Doktor, vaktiniz var mı?
- Tens um segundo?
Gezmek için vaktiniz var mı?
- Tem tempo para dar uma volta? - Sim.
Biraz vaktiniz var mı?
Tem um momento?
Vaktiniz var mı?
Tem um momento?
Vaktiniz var mı?
- Tem um minuto?
Biraz vaktiniz var mı?
- Temos.
Vaktiniz var mı?
Tem um minuto?
Hatırladım da yarın 1 2 de hepiniz için özel birşeyler söylemek isterim ama hala vaktiniz var
Lembrem-se. O almoço é no Waldorf Astoria amanhã ao meio-dia. De fato e gravata.