English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Y ] / Yaşlı cadı

Yaşlı cadı translate Portuguese

154 parallel translation
Haydi, seni yaşlı cadı, bu gece biraz paraya ihtiyacım var.
Vá lá, sua velha malvada. Preciso de dinheiro para hoje.
Yaşlı cadı.
A velha malvada.
O yaşlı cadıyı hatırlatmasını istemiyorum!
Não quero que me lembre daquela velha malvada!
- Yaşlı cadı!
- É uma bruxa.
Seni yaşlı cadı.
Você velha horrível.
Cücenin kaynar kazana düştüğü bölümü de kestik. O sahnede bir karga kralın gözlerini oyuyor ve büyülü asa yaşlı cadıyı ezip posasını çıkarıyordu.
Também omitimos a parte em que o anão cai no caldeirão a ferver, e aquela onde o corvo tira os olhos do rei, e onde a equipa mágica bate na velha bruxa até a desfazer.
"... iğrenç anne... " "... beyinsiz yaşlı cadı... "
"A mãe detestável, a burra..."
Yaşlı cadı şimdi ne yapacak bakalım.
Tirou a batina. Imagina a velha...
Şu korkunç yaşlı cadı.
Bruxa horrível!
Yaşlı cadı her defasında beni mi seçmek zorunda?
Porque me incomoda esta vaca velha?
Dinle beni, yaşlı cadı. Hareket et yoksa beyninle otobüsü süslerim.
Velha bruxa, ou continuas ou espalho-te os miolos!
- Amacım da buydu zaten. - Seni yaşlı cadı!
- E acha que foi sem querer?
Yaşlı cadıyı oturtursun.
Mete lá a bruxa velha.
Yaşlı cadı!
A bruxa velha!
Yaşlı cadı burada.
A bruxa velha está aqui.
Şenlik ateşini yakıp yaşlı cadıyı...
Vamos acender a fogueira e queimar a velha...
Yaşlı cadıyı yakalım!
Vamos queimar a bruxa velha!
Bazı Yahudi kızları çok güzel. Diğer kadınlar yanlarında yaşlı cadılar gibi kalıyor.
Algumas judias são tão bonitas que as outras parecem éguas.
Tek ihtiyacım Adelaide'in tamam demesi ama yaşlı cadıya telefonla bile ulaşamıyorum.
Só preciso da aprovação de Adelaide, mas não consigo falar com ela.
Yalnız bırakın onu, yaşlı cadılar!
Eh, mulherio, deixem-no em paz!
Seni iğrenç, yaşlı cadı.
Bruxa feia!
Aynısını sana da yapacağım yaşlı cadı.
Vou-te fazer a mesma coisa ti, sua bruxa velha.
Oturup yaşlı cadının ölmesini mi bekleyecektik yani?
Pensa que íamos ficar à espera que a velha cadela morresse?
"Yaşlı cadı" diyeceksin.
"É um estafermo."
Sakın yaşlı cadıya gitme!
Não vá a essa velha bruxa!
Burada 20. yüzyıla gelmiş 3 yaşlı cadıdan söz ediyoruz.
Estamos falando de três bruxas contra o século 20.
Yaşlı cadı, ne cüretle bir çocuğa zorbalık yapıyorsun?
Bruxa velha! Estás a tentar assustar os fantasmas?
Seni yaşlı cadı.
Morcego velho.
Mesela, deli ve yaşlı cadı Tess Carlisle'ı korumak nasıl bir şey?
Por exemplo, como é guardar aquela velha doida, a Tess Carlisle?
- Yaşlı cadıyı kızdırma.
- Não perturbes a bruxa velha.
Yaşlı cadı.
Bruxa velha.
Şimdi olmaz, yaşlı cadı, çalışıyoruz.
Agora não, velha bruxa. Estamos a trabalhar.
iki yaşlı cadı bir sürü kediyle birlikte.
... duas velhas, rodeadas de gatos.
beklediğim an o an yaşlı cadının geberdiği gündü o gün güçleriniz, serbest kaldı.
É que, sabes, eu já sabia há algum tempo que na hora em que a velha bruxa batesse a bota todos os vossos poderes seriam libertados.
Demek o yaşlı cadıyı buldun.
Então, conseguiste encontrar a velha mulher.
Sizin Leydi Hester, korkunç bir yaşlı cadıya benziyor.
A Sra. Hester parece uma idosa indomável.
- Şu yaşlı cadı, bayan Finucane tehdit dolu bir mektup yollamış ona, baksana böyle mektupları yazan insanları, kızgın yağda kızartıp, tırnaklarını çekmeli.
Aquela cabra da Finucane mandou-lhe uma carta ameaçadora. Olha. Quem escreve uma carta destas devia ser fervido em óleo... e ter as unhas arrancadas por cegos.
Hepsinin yaşlı cadıya borcu vardı.
Todos deviam dinheiro àquela velha cabra. Bem, agora já não.
Cadılar yaşlı ve çirkindir.
As bruxas são velhas e feias.
Yaşlı, yıpranmış, cadı gibi miyim?
Estou velha, decrépita e pareço uma bruxa?
Seni mahveden Yaşlı Çadır denen o yerli.
O que te arruinou foi aquele índio, o Velho "Tepee".
- Yaşlı Çadır Derisi mi?
- Referes-te ao Velho Peles?
Yaşlı Martha Vorfeld cadı olduğunu itiraf etmişti.
A velha Martha Vorfeld confessou ser uma.
Yaşlı cadı!
Velha bruxa!
Yalnız başına yaşayan yaşlı kadınlar cadılıkla suçlanmaya başlayınca,
Entre os bodes expiatórios escolhidos, estavam mulheres de idade que viviam sózinhas e que eram acusadas de bruxaria.
Sevgili yaşlı şövalye. Hepsini çadırımda bir araya topla :
Bom e velho cavaleiro, reúne-os em minha tenda.
Prens kadını tekrar kovduğunda yaşlı kadının çirkinliği kaybolmuş ve güzel bir cadıya dönüşüvermiş.
Quando ele voltou a mandá-la embora, a fealdade da mulher desapareceu, para revelar uma linda feiticeira.
Killearn çocuğu alacak yaşlı bir cadı tanıyordur mutlaka.
Duvido que Killearn não conheça uma velha entendida nisso.
Ama çok korkuyorsun yaslı ve soğuk bir cadıya dönüşüyorsun tıpkı yaşlı ve soğuk teyzelerin gibi.
Mas tu tens imenso medo... ... e ficas a ser uma velha frígida...
Yaşlı Bene Gesserit cadısı yüzünden.
Foi aquela velha bruxa Bene Gesserit.
Hansel ve Gratel eve dönünce herkese yaşlı, kötü cadıyı anlattı.
O Hansel e a Gretel correm para casa para contarem sobre a bruxa má.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]