English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Y ] / Yaşlı kadın

Yaşlı kadın translate Portuguese

1,991 parallel translation
Sen akılsız bir yaşlı kadınsın.
Tu és uma velhota muito estúpida.
Tatlım, yaşlı kadınlar festivaline katıldığın zaman, bu saçmalıkları da bırakmak zorunda kalacaksın.
Em breve, lindinha, vais ter que deixar tudo isto... Quando te juntares ao grupo das velhotas...
Sen nasılsın yaşlı kadın?
Como estás, velhota?
Dört yaşlı kadın bizi yendi.
As quatro velhas venceram-nos.
Cinayetteki yaşlı kadının yazdıkları bunu yapabiliyorsa bir şeyler bulabiliriz.
Se a velhota do Crime, Disse Ela consegue, também conseguimos descobrir algo.
Yaşlı kadın çok iyi biriydi.
A senhora era simpática.
Bu yaşlı kadına bir iyilik yapar mısın Francis?
Pode fazer um favor a uma velhota, Francis?
Yaşlı kadını bırak ve dans pistine yönel.
- Fotos. Naomi, larga esta velha e vá para a pista.
5. Yaşlı kadınların hiçbir yerleri ağrımayacak.
Em quinto lugar, nenhuma velha sofrerá.
Yaşlı kadınların hiçbir yerlerinin ağrımamasını nasıl sağlayacaksın?
O que farás para que as velhas não sofram mais?
Şu yaşlı kadın var ya?
Vê aquela velhota?
Bu kızlar 18 yaşında, kurumuş yaşlı kadın değiller.
Estas miúdas têm 18 anos, não são velhas secas.
Dairemdeki o yaşlı kadın bu lehçe ile konuşuyordu.
Esta velha esquisita no meu prédio. Ela falava um dialeto.
- Yaşlı kadın nerede?
- Onde está a velha?
- Yaşlı kadın falan yoktu.
- Não tem nenhuma velha.
Yine de, zavallı yaşlı kadın daha kötü bir zaman seçemezdi.
Mas a pobre mulher não podia escolher pior momento.
Sana başımla onay verdiğimde, yaşlı kadını kavrayıp, çabucak dışarı çıkarmama yardım etmeni istiyorum.
Quando te fizer sinal, quero que me ajudes a agarrar a senhora e a levá-la rapidamente lá para fora. Ela confia em ti, certo?
Ne tür bir yaşlı kadın kendini kandırır?
Que tipo de velhota engana-se si própria?
Yaşlı kadın kapıyı açıyor, onun içeri girmesine izin vermiyor...
A velhota abriu a porta, mas não o deixou entrar.
Burası yaşlı kadın gibi kokuyor.
- Cheira a velha aqui dentro.
Yaşlı Kadın Sendromuna ne demeli?
Que tal síndrome do pânico.
Peki neden Yaşlı Kadın Sendromu diyorlar?
Então por que eles chamam de síndrome do pânico?
Bir şeyin beni yataktan aşağı çektiğini hissettim ama yaşlı kadın değildi.
Você sentiu algo por mim lá na cama, não era a mão.
Yaşlı kadını getirin.
Tragam a velha.
Bu yaşlı kadını çok mutlu ettin, Alan.
Fizeste uma velha muito feliz, Alan.
Gümüşleri satmak için Jasper'a götürdük ama o yaşlı kadını haberlerde o da görmüştü.
Então nós levamos as pratas ao Jasper para vendê-las, mas ele também tinha visto aquela velhota no noticiário.
4 yaşlı fahişe, kim bilir ki bu ordunun bu saçmalıklarla ülkenin beynini yıkadığını.
Quatro velhas "putas" que nada sabem sobre o exército, estão lixar... o juizo de todo o país com a merda deles.
Biliyorsun, iki hafta önce sokağımızdaki bazı çocuklar 79 yaşındaki yaşlı bir kadına ateş ettiler çünkü kadın polis çağırmıştı.
Sabe, há duas semanas, uns putos da nossa rua... pegaram fogo a uma mulher de 79 anos... tudo porque ela chamou a Polícia.
Bunlar ufak tefek yaşlı bir kadınındı.
- Essas eram de uma senhora de idade.
Ben de kadın yaşlı olduğundan vefat ettiğini falan düşündüm işte.
Era bastante idosa... Imagino que tenha falecido, ou assim.
Köy hayatına çekilmiş yaşlı bir kadın vardı, bazıları ise :
uma senhora idosa e solitária.
Yaşlı bir kadın gibi konuşuyorsunuz.
Tu falas como uma senhora de idade.
Bunun kaydettiğim yaşlı bir kadının sesi olması gerekiyordu.
- Deveria ser uma velha, eu me lembro dela.
Yaşlı bir kadın bizim eve girmiş... bir dilenci.
Uma velha entrou em nossa casa...
Sadece yaşlı bir kadın.
É só uma velha.
Yaşlı kadın mı?
A mulher velha?
Yaşlı kadının söyleyip, telefona kaydetmeye çalıştığım şey bu.
A velha que eu tentei gravar no meu celular?
Yaşlı bir kadın söyledi. Belki de ona ait olan şey için dönmüştür.
- Talvez ela já tenha voltado para onde pertence.
- Ne yaşlı kadını?
- Que velha?
Getirdiğim yaşlı kadın.
Minha velha.
Ne tür bir çocuk yaşlı bir kadını kandırır?
Que tipo de rapaz engana uma velhota?
Yaşlı adamlar, bir kadını nasıl özel hissettireceklerini bilirler.
Os homens mais velhos sabem como fazer uma mulher sentir-se especial.
Ayrıca pek çok genç kadının, yaşlı adamlarla neden evlendiğini anlayabiliyorum.
E consigo ver por que mulheres mais novas acabam com homens muito mais velhos.
Menopoz ve östrojene bakarsak o yaşlı bir kadın zaten.
Graças à menopausa, ele acaba por ser isso mesmo.
Çünkü yaşlı bir kadının üstüne çıkıp seni yatağa bastırdığına inanılıyormuş.
Porque costumavam dizer que era com mãos cresciam no topo da sua cabeça... puxando você para baixo.
- Ya da yaşlı kadın!
- Cuidado com esse ovo!
Tüm aileleri avlulara tıktılar, ve sonra herkesi - kadın, çocuk ve yaşlıları - bir kenara aldılar.
Acorrentaram todas as famílias no pátio, e depois puseram a todos, mulheres, meninos e velhos, de um lado.
Yaşlı bir kadının yanında yaşıyordum.
Eu vivia ao lado dessa velha senhora.
Normal, yaşlı bir kadın gibi görünüyor. Ama kara bir kukla ustası gibi insanları kontrol ediyor.
Parece uma velhota normal, mas controla as pessoas como uma mestre das marionetas das trevas.
Yeni bir ev sahibem var, ayyaş, yaşlı bir kadın.
A quem o diz.
Demek istediğim ; yaşlı bir kadını, genç kadından ayıran başka bir şey olmazdı, değil mi?
Quero dizer, por que devo tratar uma velha chata... diferente do que trataria uma jovem chata, certo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]