English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Y ] / Yukarı bakın

Yukarı bakın translate Portuguese

223 parallel translation
Yukarı bakın.
Está ali.
Şimdi yukarı bakın. Şimdi aşağı bakın.
Agora, olhe para cima... para baixo...
- Yukarı bakın!
- Ali em cima!
Daha yukarı bakın general.
Olhe para cima, General.
Şimdi sırtınızı diğer tarafa çevirin ve yukarı bakın.
Virem as costas para a nova direcção e olhem para cima.
Yukarı bakın!
Ei. Aqui!
Yukarı bakın!
Aqui em cima!
Yukarı bakın!
Cuidado!
Yukarı bakın.
Olhe para cima.
Yolun yukarısında. Bakın.
Seguindo pela estrada.
Yukarıdaki bayanı ve onun bana bakışını düşünüyordum...
Pensava na senhora Dietrison e em como me tinha me olhado.
Tam, yatakları hazırlamak için yukarı çıkmıştım ki orada, atölye kapısının yanında durmuş bana bakıyordu.
Simplesmente subi as escadas e dirigi-me para os quartos, e estava à porta do estúdio, a olhar para mim. - Era uma mulher.
Yukarıda baktığın gibi bak.
Olha-me como fizeste lá em cima.
- Yukarı gelin de yeni gece elbiseme bakın.
- O que compraste hoje?
Sen nehrin karşı tarafına bak, ben de ırmağın yukarısına.
Tu vez do outro lado do rio. Eu vejo do lada da nascente.
Bakın. Yukarıya bakın.
Vejam.
Bak, yukarı çıkıp şu üzerindeki hemşire formasını değiştirdikten sonra, dışarı çıkar güzel bir yerde birşeyler içeriz.
Porque não vais tirar essa farda e vamos tomar uma bebida?
Bak, sadece seni görmek için 20 araba 70 erzak fıçısı ve 94 insanı bir dağdan yukarı çıkarıp yollarını iki gün uzattım.
Ouve, eu trouxe carroças, 70 cabeças de gado e 94 pessoas pela montanha acima, com um desvio de dois dias, só para te ver.
Yukarı çık ve o takımın ne yaptığına bak.
Vá ao andar de cima e veja o que é que eles estão a fazer.
Yukarıya bakın!
Olhem!
Yukarı çıkıp samanlığa bakın!
Sobe e procura no sótão!
Yukarı doğru bakın profesör.
Olhe para cima, Professor.
Şu yukarıda ilerideki duvarlara bakın.
Olhe para estas paredes aí na frente.
Yukarıya bakın!
Olhe lá para cima!
Bakın doktor bey, yukarısı, dağlarda sürümü güttüğüm yerler olağanüstü güzel. Gökyüzü yıldızlarla dolu. ve ben çok yalnızım.
Tem que perceber, doutor, lá em cima nas montanhas onde guardo rebanhos, é tão bonito debaixo dos céus reluzentes.
- Yalnızca yukarı bak. - Manny, orada mısın?
- Olhe só para cima.
Ön sıranın köşesinde otururdu. Böyle bir olay yaşandığında, eğer ona göz ucuyla bakar ya da bakışlarını yakalarsanız kaşlarını yukarı kaldırır ve güler gibi başını sallar. O anda gülümsememek hayli zordur.
Ele estava sentado num canto, na primeira fila, e se olhássemos para ele durante um incidente destes, ele erguia a sobrancelha e abanava a cabeça de forma bem disposta e era muito difícil não lhe sorrir também.
Şuraya bakın. Yukarı.
Como se estivessem a olhar para cima.
Bakın, ne varmış yukarıda
E vejam o que está na mesa.
Dönemin şair ve diplomatı Constantin Huygens bu şehir sarayındaki ihtişamın "kibirli, gotik bir yukarıdan bakış" olduğunu söylemiş.
Constantijn Huygens, um poeta e diplomata da época, considerava que essa Câmara Municipal fazia esquecer o que ele chamava, "a sordidez e a pobreza góticas."
Bak. Senin ayaklarını yukarı kaldıracağım.
Tenho as tuas patas levantadas do chão.
Ve mehtap çıkmış. Ay ışığı göğüslerine çarptığında, vücutlarına bakıyoruz. O göğüslerin nazikçe yukarı ve aşağı zıplayışını izliyoruz.
A lua brilha, nós vemos traços de seus corpos -. - e a lua ilumina os seios que balançam para frente e. -.
Yukarıya bakın!
Olhem além!
Yukarıya bakın!
Olhem para ali!
Bunu unutma. Lütfen başlarınızı.. yukarı kaldırın, gümüş rengi bulutlara bakın.
Para ocupados que eles não são esquecidos... olhar para cima para ver as nuvens de prata
Siz yukarı çıkın, oturun, yıldızlara bakın... birbirinizle konuşun, birbirinizi tanıyın...
Subam, sentem-se, olhem as estrelas... conversem, se conheçam melhor...
Eğer hala canlıysanız yukarı doğru bize bakın.
Se continuares vivo, reza por nós.
Bobby Wayne, bakın, yukarı.
Bobby Wayne, olha, lá para cima.
Bakın biraz önce duyduğumuza göre yukarıda yaklaşık 50 ceset varmış.
Dizem que pode haver uns 50 corpos lá em cima.
Normalde mikroskopla bakınca adamın tohumlarını... rahimden yukarı çıkarken görmesi gerektiğini söyledi.
Normalmente, ao microscópio, ele veria os espermatozóides a tentarem a subida do útero.
Yukarıda, bakın.
Ali em cima, olhem! Meu Deus, Holmes!
- Evet, eminim, buna güvenirseniz... - Bir gün yukarı bakıp şöyle dediğinde ben de dinleyicilerin arasındaydım. "Eğer lanet olası tembel kıçlarınızı kaldırıp iş aramaya başlarsanız belki Amerika yeniden yaşanabilecek iyi bir yer olur."
Estava na audiência quando ele disse : "Se levantarem os cus dos assentos e forem trabalhar, a América voltará a ser decente".
Bakın burası alt kat banyosu.. - Arap çarşaflarıymış.. - Ve bakın yukarıda..
Esta é a casa de banho de baixo e a suite com o WC...
- Yukarı bakın.
Preparem-se.
Bakın, yukarı çıkıyor.
O elevador está a voltar!
Bak şimdi, tabanı aşağıya doğru ucu da yukarıya doğru, anladın mı?
Tens de agarrar do calcanhar para baixo, com o bico da bota para cima, entendes? Agarra aí.
Yukarıdan bakıyor ve boksörlerle konuşarak oğlunun başardığını söylüyor.
Ele está lá em cima a olhar e a conversar com os lutadores A dizer que o seu rapaz conseguiu.
Yukarı bakıp bizi görünce çok şaşırdınız değil mi?
Deviam ter visto suas caras!
23. güvenlik robotu yukarıdan, 914. bakım ekibinin robotları 12 km. aralıklarla görüntü alsın.
Movam a câmara segura 23 para cima e o bot principal 914 também. A intervalos de 12 cliques do transporte...
Açık bir gecede, Talax'a yukarıdan bakıp o titreyen koloninin ışıklarını görmeyi inanması çok zor.
Custa acreditar que tempos atrás, numa noite clara, você pudesse olhar acima de Talax e ver as luzes cintilantes da colónia.
Bir çılgınlık sokarsa içinize? Başka bir şey olmasa da oranın kendisi gözünü gönlünü karartır insanın bakınca yukarından derinlere uğultusunu duyunca denizin. Düşünün!
Pensai nisso!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]