Çekinme translate Portuguese
734 parallel translation
İncelemek istediğin bir şey olursa çekinme.
Se quiser estudar alguma coisa, esteja à vontade.
Sana çekinme dedim.
Calma.
Çekinme. Konuşabilirsin.
Não há problema.
Dışarıya çıkmaktan çekinme olur mu?
Não te importas de saír assim, pois não?
Bana bakış açını anlatışındaki çekinme nedenini artık biliyorum.
Sei porque me retraí quando falaste na tua ideia.
Çekinme, söyle.
Não tenhas medo de me dizer.
- Çekinme, göster bakalım.
- Não seja tímido, vejamo-lo.
Çekinme.
Serve-te.
Sen rahatına bak, hiç çekinme.
Fique à vontade.
Lütfen kuvvetli çalmaktan çekinme, olur mu?
Bem, não tenha receio de soprar isso alto, sim?
Hadi ama, çekinme.
Vá, não tenhas medo.
Çekinme, arkadaşım.
Mas é claro, meu amigo.
- Gül, çekinme.
- Vá, ri-te de mim.
Çekinme.
Não tenhas vergonha.
İçine baktıktan sonra da çekinme, bulduğun şeyin tıpasını aç.
Depois de espreitar, pode sacar a rolha daquilo que encontrar.
Gir, çekinme.
Entra, não tenhas medo.
Hadi ama, çekinme!
Não faças cerimónia, vamos.
Haydi, bir şey, buyur gel, çekinme
Vamos lá, Entra, não sejas tímida
Eğer uyumam seni rahatsız ediyorsa, bana söylemeye çekinme.
Se te incomodo roncando, não me faça saber isso.
Eğer yardıma ihtiyacın olursa, çekinme.
Carmine, se precisares de ajuda, não faças cerimónias.
Çekinme.
Podes, bebe à vontade.
Çekinme, al.
Vá lá. Vamos.
Ne düşündüğünü söylemekten de çekinme.
Não tenha medo de dizer o que pensa.
Yapabileceğim bir şey varsa, beni aramaktan çekinme.
Se eu puder fazer algo por si, não hesite em telefonar-me.
Ey Yusuf, Meryem'i kendine eş olarak almaktan çekinme. Çünkü onun rahminde oluşan, Kutsal Ruh'tandır.
José, filho de Davi, não temas receber Maria por esposa... pois o que nela foi concebido vem do Espírito Santo.
Çekinme.
Não hesite.
Çekinme.
Não sejas tímido.
Şunu bil ki, bana her zaman güvenebilirsin. Hiç çekinme.
Mas quero que saibas que podes contar comigo, não tenhas problemas.
Gel, içeri gel, çekinme.
Entre, não tenha medo.
Seni sinir eden bir şey yaparsam, söylemekten çekinme.
Se fizer algo que te incomode, não deixes de me dizer.
Ona yardım etmekten çekinme.
Não tenha medo de o ajudar.
Sorunun varsa yardım istemeye çekinme.
Se tem algum problema, não hesite em pedir ajuda.
Konuşmaktan çekinme.
Não tenhas vergonha. Fala.
Kavga arıyorsan çekinme.
E se estás a pedir festa é só dizer...
- Çekinme, söyle. Haydi.
Mas ouse, ouse...
Konuşarak arkadaş olunur. Çekinme.
Uma conversa é o caminho para a amizade.
Haydi, çekinme, al!
Vá, serve-te!
Haydi, çekinme, al.
Vai em frente, vai em frente.
Arabada birlikte gitmekten... çekinme lütfen.
Por favor, sinta-se à vontade de vir na carruagem comigo.
Eğer birşeye ihtiyacın olursa, çekinme.
Se precisares de algo, não hesites em pedir.
Yardım etmekten çekinme.
Não precisas ajudar.
Kucağına alsana Kaspar, çekinme.
Pega no bebé, Kaspar, vá lá pega.
- Hiç çekinme! Sana zaten borçluyum.
Eu devo-te uma data deles.
Söyle, çekinme.
Não tenha medo de o dizer.
Girsene, çekinme!
Não tenhas vergonha, entra.
Eğer bu gece yardıma ihtiyacın olursa aramaktan çekinme.
Se precisares de ajuda esta noite, basta telefonares-me.
Çekinme öyle, sevgili kuzenim.
Não seja tão acanhada, minha bela prima.
Şansın döndüğünde beni aramaya çekinme.
Quando a tua sorte mudar estás à vontade para me chamares.
Gel içeri gir çekinme.
Anda, entra.
Söyle, hiç çekinme!
Vá, diga que sou louco.
Çekinme, sor.
Vá lá, pergunta.