Çıkıyoruz translate Portuguese
3,778 parallel translation
- Bazen yemege çıkıyoruz dedim.
- Eu disse que almoçamos às vezes.
Dışarı çıkıyoruz.
Vamos para a rua.
- Biz dışarı çıkıyoruz.
- Nós vamos sair.
Ava çıkıyoruz.
Vamos caçá-los.
Biz çıkıyoruz.
Estamos de saída.
Bu gece yola çıkıyoruz.
Partimos esta noite.
Haydi ava çıkıyoruz.
À caça!
Bisiklet turuna çıkıyoruz. 2. dünya savaşı cephelerine.
Vamos num passeio de bicicleta em zonas de batalha da II Guerra Mundial.
Bir gün senin yaşlarındayken, sabahın erken saatinde...,... babam beni uyandırdı ve "Bir gezintiye çıkıyoruz." dedi. Ve 10 saat sonra bir köye uğradıktan sonra bana dönüp...,... "Evlat, bugün bir erkek olacaksın." dedi.
Um dia, quando tinha a tua idade, de manhã muito cedo, o meu pai acordou-me, e disse-me : "Vamos dar uma volta", e depois de dez horas, parámos numa aldeia e ele virou-se para mim e disse :
Saha gezisine çıkıyoruz.
Vamos por aí, numa viagem pelo campo.
Gezmeye çıkıyoruz.
Vamos fazer uma viagem.
- Bu gece çıkıyoruz.
- Para a noite de namoro.
Buradan çıkıyoruz ve bununla ilgili yapabileceğin hiçbir şey yok.
Estamos a ir e não há nada o que possas fazer.
Yarın bir yıllığına dünya turuna çıkıyoruz.
E amanhã vamos dar a volta ao mundo durante 1 ano!
Kız kardeşim ve yeni sevgilisiyle yemeğe çıkıyoruz, unutma.
Não te esqueças que vamos jantar com a minha irmã e o namorado novo.
Güvenlik formasyonundan çıkıyoruz. Beklemede kalın.
Quebrar formação para varrimento de segurança.
Üçüncü kata çıkıyoruz.
Vamos para o 3º andar.
Şu anda yola çıkıyoruz.
Vamos embora agora!
- Sonra yürüyüşe çıkıyoruz.
- E às vezes damos um passeio.
Yola çıkıyoruz.
Estamos a caminho.
Yola çıkıyoruz Binbaşım.
Estamos a caminho, Major.
İçeri giriyoruz, yaratığı buluyoruz, zehri alıyoruz ve dışarı çıkıyoruz.
Entramos, encontramos a criatura, retiramos o veneno, e saímos.
Canlı olarak dışarı çıkıyoruz üçümüz de.
Vamos sair daqui vivos, nós os três.
- Yukarı çıkıyoruz.
- Estamos a caminho.
Sonsuz hayata doğru yola çıkıyoruz.
Vamos a caminho da vida eterna.
Sabah yola çıkıyoruz.
Marcharemos pela manhã.
Yukarı mı çıkıyoruz?
Estamos a subir?
Bunun yanında ikimiz de Puckermanlarla çıkıyoruz ve birgün Yahudilerle takılan eltiler olacağız.
Além disso, ambas namoramos com Puckermans, e um dia seremos cunhadas e passaremos as duas tempo com judeus.
Hepimiz buradan çıkıyoruz.
Vamos sair daqui todos! ...
Çıkıyoruz. Annecik ve babacık kötü adamları yakalamaya gidiyor.
Pronto, a mamã e o papá vão apanhar os mauzões.
Merkez, yola çıkıyoruz.
Sede, estamos a caminho.
Ava çıkıyoruz.
Vamos caçar.
Ayrıca dört saattir de çıkıyoruz.
Estivemos a namorar durante 4 horas.
- Ayrıca dört saattir de çıkıyoruz.
- Namorámos durante 4 horas.
Evet, az sonra yola çıkıyoruz.
Estaremos na estrada dentro de alguns minutos.
- 2 aya turneye çıkıyoruz.
- Vamos fazer uma tournée de 2 meses.
10 aylığına Take Me Home turnesine çıkıyoruz.
Vamos andar 10 meses em digressão com o Take Me Home.
Okul gezisine çıkıyoruz.
Vamos fazer uma excursão.
Çıkıyoruz!
Vamos aparecer!
Çıkıyoruz.
Vamos aparecer.
Sana ve kız kardeşine yemek parasını çıkartmaya çalışıyoruz biz.
Estamos a tentar pôr comida na mesa para ti e para a tua irmã. É diferente.
Iroh, sana minnettarız ama bizim amacımız buradan çıkmak değil, biz kızımı arıyoruz.
Iroh, somos gratos... Mas não estamos à procura de uma saída. Estamos à procura da minha filha.
Çıkıyoruz!
Vamos embora!
Varlık kırıcısı. Kendi hayatları olan esoretic verilerle çalışıyoruz ve sayılardan epeyce daha karışıklar.
Moedor de entidades, trabalhamos com dados esotéricos que têm vida própria.
Çok açık ki bunlar çok zor zamanlar ama hepimiz inanıyoruz ki, soruşturma sonucu ne olduğu ortaya çıkacaktır.
REVERENDO PAUL COATES São tempos preocupantes, mas as investigações vão descobrir o que se passou.
- Çıkıyoruz bakalım dostum.
- Vamos lá levantar, amigo.
Gina, bu cılız Amerikalı kızın yerine neden, gerçek Medellinli gönüllülerle görüşmeye odaklanmıyoruz?
Gina, por que não vamos entrevistar os voluntários que são de Medellin? Em vez de nos focarmos só nessa "gringa" magricela?
Her gece, dışarı çıkıyor, yeni insanlarla tanışıyoruz...
Saímos todas as noites, conhecemos pessoas novas...
Siz her hafta böyle beraber mi çıkıyorsunuz? Beraber takılmaktan gerçekten hoşlanıyoruz.
Vocês vêm à happy hour todas as semanas?
Sana ve kız kardeşine yemek parasını çıkartmaya çalışıyoruz biz.
Estamos a tentar pôr comida na mesa para ti e à tua irmã. É diferente.
Pek sık dışarı çıkmıyoruz... o yüzden işin bu kısmını çok görmüyoruz.
Não saímos muitas vezes, por isso não assistimos muito a isto.