Önemli olan translate Portuguese
9,333 parallel translation
İkimizde biliyoruz ki böyle ortaya atılan herşey daima sahte çıkar. Kısa yoldan şöhret olmak ve kolayca para kazanmak için yazılmış. Önemli olan ne?
Esses livros escandalosos quase sempre são falsos, escritos para conseguir fama e dinheiro depressa...
Önemli olan da bu.
É isso que importa.
Önemli olan o iki psikopatın bir daha hiç kimseye zarar vermeyecek olması.
O que importa é que eles não vão magoar mais ninguém.
Önemli olan tek şey Ajan Keen.
O que importa é a Agente Keen.
Önemli olan benim değil, senin kim olduğun...
- Não interessa quem sou eu. E sim quem você é.
Önemli olan kazansak da kaybetsek de başarısız olmamaktır.
O segredo, porém, a ganhar ou a perder, é não falhar.
Önemli olan, bir şekilde çözecek olmam.
A questão é que eu vou descobrir.
Önemli olan hayatta olmam.
A questão é que, eu estou viva.
- Burada önemli olan ada ekonomisi.
Neste caso, é a economia da ilha.
Önemli olan da bu.
É só isso que importa.
Önemli olan tek şey sonuçlar.
Os resultados são a única coisa que importa.
- Önemli olan kısım o değil.
- Não é essa a questão.
Şu anda önemli olan tek şey bu kubbeden kurtulmak.
A única coisa que importa é sairmos desta Cúpula.
Önemli olan da bu.
Isso é que interessa.
O kupa için de endişelenme çünkü önemli olan tek şey final performansında herkesin sesini melekler gibi şarkı söylerken hatırladığı o an olacak.
Não te preocupes com o troféu porque a única coisa que qualquer um se vai lembrar é da actuação final onde vais parecer um anjo.
Tek önemli olan şey ona yeniden binmek.
A única coisa que importa, é que consigas voltar a pôr-te em cima dela.
Tek önemli olan, Christine'le güvende olmamız için borcun ödenmesi.
Só me importa que a dívida seja paga e que a Christine e eu estejamos seguras.
Önemli olan ; ... bugün Bayan Blye'la ayrı olmanız.
O que é importante é que você e a Menina Blye fiquem separados hoje.
Tek önemli olan o.
Ela é tudo o que importa.
Önemli olan tek şey o adamı benim öldürdüğüm.
O que interessa é que matei aquele homem.
Ama önemli olan senin mutluluğun.
Mas o importante, é que te sintas feliz.
Önemli olan bu.
E isso é o principal. Está bem.
Asıl önemli olan Afrika ve orada başına gelenler.
Aquilo que é importante é África e aquilo que lhe aconteceu lá.
Numaranın bir önemi yok Jersey'de değiliz. Önemli olan içindeki.
Não interessa qual é o número, o que interessa é a pessoa que o usa.
Önemli olan tek şey bu.
Só isso é que interessa.
Bu noktada önemli olan bana miğferlerden birini getirmek.
Agora, é essencial trazerem-me um elmo.
Önemli olan tek şey kardeşimi geri almak.
A única coisa que importa é recuperar a minha irmã.
Şüphesiz bugün planlandığı gibi gitmedi patronla da aramı düzeltmeye çalışacağım. Buna rağmen çocuklar için para topladık. Önemli olan bu.
Sem dúvida que, o dia de hoje não correu como planeado e tenho algum controlo de danos a fazer com o meu chefe, mas angariámos dinheiro para as crianças e isso é que importa.
Burada önemli olan bizim dehamız değil.
O nosso brilhantismo não é a mensagem aqui.
Önemli olan önceden ne olduğu.
Repara, é o que havia antes.
- Değil mi ama? Önemli olan o anı yaşamak.
É questão de estar no momento.
Önemli olanın bizim kontrolümüzde olması olduğunu sanıyordum.
Eu pensei que todo o ponto deste é que estávamos no controle dela.
Önemli olan, şu an burada olman.
O importante é que estás aqui agora.
Önemli olan grubun iyiliği.
O que importa é o que é melhor para o grupo.
Önemli olan şey beraber olmamız.
Uma coisa importante... É que é uma coisa nossa.
Önemli olan o.
É tudo o que importa.
Önemli olan tek şey her zaman olduğun cesur kız olmanın bir yolunu tekrar bulacağındır.
O importante, é encontrares o caminho de regresso à valente rapariga que sempre foste.
Ama asıl önemli olanın öğrencilerinizin burada harika tecrübeler edinmeleri.
Mas o que realmente importa é que os seus alunos tenham uma ótima experiência hoje.
- Tarihi eser. Çok önemli olan bir eser.
De significado imensurável.
Önemli olan beynim Bingo Çocuk.
- O que conta é o que tenho na cabeça.
Sonunda elbette ne kadar hayatın kurtulacağı önemli olan.
No fim, certamente, importa quantas vidas serão salvas.
Önemli olanı unutuyorum.
Estou a perder o foco no que é importante.
Tamam, önemli olan Sebastian'ı kandırmış olması.
O importante é que ela convenceu o Sebastian.
Önemli olan bu mu?
Não é isso que importa?
- Önemli olan o değil.
Não é essa a questão.
Reddington ile olan bu şey önemli.
Estão questão com o Reddington é importante.
Sınır Savaşları'nın dönüm noktası olan o önemli gecenin üzerinden tam bir yıl geçti.
Passou exatamente um ano desde a noite que virou a maré das Guerras Territoriais.
Kurallarınız doğru olanı yapmaktan daha mı önemli yani?
- Então, o vosso código é mais importante do que fazer aquilo que é correcto? !
Pasifik Eyaletleri için İsveç'le olan ticari anlaşmalar çok önemli.
As relações comerciais com a Suécia, são muito importantes para nós.
Bana olan görevinde daha önemli ne olabilir?
O que pode ser mais importante do que o teu dever para comigo?
Bu önemli, zira Ford Crown Victoria'nın krom tampon şeridine sahip olan son modeli 2003 yılındakiymiş.
É significante, porque o modelo anterior quando os Ford Crown Victorias tinha cromados era de 2003.
önemli olan bu 110
önemli olan şey 19
önemli olan da bu 101
önemli olan bu değil 23
olan 30
olan oldu 100
olan bu 81
olan olmuş 22
olanaksız 58
olanlardan sonra 18
önemli olan şey 19
önemli olan da bu 101
önemli olan bu değil 23
olan 30
olan oldu 100
olan bu 81
olan olmuş 22
olanaksız 58
olanlardan sonra 18
olan oldu artık 19
olanlar için üzgünüm 57
olanlar için çok üzgünüm 24
olanları duydum 24
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199
önemli birşey değil 33
önemli değil mi 21
önemli bir şey değil 261
olanlar için üzgünüm 57
olanlar için çok üzgünüm 24
olanları duydum 24
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199
önemli birşey değil 33
önemli değil mi 21
önemli bir şey değil 261