English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Ü ] / Ücü

Ücü translate Portuguese

1,163 parallel translation
Ayın ve takım yıldızların pozisyonlarına baktım ve tam üçü üç geçe güneşe bir kuyruklu yıldız çarpacak.
Comparei os diagramas da Lua e do Zodíaco, o que me permite anunciar com certeza absoluta que um cometa flamejante irá colidir com o Sol, três minutos depois das três da manhã.
O üçü hiç çekilmezdi.
Com os três que te falei, passou do limite.
İlki bir dakika sonra devreye giriyor. Diğer üçü de 15 saniyenin altındaki aralıklarla. - Anladın mı?
A ventoinha um, liga-se após um minuto, as restantes três em intervalos de sub-15.
Daha sonra üçü de ateş etmeye başlamış.
Começaram os três aos tiros.
Yani adı ne olursa olsun ister hayvansı unutkanlık isterse sonuç üzerinde ince düşünmekten gelen ödlekçe bir kuruntu öyle bir duygu ki dörde bölünse bir parçası bilgelik, öteki üçü korkaklık olurdu. Düşünüyorum da bilemiyorum bir türlü. Bu işi yapacağım diye nasıl yaşıyorum hâlâ.
Agora, seja por bestial oblívio ou por um pusilânime escrúpulo de refletir demais sobre este evento... reflexão essa que é uma parte sábia e três partes covarde... não sei por que ainda vivo para dizer "preciso fazer isto"... já que tenho motivos, vontade, força e meios para fazê-lo!
Nedir bu dil uzatmak doğumuna, yere, göğe? Doğum, yer, gök, üçü de birleşiyor diye mi sende?
Por que clamais então contra o vosso berço, o Céu, e a Terra, quando berço, e Céu, e Terra, em vós se encontram todos, ao mesmo tempo?
Ciddi olamazsın. Cidden, üçü şuraya tıkmayı...
Devias pensar em embolsar a 3...
Saat sabahın üçü, başka Nerede olabilirler...
Onde haveriam de estar? !
- Saat sabahın üçü
- Mas são 3 da manhã!
- Son üçü.
- Últimos três.
O hastaların en az üçü araştırma dışında tutulmamalıydı.
Não compreendo. Pelo menos, três daqueles doentes não deviam ter sido excluídos do estudo.
- Hangi beşin üçü?
- Três das tuas cinco quê?
- Deponun dörtte üçü kadar.
- Três quartos do depósito.
Benim üst düzey personelimden üçü, Gezinti güvertesinde kavga ediyor.
Três dos meus oficiais superiores à luta na Promenade.
Bu üçü masumdu.
Esses três eram inocentes.
Onların üçü birlikte.
Os três juntos...
Başkentteki oturumların dörtte üçü boyunca uyuyormuş. Bakalım.
Ele adormece na maior parte das sessões.
Diğer üçü Benson, Carls and Popovitch.
Os outrostres sao Benson, Carls e Popovich.
Diğer üçü nerede?
Onde estão os outros três?
Çocuklara verdiğiniz fotoğraf makinesindeki iki fotoğraf ve diğer üçü de incelemeye alındı.
As duas imagens originais e as novas três que foram tiradas com as câmaras'cameo'que ofereceu às crianças.
Kahretsin, üçü geliyor, üçü, üçü.
Gaita! São três.
- Sadece üçü efendim.
- São só os três.
Yüzde otuz üçü, hemidactylus turcicus.
Homologia de 33 % com o Hemidactylus turcicus.
- Yüzde otuz üçü homo sapiens.
33 % Homo Sapiens.
Tamam, diğer üçü.
- Agora, mais três.
- Atlılardan üçü öldü.
Ouviram?
Dediğini duydun mu? Atlılardan üçü öldü asıl çekimin sonundan iki hafta önce.
Três morreram... quinze dias antes do fim das filmagens.
Ve bütün bu üçü, küçük bir kendini bilmez paket içerisinde sunulunca...
- Ele chamou-me pacotezinho?
Örneğin şu üçü.
Como aqueles três.
... seninkilerinin üçü de bizi ilk seçenekleri olarak yazacaklarmış.
Os teus três candidatos colocaram-nos como primeira opção.
Ve üçü de var.
E são três.
Önceki hafta üçü hariç diğerlerini başkası söyledi ve bu seferkini gerçekten yardım olmadan yapmak istiyorum.
A semana passada acertei em todas menos três... ... e quero terminar umas sem ajuda nenhuma.
Son üçü kaçıyor!
- Cabrões! Os três últimos estão a fugir!
Kalan üçü kaçıyor!
Os três últimos estão a fugir!
Sonuncuyu çıkış noktası olarak alırsak geriye çalışmak için üçü kalıyor.
Considerando que o último é o ponto de origem sobram três para estudar.
Tamam saat sabahın üçü ve şaka için...
Curtis, são três da manhã.
Yüzlerden üçü tanınıyor.
Três caras são facilmente identificáveis.
Nina. Saat sabahın üçü.
Nina, são três da manhã.
Suburban Lille, Fransa'nın Kuzeyi Ocağın üçü, 1980
SUBÚRBIOS DE LILLE, NORTE DE FRANÇA, 3 DE JANEIRO DE 1980.
- Evet. Kontrol ettim de, şehir klübü yalnızca haziranın üçü ve onyedisinde müsait.
Informei-me e o country club só está disponível a 3 ou a 17 de Junho.
Eee, hanımlar, üçü mü yoksa on yedisi mi?
Então, minhas senhoras, 3 ou 17?
Dokuzu benden büyük üçü ise küçük.
8 maiores e 3 menores.
Sabahın üçü ile öğleden sonra dördü arasında ki fark nedir?
3 : 00 da manhã, 4 : 00 da tarde... Qual é a diferença?
- On tane sorundan üçü.
Tivemos três em dez.
Başka nasıl iki ve üçü alabilirsin ki?
De que outra forma irás tu casar com o 2 e o 3?
Donna, saat gecenin üçü.
Donna, são 3 da manhã.
Kazıcılarından üçü erimiş. - Ne?
Três dos seus escavadores... derreteram.
Evet, peki diğer üçü?
E as outras três?
Ve kabartmalardan üçü LCF olarak imzalanmış.
E três das gravuras dela estavam assinadas "LCF".
Bu üçü test köpekbalığı.
Estes três são os tubarões das experiências.
Saat sabahın üçü. Bu tek bir kişi olabilir.
Às 3 da manhã, só pode ser uma coisa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]