Şükür ki translate Portuguese
615 parallel translation
Çok şükür ki gemide değiller.
Ainda bem que não estão a bordo do navio.
Doğdu ve çok şükür ki öldü.
Nasceu e felizmente morreu.
Çok şükür ki zayıf bir adamsın.
Ainda bem que é um homem fraco!
Tanrı'ya şükür ki baban öldü.
Dá graças a Deus por teu pai estar morto.
- Tanrıya şükür ki.
- Graças a Deus por isso.
Tanrı'ya şükür ki biz demokratik insanlarız.
Graças a Deus, ainda somos membros de uma democracia.
Çok şükür ki ailem Polonya dışında. Ama Varşova'da biri var.
Os meus familiares estão felizmente fora da Polónia, mas tenho alguém em Varsóvia.
- Şükür ki Vince'in bütün dostlarını tanımam.
Não conheço todos os amigos dele, felizmente.
Çok şükür ki son gecem.
Graças a Deus sei muito bem disso.
Lottie dışarıdaydı, çok şükür ki fotoğrafcıya gitmişti.
Lottie estava fora, graças a Deus, no fotógrafo.
Şükür ki sabaha karşı olmuş, sen evdeymişsin.
Felizmente, foi antes do amanhecer, por isso, estavas em casa.
Tanrı'ya şükür ki eksikliğim duyulmuyor.
Mas, graças a Deus, não é necessário.
Çok şükür ki, biz böyle bir kişiye yeni sahip olduk aslında, onlarda bir kaçına.
Por sorte, já temos um candidato... na realidade, temos vários.
Şükür ki, kendim hallettim.
Felizmente, era eu que a controlava.
Tanrı'ya şükür ki onları öldüren bizler kadar zeki değiller.
Graças a Deus que não são tão | inteligentes quanto quem os mata.
- İyi, şükür ki değilsin!
Bem! Menos mal!
- Tanrıya şükür ki iyisin.
- Holmes! Graças a Deus, está a salvo.
Müfettiş Beauchamp, Tanrıya şükür ki buradasın.
Inspector Beauchamp... Graças a Deus que está cá.
Ceketimin cebinde tanrıya şükür ki siz göremiyorsunuz ahlak dışı, iğrenç, açık saçık bunu söylediğim için utanç duyuyorum..... Fransız kartpostalları var.
Tenho aqui no meu bolso - e graças a Deus fora da vossa vista - coisas indecentes, porcas, obscenas... E, digo com vergonha. ... Postais franceses.
Tanrıya şükür ki, sadece lafta.
Somente pelo som das minhas palavras, graças a Deus.
- Tanrıya şükür ki geldiler.
Já, mas neste caso, graças a Deus...
Ve Tanrıya şükür ki benim olmamışsın.
E graças a Deus não consegui ficar contigo.
Şükür ki dönmeyecek.
Felizmente ele não voltará.
- Çok şükür ki bugün Cuma.
- Por sorte que é Sexta-feira.
Çok şükür ki acil bir işim yoktu.
Por sorte, não havia nada de urgente.
Şükür ki işim arkamı ısıtma zevkime karışmıyor.
Felizmente, a minha vocação permite-me o prazer de ficar de costas quentes,
Tanrı'ya şükür ki bana yetenek vermemiş.
Mas Deus não me deu talento, a Vós graças, Senhor!
Çok şükür ki değildim ve sadece onlara bunu söylemeni istiyorum.
Contudo, não vou, e agradecia que lhes dissesse isso.
Binlerce şükür ki güvenilir... Kaptan Romagna sizin yerinizde değildi.
Deve-se um milhar de lamentos que o meramente fiável Capitão Romagna... não estivesse no seu lugar.
Ve milyonlarca şükür ki Kaptan Zappi de sizin yerinizde değildi.
E um milhão de lamentos que o Capitão Zappi não estivesse no seu.
Şükür ki bu sızıntı kontrol altına alınmakla birlikte, iki araştırmacının kaybı için
Felizmente, o derrame foi contido, mas não sem a perda de dois importantes investigadores.
- Tanrıya şükür ki alamayacak.
- Não, se os céus não o permitirem!
Çok şükür ki yarın Paris'e gidiyorum. Tek söyleyeceğim bu.
Ainda bem que vamos amanhã para Paris.
Şükür ki rahibin adresi kolaydı.
A música era bonita e o sermão foi breve.
Burma Ormanı'nda şükür ki çok sayıda bambu yetişiyordu ve Japonya'da herkes bambu filizleri yer.
Felizmente, na selva birmanesa há muito bambu. E, no Japão, todos comemos rebentos de bambu.
Tanrıya şükür ki Helga'yı yatırdın.
Graças a Deus que deitaste a Helga...
Çok şükür ki, Fransız hapishanesinde, yemekler kötü değildi.
Felizmente, era uma prisão francesa por isso a comida não era má.
Tanrı'ya şükür ki şu oğlanlar var.
Agradeço a deus por estes rapazes.
Yıldızlarına şükür ki, sen benimle evlendin.
Podes agradecer à fortuna por teres casado comigo.
Şükür ki...
Infelizmente.
Tanrı'ya şükür ki, bitti.
Graças a Deus que já acabou.
Şükür ki, seyahat edebilecek imkanım vardı. Afrika'ya gittim,
Felizmente eu tinha os meios para viajar.
Tanrıya şükür ki zamanında yakaladık. Bunu... ondan aldık.
Felizmente, detivemo-Io a tempo e recuperámos isto -
Tanrıya şükür ki bizi buldun!
Quayle!
- Ama Tanrı'ya şükür ki çoğu ikna olmaya yakın.
- E outras á vista, graças a Deus.
Tanrıya şükür ki ciddi bir şey yok ama olabilirdi.
Ontem à noite a S.S. Esteve no apartamento de Manfredi.
Lanet olası bana hiçbir şey vermiyor. Şayet evleniyor olsaydım, Şükür tanrıya ki evlenmiyorum Rugby liberosuyla evlenirdim.
Ela não me dá nada de nada.?
Tanrı'ya şükür, iyi ki evlenmemişim.
Graças a Deus que nunca me casei!
sey, sükür ki henüz degil.
Ainda não, graças a Deus.
Tanrıya şükür, bunların düzmece olmasından öyle memnunum ki.
Com toda a sinceridade, fico muito contente por ser ficcional,
Tanrı'ya şükür ki, senin gibi bir danışmanım var, Bladder.
Bom, graças a Deus que eu tenho-o para me aconselhar, Bladder.