English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ A ] / Anlaşılıyor

Anlaşılıyor translate Russian

831 parallel translation
Anlaşılıyor mu?
Разберетесь?
Suratından ne mal olduğun anlaşılıyor. Tam bir şarlatan, samimi söylüyorum!
У тебя на лбу написано, что ты из полиции, но за откровенность я тебя уважаю.
- Buralarda ünlü olduğu anlaşılıyor.
- Его здесь все знают.
O halde haklı olduğum anlaşılıyor.
Значит, я был прав.
Öyle anlaşılıyor ki hayvanlar lanet şeyleri görebiliyor.
Кажется, животные видят такие вещи.
Bir kısmının ses yalıtımlı hücre, öteki kısmının ise morg olduğu anlaşılıyor.
Одна ее часть оказалась большой камерой с мягкими стенками, другая - покойницкой.
Nihayet, adamlardan birinin Harry Wheeler olduğu anlaşılıyor. Hiç ara vermeden banka soymuş. Olay...
В конце концов, опознание Гарри Уилера, как одного из грабителей, это не прорыв, это...
İzninizle, acil bir randevum olduğu anlaşılıyor.
Прошу прощения, джентльмены, я забыл, что у меня назначена встреча.
Evet, anlaşılıyor.
Да это должно было случиться.
Eh, kime çekmiş anlaşılıyor.
Теперь ты знаешь на кого он похож.
- Okunamamaları lazım! - Öyle olması gerektiği anlaşılıyor.
- Подпись не должна читаться.
Adını nasıl aldığın anlaşılıyor.
Понимаю, почему у тебя такое имя.
Şimdi anlaşılıyor.
Что ж, это кое-что объясняет.
- Nazik biri olduğunuz anlaşılıyor.
Сразу видно, что Вы галантный мужчина.
Öyle anlaşılıyor.
Похоже на то.
Düşün, Plato gibi biri hâlâ anlaşılıyor - anlaşılabiliyor.
Удивительно, что такого человека, как Платон, мы можем понять и понимаем сейчас.
Gözlerinin bağlı olmasından anlaşılıyor.
Повязка на глазах и крылья. Но почему...
Orada para karşılığı aşk yapıldığı açık bir şekilde anlaşılıyor.
У меня сложилось устойчивое впечатление, что там есть и продажная любовь.
İyi biri olduğunuz yüzünüzden anlaşılıyor.
У вас доброе лицо.
Bizim Bay Owen'ın oldukça çok silahı olduğu anlaşılıyor.
У мистера Онима здесь целый склад оружия.
Etrafında olan şeyler için - ki söylediklerinden bu anlaşılıyor -... dini bir temel arama eğilimin mi var?
Есть ли у вас склонность искать, как говорится, по ту сторону вещей - религиозную основу?
Anlaşılıyor, kelimeler gibi elle tutulur birşey.
Это понятно. Отчетливо, как слова.
Anlaşılıyor ki ; ahlaksızlık meziyeti...
Кажется, что она - добродетель порока...
Evet, taktikleri çok açık anlaşılıyor.
Да, их тактика ясна, м-р Спок. Они пытались заставить нас включить искривление.
Birbirinizi çok yakından tanıdığınız açıkça anlaşılıyor.
Теперь ясно, что вы знаете друг друга даже слишком хорошо.
- telgrafta öyle demişti. dediğin şekilde ise.. onunla parası için evlenmek istediğin anlaşılıyor..
Вас послушать,... так вы выходите замуж из-за денег.
Bu ilk bakışta anlaşılıyor.
Думаю, вам многие могут сказать об этом, крошка.
İyi eğitimli bir asker olduğun anlaşılıyor, Er Briçkina.
Сразу видно, бывалый ты человек, боец Бричкина.
Parayı sevdiği anlaşılıyor.
Значит, деньги любишь.
Anlaşılıyor zaten.
Я понимаю!
McKuen'den etkilendiğin anlaşılıyor.
Так очевидно влияние МакКьюена.
- Evet, elbette öyle... 1 kilometreden anlaşılıyor değil mi?
- О, да, конечно, это по нему за километр видно, да?
Son zamanlarda garip davranışlarının sebebi şimdi anlaşılıyor ve kalabalıktayken.
И я заподозрила, что он связался с плохой компанией.
Mil yuvası bükülmüş, sesinden anlaşılıyor.
Да, было слышно, как мотор кашлял.
Biz hazırız hazırlık yaparken anlaşılıyor ki bu sahtekarları yeterince izleyememişim.
Господин Президент мы готовы... но подготовка этого подразумевала, что я не смогу наблюдать за этими жуликами
Bu yürüyüşünden anlaşılıyor.
Ёто видно по твоей походке.
Adama, bize sunduğun görüntünün bize korkunç zamanlarda liderlik eden bir savaşçının karanlık görüşü olduğu anlaşılıyor.
амтала, г еийома поу лас димеис, еимаи, дийаиокоцглема, г сйотеимг оьг емос покелистг поу лас одгцгсе се асвглес стицлес.
Ve birdenbire, hiç de antik olmadığı dalgacı birinin arkeologları kandırdığı anlaşılıyor. Sadece eğlenmek için.
А вдруг выясняется, что никакой он не античный, а подсунул его археологам какой-нибудь шутник веселья ради.
Gördüğüm gezegen ışıklarla çevrelenmiş ve üzerinde zeka olduğu anlaşılıyor.
Я увидел планету, озаренную огоньками света, и различил признаки разумной жизни.
Asla unutmadıkları anlaşılıyor.
Они никогда, кажется ничего не забывают.
Anlaşılıyor ki, onun Takeda klanı için yapacağı birşey yok.
Помните, что он не имеет отношения к клану Такэда.
Ben kişilik prototipiyim... Anlaşılıyor, değil mi?
я личностный прототипЕ ћожете ведь сказать, можете?
Anlaşılıyor ki bu hiç de kolay değil.
Это, очевидно, нелегкая задача.
- Öyle olduğu anlaşılıyor, değil mi?
- Но он мне идет, верно?
"genç bir kızı ayarttığı anlaşılıyor..."
"... и повел ее в Амберсон Холл, под ложным предлогом...
Kokudan anlaşılıyor.
Даже запах от разряда чувствуется.
Sana bir bakınca Wolff, kendin için en iyisini yaptığın anlaşılıyor.
Просто смотря на тебя, Вулфф, я вижу как ты сейчас доволен собой.
Halinden anlaşılıyor muydu?
Заметно ли это?
Batı Berlin'e giden bir Amerikan askeri konvoyunun... Doğu Alman sınırındaki Helmstedt'te durdurulduğu anlaşılıyor.
Конвой американской армии, приписанной к Западному Берлину вернули назад в Хельмштадт, на границе с Восточной Германией.
Anlaşılıyor değil mi?
- Да, верно.
Hastaneye yatıyor olman anlaşılır bir durum.
Слушай, мне жаль, что тебе надо в больницу.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]