Belki mi translate Russian
915 parallel translation
Belki mi?
"Наверное так"...
Belki... Belki mi?
Быть может...
- Belki. Belki mi?
Может быть, что может быть?
- Belki mi? Eğer onun dostuysam ve sen bunu söylemezsen...
Если я и правда друг, а ты не скажешь ему...
Belki mi?
Возможно? Да ладно, Джо.
Neden mi? Belki de kaybedilen davalara karşı her zaman bir zaafım olmuştur gerçekten kaybedildiklerinde.
Я всегда сожалею об утраченном, когда его не вернуть.
Yoksa, belki de onun içinde biraz benden mi gördün, Hyde?
Или может, показалось, что в нем вы увидели меня, Хайда?
Belki de bundan sonra liderimizi daha fazla sever, değil mi?
И тогда, возможно, он начнёт уважать фюрера?
Belki, ama şöyle yapmadım... ve sonsuzdan sonra da - Ben öyle mi yaptım?
- Разве я так пел?
Amerikan konsolosunu göreyim mi? O belki bu işi halletmenize yardımcı olur.
Советуете мне обратиться к американскому консулу, чтобы он вам помог это уладить?
- Hiç mi? Belki, yeni arkadaşlar edinmek için yeterince güçlü olmadığını açıkça ifade etmeliyim.
Возможно, я бы сказал, что она... недостаточно здорова, чтобы заводить дружбу с новыми людьми.
Arada sırada belki Avrupa'ya gitmek. - İstersin değil mi? - İster miyim?
Ты хотел бы жить в лучшем доме города, покупать жене красивые платья, пару раз в год ездить в Нью-Йорк или, скажем, в Европу?
Sence cidden bir papaz olabilir mi? Evet, belki.
Вы же не считаете, что это был священник?
Onlardan birisi yanaşınca, belki yardım isteyebiliriz, değil mi?
Увидим их, возможно сможем позвать на помощь?
Öyle mi, öyle mi? Belki zengin muhitlerde tartışıyorlardır.
Да-да конечно, может, в элитных районах они и дискутируют.
Belki de duygulandınız. Böyle tepkiler sonradan olabilir, öyle değil mi?
После увиденного ноги подкашиваются, да?
Bu senin aklına gelmezdi değil mi? Belki, ama her gün polislerle kovalamaca oynamıyorum.
Возможно, но я не привык убивать полицейских.
- Akşam yemeğine de mi? - Belki.
Едем сейчас же!
Belki her şey iyiye gidecek ama hissettiklerinden farklı olarak... Her neyse, önemli olan sonuç, değil mi?
Возможно, все будет прекрасно... в другом смысле, чем вы думаете, но ведь то, что имеет значение, - это результат, правда?
Belki bir romana konu olabilir değil mi?
Чем не сюжет для романа?
Yani, belki 10 : 30 gibi çıkabilirsin, değil mi?
Ну, тогда можно сказать, что Вы могли бы освободиться около пол-одиннадцатого, правда?
- Öyle mi? Belki gelip dinleyeceğini söyledi.
Он сказал, что придет нас послушать.
Eğer öyleyse, belki daha mutlu olmalıydık, diğerleriyle beraber mi gittik?
И возможно,... было бы проще уйти вместе со всеми.
Belki yardım edebilir. İyisi mi onu arayayım.
Может, он поможет?
Yoksa şaşırıp dehşete mi kapılmıştır? Belki kıskanmışlardır. Bunu söylemeye hakkın yok.
Или они потрясены и испуганы, возможно безумно ревнивы ( ревнивы, здесь точно не это ) у тебя нет причин говорить так.
Senin kendi fotoğrafına aşık olduğunu anladı, değil mi? Belki anlamıştır.
Она догадалась, что ты влюбился в этот портрет?
Sıradan bir fiyat için belki, ama 20,000 lira fikrini değiştirmez mi?
За обычную цену, возможно. А за 20 тысяч - это другое дело? Другое дело, да?
Belki de hazır buradayken biraz sohbet edelim, değil mi?
Ох! Говорил, конечно. Несомненно.
Beni takip ettiğin o gün, belki de sarhoş değildin, değil mi?
В тот день, когда вы меня преследовали, может вы вовсе не были пьяны?
Belki çünkü azıcık, ya da fazla olmadan şeye... Bilmiyorum. Bu kadar karışık değil, değil mi?
Может потому, что профессия актрисы требует слишком большой отдачи.
Belki... Joe gezegendeydi, bununla bağlantılı olabilir mi diye mi soracaksın?
Хотите спросить, связано ли это с тем, что Джо был на поверхности этой планеты?
Belki benimle evlenirsin, öyle mi?
Ты могла бы за меня выйти?
Güruhların sesi mi? - Belki de bizim psikolojimiz ve mücadele yeteneklerimiz her iki taraf için de plânları olan uzaylı tarafından test ediliyor.
Может, человеческую и клингонскую психологию и боевые способности испытывает этот инопланетянин, и у него для обеих сил есть план?
Belki bir şey mi biliyorsun, Nikolo?
Ты ничего не знаешь, Николо?
- Belki mi?
- Может быть.
Uzaktan bakınca, belki adam yerine konabilirsin. Ama yakından bakınca, gerçekten hayal kırıklığı yaratıyorsun, değil mi?
Издалека ты похож на мужчину.
Düşünüyorum da, belki ben gitmeden önce... bir anlaşma yapabiliriz... ben oradayken başkalarını görmemizde herhalde bir sakınca yoktur, değil mi?
Я подумал, что мы можем договориться,... и что нам обоим можно, пока я в отъезде, встречаться с другими, понимаешь?
Tekrar konuşayım da... belki bir şey ayarlanır. Yine mi grev?
Поговорю с ними снова, посмотрим, можно ли с этим что-то сделать.
Joffert, Jennings, ve ekibin kalanı belki bir şeyler içmeye gelebilir. Sen iyi si mi arabayla gidip alemlik bir şeyler al.
ƒжофферт, ƒженнингс и остальна € компани € зайдут пропустить пару стаканчиков, так что съезди и пополни запасы выпивки.
Ama o bunu bilmezse belki onun arkadaşı olabilirim. Çok iyi bir arkadaş olabilirim. Ve 20 yıldan sonra bu daha önemli değil mi?
жеуцомтас апо тгм туяаммиа тым йукымым, то текеутаио астяопкоио, то цйакайтийа, одгцеи емам апосбокылемо йатафгтоулемо стоко се лиа ломавийг амафгтгсг емос астяажтеяоу пкамгтг цмыстоу йаи ыс цг.
Belki de sen? Ben mi?
Может быть, вы?
Belki mi?
Я его не видел.
Belki dayak yemiştir, değil mi?
Может он задержался?
Belki de, ama bu onu değiştirmek mi yoksa kendiyle yüzleşmesini sağlamak mı?
Возможно, но изменилась ли она или открыла настоящую себя?
Belki şimdi küçük bir kahvenin zamanıdır, değil mi?
- Самое время кофейку попить.
Hiç aklına geldi mi... belki de para kazanmak için, kendi soygunlarını yapmalısın?
- Тебе никогда не хотелось начать зарабатывать на жизнь своим трудом?
Belki, Motosikletli çocuk gittiği için mi?
Это потому что Мотоциклист исчез?
- Belki dönerim diye mi elinde tutuyorsun? - Ah, hayır.
- Квартиру вы оставили на всякий случай?
Belki de beni çok seviyorsun, olabilir mi?
Или может, ты меня слишком крепко любишь?
İçeride belki olabilir, değil mi?
Ну можно и в связи, правда?
- Belki de sen dönsen iyi olur. - Ben mi? Senin gibi hoş bir çocuk.
Может, лучше ты сам домой пойдешь,... мальчик-институтка?